Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Egon Friedell

Egon FriedellAntik Yunan'ın Kültür Tarihi yazarı
Yazar
8.8/10
12 Kişi
57
Okunma
13
Beğeni
1.751
Görüntülenme

Egon Friedell Gönderileri

Egon Friedell kitaplarını, Egon Friedell sözleri ve alıntılarını, Egon Friedell yazarlarını, Egon Friedell yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma'da Kadın
Ev kadınına sonsuz saygı duyulurdu ama içten bir saygı değildi : Koca ona yalnızca çocuklarının anası gözüyle bakardı. Latincede nikahına almak demek "in matrimonium ducere" demektir, yani anneliğe sevketmek. Romalıların evin kızlarına ne kadar az önem verdikleri, erkek ve kız kardeşlere "kardeş" yerine fratres, "biraderler" demelerinden ve kız çocuklarına isim vermek yerine çoğu zaman basitçe numara koymalarından bellidir.
Sayfa 150 - DostKitabı okudu
Parmenides 500 senesi civarında Aşağı İtalya'nın batı sahilinde Phokaialılara ait bir koloni olan Elea'da parlar; bu koloniden geriye en ufak bir harabe bile kalmamıştır. Didaktik şiirlerinden elimizde yaklaşık yüz elli dize vardır. Şiir iki bölümden ibarettir: İlki gerçeği (αληθεια), ikincisi ise sanıyı (δόξα) ele alıyordu, ya da diyebiliriz ki, şiirde gerçek dünya ve duygu dünyası konu edilmişti; şiirin bütününe Schopenhauervari bir başlık atılabilir: Varlık ve Tasarım Olarak Dünya.
Sayfa 136 - DostKitabı okudu
Reklam
Pythagorasçılığın esasen nereye varmak istediğini üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliriz. Gerçekte temel ilkesi Galileo ilkesinden farklı değildir: "Evrenin kitabı, rakamlarla yazılmıştır"; örneğin, aynı yapı taşlarından oluşan maddeler arasındaki değişikliği atom sayılarının farklı olmasına, renklerin çeşitliliğini ise frekanslara dayandıran modern doğabilim de aynı ilkeye dayanır,
Sayfa 134 - DostKitabı okudu
Anaksimandros
Anaksimandros, batı dünyasının ilk metafızikçisidir. Fakat işin tuhaf yanı, bir tür Newtoncu ve Darwinci olmasıdır. Yerkürenin uzayda serbest dolaştığını, dünyanın sonlarındaki eşit mesafeler sayesinde dengede tutulduğunu, karadaki hayvanların başlangıçta yeryüzü henüz sıvı haldeyken suda yaşadıklarını, insanın da ilkin balığa benzer bir yaratık olduğunu öğretir.
Sayfa 131 - DostKitabı okudu
Pers öncesi dönemdeki kadın heykellerine baktığımızda, yapısı ve hatlarıyla Yunan delikanlılarına benzediklerini ve dişi cinsel organların hiç vurgulanmadığını görürüz; beşinci yüzyılın sonlarına dek çıplak kadın heykelciliğine pek rastlanmaz. Yunan lirizmi büsbütün değilse bile belirgin bir tercihle eşcinsel düzlemde yer alır ve ancak o zaman gerçekten tutkuludur.
Sayfa 112 - DostKitabı okudu
Yunan Koloniciliği
Yunan koloniciliğini İngiliz örneğindeki gibi modern bir sömürgecilikle karıştırmamak gerekir, çünkü kardeş kentler siyasi açıdan bütünüyle bağımsızdı ve ana polis ile aralarındaki bağlar kuvvetli duygusal bağlardı.
Sayfa 89 - Dost KitabeviKitabı okudu
Reklam
Sparta
Kızlar bile erkek çocuklarınkine benzer bir beden eğitiminden geçiriliyordu, işte bu nedenle Spartalı kadınlar Hellas'ın en güzel ve en sağlıklı kadınları diye bilinir. Ev ve saray işlerinin tamamından onlar sorumlu olduğu için, diğer kadınlara nazaran daha özgür ve daha saygın bir konumdaydılar. Bu şartlar altında evlilik yaşamının farklı bir çerçevede seyretmiş olması normaldir. Kadınların değiş tokuş edilmesi hiç de ender değildi; genellikle, yoksul kardeşlerin ortak bir karısı olurdu; koca kendi yerine yedek koca koyabilirdi (zaten çocuğu olmuyorsa bunu yapmak zorundaydı).
Sayfa 99 - DostKitabı okudu
Muhteşem Bir Karşılaştırma
Odysseus'un maceraları imgedir, Faust'unkiler ise birer simgedir; Ilias'ta en mucizevi şey bile gerçektir, oysa Yaban Ördeği'nde en sıradan şeyler bile efsanedir.
Sayfa 64 - DostKitabı okudu
Paris'in Seçimi
Bu gerçeği Schiller gençliğinde şu ölümsüz cümleyle dile getirmiştir: "İnsan, yalnızca oynadığı yerde bütünüyle insandır." Bu açıdan baktığımızda, Paris'in yargılanışı efsanesi de daha derin bir anlam kazanır. Paris gibi Hellenler de, Hera'nın, Athena'nın ve Aphrodite'nin yetenekleri arasında bir karara varmak durumundaydılar. Eğer isteselerdi birleşir ve dünyaya hakim olabilirlerdi: Yegane ciddi rakipleri Kartacalılar ve Persler bile bunu engelleyemezdi. Ve eğer güçlerini bu nokta üzerinde yoğunlaştırsalardı, o eşsiz kavrayışları sayesinde dünyanın ardına en derin gözlerle bakabilir, en yüksek bilgeliğe erişebilirlerdi. Ne var ki onlar güzelliği seçtiler, hatta gerçek Helena Mısır'da olduğu için güzelliğin de yalnızca hayalini seçmiş olan Paris'in yolundan gittiler. Görüntünün görüntüsünü her şeye tercih etmekte muhtemelen haklıydılar. Nietzsche, "Onlar derin oldukları için yüzeyseldi," derken bunu kastediyordu.
Sayfa 55 - Dost KitabeviKitabı okudu
Antik Yunan Teori ve Pratik
Yunanlılar doğayı sadece üstünkörü araştırmış ve esaslı bir doğa kavramı geliştirmemişlerdir. Bu yüzden de sık sık "bilim-dışı" oldukları söylenmiştir. Gerçekten de, her türlü deney karşısında tuhaf bir ürkeklik duyarlardı . Bu nedenle, sözgelimi sağın bilimin kimya gibi kapsamlı alanları çoğunlukla göz ardı edilmiştir. Deneylerden çok fikirleri cazip buluyorlardı. Teknik bakımdan yalnızca modern halkların değil, aynı zamanda Mısırlıların, Babillilerin ve hatta kendi ataları Mikenlerin bile gerisindeydiler. Bu nedenle nispeten yeni bir tarihçi onlar için kısaca "buluş bakımından en yoksul kültür halkı" demiştir. Tarih, coğrafya ve astronomi tasarımları da çocuksuydu, daha sonraki aydınlarının iyi diyebileceğimiz görüşleriyse hiçbir zaman halka yansımadı. Ne var ki, madalyonun bir de öbür yüzü var: Onlar salt gözlem amacıyla kendisini θεωρία, yani teoriye adayan kuramsal insanın ve ussallığın temelini atmışlardır - böylesi bir şey daha önce görülmüş değildi! "Onlar," diyor Rohde, "bütün bir insanlığın önü sıra düşünmüştür; tanrılar, dünya ve insan hakkındaki en derin, en cesur, en sofu düşüncelerin kaynağı Yunanistan'dır."
Sayfa 53 - DostKitabı okudu
95 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.