En Eski Devran Tığlı kitaplarını, en eski Devran Tığlı sözleri ve alıntılarını, en eski Devran Tığlı yazarlarını, en eski Devran Tığlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peri kızı gözlerini şaşkınlıkla açtı. Ne acı vardı ne de kan... İkisi birden kafasını eğip bıçağa baktılar. Sonra aynı anda kafalarını kaldırıp göz göze geldiler. Bu serseriyi iyice hırslandırmıştı. Belli ki ruh sağlığı yerinde olan biri değildi. İlk hareketi ola ki öfkeyle yapmış olsun, normal bir insan daha bıçağı saplamadan pişmanlık duymaya başlayabilir, ama geri dönüşü olmayan bir yola girdiği için engel olamaz, ok yaydan çıkmış olduğu için de sonradan pişman olacağı bu hareketi yapmış olurdu.
Fakat serseri, acı çektirmekten, zarar vermekten, hatta öldürmekten haz duyan normal olmayan birisiydi belli. Pişman olmamıştı. Bu sefer bıçağını bir hançer tutar gibi kaldırıp, omzunun üzerinden güç alarak kalbine doğru saplamaya çalıştı. Bu sefer kemer de onu koruyamazdı.
İnsanlar birbirlerini anlamaya çalışmıyor, insanlar birbirlerini geçiştirmeye çalışıyor. İnsanlar sadece kendisinin anlaşılmasını istiyor, ama birbirini anlayan da yok,
anlamaya çalışan da. Arkadaşlar, dostlar anlamıyorlar birbirlerini. Sadece görmek istediklerini görmek istiyorlar. Dert kendisinde olduğunda çok büyük ve hiç kimse onu anlamıyor olurken, bir başkasında oldu mu, takma kafana ya, büyüttüğün şeye bak oluyor en büyük dertler bile. Sonra da o anlamadığı, üzerinde düşünüp de kafa yormadığı dostu da gün geliyor onu anlamıyor haliyle.
Lise zamanlarımda, en karmaşık ve çıkmazda olduğum dönemlerde her'şey'ime şey oldu. Hocamın, abimin kaleminden .. Hiç unutamayacağım okuma macerasına sahip bir kitap.
İnsanlar birbirlerini anlamaya çalışmıyor, insanlar birbirlerini geçiştirmeye çalışıyor. İnsanlar sadece kendisinin anlaşılmasını istiyor, ama birbirini anlayan da yok,
anlamaya çalışan da. Arkadaşlar, dostlar anlamıyorlar birbirlerini. Sadece görmek istediklerini görmek istiyorlar. Dert kendisinde olduğunda çok büyük ve hiç kimse onu anlamıyor olurken, bir başkasında oldu mu, takma kafana ya, büyüttüğün şeye bak oluyor en büyük dertler bile. Sonra da o anlamadığı, üzerinde düşünüp de kafa yormadığı dostu da gün geliyor onu anlamıyor haliyle.
Beni anlayabilmen için,
Sevebilmen için,
Bana değer verebilmen için,
Değerimi bilebilmen için,
Fark edebilmen için bunca kalabalığın arasından,
Ayrı bir yere koyabilmen için,
Unutmaman için hiç.
Unutulmaz olman için,
Vazgeçilmez olman için,
Benim gibi olman gerekir.
Benden olman
Benden bir'i...
Gelirsen,
O, sensen,
Bense hep "sen" olacağım.
Senden bir'i...
Sevmeye çalıştığınız birini yeteri kadar sevemezsiniz de, kaçmaya çalıştığınız kişi sizi aşkından altüst edebilir.
Kurtulmaya çalıştıkça ise daha fazla saplanırsınız onun batağına.
Unutmaya çalıştığınız birini daha fazla hatırlarsınız!
Bize gelsene kitap okuruz, çay da demlerim hem sana. Sıcacık sobanın ısıttığı odada, sobanın üstünde. Yanında da güzel çıtır kurabiyelerden.
Odamın en güzel köşesini de veririm. Üstüne battaniye de örterim, şu yumuşacık olanlarından.
Perdeyi açar yağmuru ve camdaki damlaların kaya kaya zigzag ederek düşüşlerini izleriz. Hafif de bir müzik açarım sana. Birbirimize kitaptan satırlar okuruz, en sevdiğimiz yerleri. Gözlerinin içine bakarım hep, bir şey isteyecek misin diye. Belki, istersen sana Ahhşktan şiirler de okurum, kulağına.
Belki yaşlanırız da …
Gelsene