Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. Fernandez Huidobro

E. Fernandez HuidobroDuvardaki Sarmaşık Gibi yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
709
Görüntülenme

E. Fernandez Huidobro Gönderileri

E. Fernandez Huidobro kitaplarını, E. Fernandez Huidobro sözleri ve alıntılarını, E. Fernandez Huidobro yazarlarını, E. Fernandez Huidobro yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
400 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
kahrolsun faşizm yaşasın özgürlük!
bu kitapla ilgili inceleme yapmak, üzerine bir şeyler yazmak çok zor. kurgu yok, masal yok, hikaye yok. gerçek var yaşanmışlık var, bağlanmışlık ve duvardaki bir sarmaşık gibi yaşama tutunmuşluk var. uruguayın diktatörlük döneminde başkaldıran bir grup gençten üçünün (aslında ikisinin dilinden) zindan anıları bu kitap. yani nasıl anlatılır ki, duvarlara vurarak satranç oynamayı öğrenmeleri, yeni bir dil geliştirmeleri, konuşmalarının yasaklanması, subayların askerlerin doktorlarının bile onlarla konuşmasının yasaklanması. koskoca 12 senelik tecrit, koskoca 12 senelik işkence nasıl anlatılır, incelenir ki. açıkçası okumanızı da çok önermiyorum. gerçekten çok üzücü. neyseki mutlu son ama ömürden eksilen koskoca 12 sene
Duvardaki Sarmaşık Gibi
Duvardaki Sarmaşık GibiE. Fernandez Huidobro · Belge Yayınları · 199310 okunma
Kedileri ve birinin elini yalayarak geçimini sağlamayan bütün diğer hayvanları her zaman daha çok sevmişimdir.
Reklam
Çukurun dibine vardığımızda şöyle düşünüyorduk; daha kötüsü olamaz. Ama çukuru kazıyorlar ve sen daha derine düşüyorsun. Başımıza gelen buydu.
Felaketin izleri var bu kitapta , yorumda bahsettim
her bireye kendi yıkımları ve dünyanın geri kalanının yıkımı arasında seçme hakkı tanınsaydı , çok geniş bir çoğunluğu geri kalanının yıkımını tercih ederdi ..
FH: Pepe, pembe oturağa sımsıkı sarılmıştı… MR: … bu oturağın bir gün devrim müzesinde teşhir esilmesi gerekiyordu. Pepe’nin hapishane bahçesinde diktiği nergis çiçekleri onun içinde açmıştı. Kırda bir yerlerde duran ve içine bir kuşun yuva yaptığı miğferler gibi.
Sayfa 374Kitabı okudu
“… ve ilk sözü söyleyen annem oldu. Yalnızca o soru, göbek bağı kesildiğinden beri hep aynı soru:’Yemek yedin mi?’”
Sayfa 397Kitabı okudu
Reklam
“Önce tutuklular arasında kutsal olan bir kurala uyduk: … her şeyi yukarıya, hapishanede kalanlara, adli tutuklulara göndermek üzere büyük paketler yaptık.”
Sayfa 390Kitabı okudu
“Uzak, aydınlık bir Nisan gecesiydi. Kan ve ateşten bir gün. Bir çok yoldaş düşmüştü ve zalimler düşenlerin bedenlerini ailelere geç, çok geç teslim ettiler. Silahlı Kuvvetler tam kendi tarzında davrandı, yaslı ailelere kendi çocuklarının değil başkalarının çocuklarının bedenlerini dağıtmak, zalimce bir alay olacaktı. Anneler ev ev dolaşıyordu bu hüzünlü dolaşmalar sırasında iki anne bir kucaklaşmada buluştu. Orada birinin diğerine gözyaşları içinde şöyle dediğini duydum: ‘Benim oğlumun sizin evinizde, sizin oğlunuzun da benim evimde olmasının ne önemi var. Hayır bu önemli değil, onların hepsi BİZİM ÇOCUKLARIMIZ.’”
Sayfa 343Kitabı okudu
“İşeme sesi... Başka insanların varlığının belirtisi, işeme isteği duyan bilinçli bir varlık; bu bana güç verdi. ‘Yalnız değilim, onlar burada.’ Hala işiyorlar. Bu gürültüler insanı bir biçimde mutlu ediyor, dost yaratıklar var orada.”
Sayfa 93 - belge yayınlarıKitabı okudu
“Askerler için subay, sadece ona askeri olarak emir veren subay değil, ayrıca bir işverendir. Asker bir kredi alır almaz, işten çıkarılma onun için ciddi bir tehdit unsuru oluşturur. Bunun anlamı yalnızca disiplin cezası değil, işsizliktir de.”
Sayfa 58 - belge yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Ülke içlerindeki bir çok köyde tek iş olanağını ordu sunar.”
Sayfa 57 - belge yayınlarıKitabı okudu
“O zamanlar - sanırım Jorge Amado’nun bir romanından esinlenerek- çocukların kol bileğine bir yün ip bağlamak çok yaygındı. İp kendiliğinden çözüldüğünde, üç isteğin yerine geleceğine inanılıyordu. Ufaklığı ziyaretlerde her zaman çırılçıplak soyup arıyorlar ve ipi koparıyorlardı. ÇOCUKLARIMIZIN DÜŞLERİNİ BİLE KOPARIP ALMAK İSTİYORLARDI.”
Sayfa 51 - belge yayınlarıKitabı okudu
“Ölülerin şiarı yoktur. Onların kendisi şiardır.” (Giriş yazısından)
-insan bir şeye sahip olduğunda, sanki ona sahip değilmiş, sanki onu yarın yitirecekmiş gibi sahip olmalıdır. iyi zamanlardaki bu egzersiz, karanlık zamanlardaki çelişkilere katlanmaya yardım eder. Stoacı'lara yapılan bir eleştiri şöyledir:"katlanılması son derece zor bir felsefe icat ediyorsunuz, çoğu insanın çok zor ulaşabileceği bir dağ bu." stoacılar bu eleştiriyi şöyle yanıtlayabilirdi:"esas büyük sorun, birilerinin zor ulaşılabilir dağ icat etmesi değildir-bazen dağlar hiç sormadan insanın üstüne yığılır." -Dağlar vardır çünkü. -Eğer insan o anda hazırlıklı değilse , örneğin kendine acıma duygusunu aşmayı öğrenmemişse, ki kendine acıma, bir barakada kişiliği kendi içinde parçalayan duygulardan biridir... -En yıkıcı duygulardan biri. Bir okşama, bir yakınlık gereksinimi duymaya başladığında, kendi kendini mahvetmenin ilk adımı atılmış olur.
Yoldaş!
Ve son şiirim olsa da bu, dikkafalı ve hüzünlü içine kapanık, ama eksiksiz tek bir sözcük yazardım: Yoldaş.