Egon Friedell

Antik Yunan'ın Kültür Tarihi yazarı
Yazar
8.8/10
12 Kişi
58
Okunma
13
Beğeni
1.787
Görüntülenme

Egon Friedell Gönderileri

Egon Friedell kitaplarını, Egon Friedell sözleri ve alıntılarını, Egon Friedell yazarlarını, Egon Friedell yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Paradise Kelimesinin Kökeni
Sarayların etrafı av hayvanları ve havuzlarla dolu geniş bahçelerle çevrilidir, bu bahçelere eski Farsça adıyla paradeza (ya da buna benzer bir şey) denir. "Seçkin bölge" anlamına gelen bu sözcük Yunancada paradeisos olmuş ve bu haliyle daha sonra en eski Tevrat metni olan Septuaginta 'da yer almıştır. Bir manzara için (batı dillerinde) "cennet gibi" derken Farsça bir ifade kullandığını ve ilk insanların meskeninin adını çok sanatkarane ve yapay bir parktan aldığını bilenlerin sayısı çok az olsa gerek.
Sayfa 163 - DostKitabı okudu
Aristoteles
Eduard Schwartz'ın Platon'u şaka yollu profesör diye nitelemesine karşılık, Aristoteles gerçekten de öyleydi, hatta dış görünüşüyle bile: Aristoteles, ince bacaklı, göbekli, kel ve miyop birisi diye tarif edilir; ayrıca öğrencilerinin taklit ettiği (tıpkı bazı Platoncuların Platon'un kambur duruşunu ve genç Dionysios'un dalkavuklarının onun miyopluğunu taklit etmesi gibi) konuşmasının peltek peltek olduğundan da söz edilir. Bu eşsiz şahsiyetin bile sıradan yönleri var gibidir.
Sayfa 290 - Dost KitabeviKitabı okudu
Reklam
Thukydides kendi kişiliğini bir kenara atarak, karınca sürüsünü ya da arı kovanını betimleyen bir böcekbilimciyi andıran doğabilimsel soğukkanlılığıyla Flaubert'e benzer; yaratılmış her şeyde az çok güç istenci olduğunu söyleyen gerçekçi bakışıyla Machiavelli'yi anımsatır, en bayağı şeyleri bile hayatın ateşli renkleriyle çizebilmek gibi gizemli yeteneğiyle Shakespeare'le akrabadır.
Sayfa 248 - Dost KitabeviKitabı okudu
Gorgias
Felsefesinin üç temel aksiyomu şunlardı: Hiçbir şey yoktur; olsaydı bile tasavvur edilemezdi; olsa ve tasavvur edilebilse bile ifade edilemezdi. Bu ilkelerin en dikkat çekicisi, üçüncü ilkedir, zira Gorgias'a göre ifade araçları, yani sözler tasavvurların salt birer imidir (σμείσν), halbuki im ve imlenen birbirinden hep farklıdır. Skolastik de son demlerinde aynı sonuca ulaşmıştı, yani nominalizme [adcılık]. Buna göre sözcükler kuru birer signum'dur, şeyleri yalnızca imlerler, tıpkı dumanın ateşi, inleyenin de acıyı imlediği gibi, ama bu yüzden imledikleri şeye benzemeleri gerekmez.
Sayfa 231 - Dost KitabeviKitabı okudu
Herakleitosçu Kratylos ise aynı nehre girmenin bir kez bile mümkün olmadığını söyleyerek işi daha da ileriye götürmüş ve bir yaştan sonra da konuşmayı tamamen bırakarak ebedi akışa parmağıyla işaret etmekle yetinmiştir - onun kastettiği muhtemelen şuydu: Oluş öylesine uçucu ve kavranılamazdır ki, onu sözle sabitlemeye çalışmak sahteleştirmek demektir.
Sayfa 140 - DostKitabı okudu
Sofist (σοφισταί)
"Sofist" sözcüğünün ilginç bir tarihi vardır. Σοφιστής, aslında basitçe "bilge" demektir. Herodotos'ta "sofistler" Solon, Pythagoras ve Orphiklerdir; Arrianos'ta ise Hintli brahmanlardır, o bunları "gymnosofistler", yani çıplak bilgeler diye adlandırır. Yedi bilgenin adı, οί έπτά σοφισταί' dır. Aiskhylos Prometheus'u bir sofist, yani "tini güçlü" olarak görür. Sophizein, bilge kılmak demektir ve öğrencilerine bilgeliği vaat ettikleri için sofistler kendilerine "bilgeleştirenler" derlerdi.
Sayfa 229 - Dost KitabeviKitabı okudu
Reklam
96 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.