Bir sürü insan var içimizde.
Savaşmayı ya da kaçmayı tercih eden. Yürümeyi ya da koşmayı seven. Yüzünü ya da sırtını çeviren rüzgara. Bir ayçiçeği gibi güneşe bakan ya da bir kardelen gibi kimsenin tahmin etmeyeceği yerlerde açan. Bir sürü insan var içimizde.
Hepsi bizim, hepsi biziz.
Bir ses duymak zorundaydım; çünkü emin olduğum tek bir şey varsa, o da kendime vereceğim her türlü cevabın, içinde olduğum belirsizlikten daha rahatsız edici olmayacağıydı.
Başkalarının ne düşündüğünü çok önemsediğimi fark ediyorum bazen; sonra kendime onların omuzlarıma koyacakları geçici apoletlerin hiçbir önemi olmadığını hatırlatıyorum.