Ekrem Sevil Sözleri ve Alıntıları
Ekrem Sevil sözleri ve alıntılarını, Ekrem Sevil kitap alıntılarını, Ekrem Sevil en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın salt güzellikle karşı karşıya geldiği an yok mu, işte yalnız o an için insan hayatı yaşanmaya değer.
Sayfa 83Kitabı okudu
İşte insan, kendisinde bulunan ve tanrısal bir özellik olan us yönü ile Tanrı'yı kavrayabilmektedir. Çünkü kişi kendi kendini yani tanrısal yanını bildiği zaman Tanrı'yı da bilebilmekte ve O'na benzeyebilmektedir.
Sayfa 79Kitabı okudu
Başlı başına bir doğruluk ve eğrilik vardır. Her ikisi de Tanrılar ve insanlar görsün görmesin insanın içindedir, insan kendinin bekçisidir.
Sayfa 73Kitabı okudu
Tanrı sürekli olarak dünyayı yaratmakta, onu kendi bulunuşuyla unutulmaktan kurtarmaktadır.
Sayfa 69Kitabı okudu
Bu evrenin doğmasında zorunluluk ile zeka birleşmiştir. Bununla beraber zeka, zorunluluğu doğan şeylerin çoğunu, iyiliğe doğru götürmeye sürükleyerek ona üstün geldi. İşte böylece bu evren daha başlangıçtan itibaren bilgeliğe boyun eğen zorunluluk ile bilgelik üzerine kuruldu.
Sayfa 61Kitabı okudu
Platon'a göre ruh kendiliğinden hareket ettiği için, artık o ölümsüz olmaya layıktır. Bundan dolayı Platon, ruhun ölümsüzlüğüne inanmıştır. "Her ruh, ölümsüzdür. Çünkü kendiliğinden hareket eden varlık, kendi kendisini terk etmeyeceği için hareketin kaynağı ve ilkesidir. Artık şu netice çıkar ki ruhun sonu olmayacaktır."
Sayfa 70Kitabı okudu
Bir şey değişirse iki şık vardır. Ya kendi kendini değiştiriyor ya da başka bir şey onu değiştiriyor. Bu iki şık da Tanrı'ya yakışmaz. Tanrı, kendini değiştirir ise yeniliğe ihtiyacı var ve eksik demektir.
Sayfa 39Kitabı okudu
Var olan her şeyin, her nesnenin de bir ideası bulunmaktadır. Fakat her şey, ideanın bir kopyası olmasına rağmen bu benzerlik, varlık hiyerarşisinden aşağıya indikçe azalmakta, yukarıya çıktıkça çoğalmaktadır. İşte bu varlıkların ortasında bulunan kendi çapında bir mikro kozmos olan insan idesi, ruhunun us yanını kullanarak bilgelik, erdem ve sevgi ile Tanrı'ya, idealar dünyasına, yüce şeylere yükselmekte, bedensel yanını önemsediğinde ise aşağıya inmekte ve Tanrı'ya benzerliği azalarak Tanrı'dan uzaklaşmaktadır. Böylece Platon, metafizik sisteminin temel dayanağı olan Tanrı'sını yani İyi İdea'sını, her şeyin O'na yöneldiği bir çekim merkezi olarak göstermektedir.
Sayfa 12Kitabı okudu
Tanrı'ya boyun eğmek ölçülü davranmaktır, insana boyun eğmek ölçüsüzlüktür.
Sayfa 76Kitabı okudu
Gerçek anlamda varolmak, maddi olmamak, değişmemek, zorunlu ve akledilir olmak demektir. İşte bu, tam anlamıyla, Platon'un 'İDE' dediği şeydir.
Sayfa 36Kitabı okudu
Platon'un Tanrı'sı Yunan mitolojisindeki antropomorfik tanrı değil, felsefi ve akla uygun bir Tanrı'dır. Ve bu özelliği ile Platon, tarihte ilk defa Tanrıbilimi (Teoloji) sistemleştiren ilk kişidir.
Sayfa 36Kitabı okudu
Kişi, erdemli bir ruh güzelliğine kavuşup ardından bilginin peşine düşer, bilgiyi sever bilge biri olur ise gerçek varlığa, Kendiliğinden Güzel'e ulaşacaktır. Onu erdemliliğe, bilgeliğe, Tanrı'ya ulaşmaya iten güç de Eros olacaktır. Ve Mutlak Varlığa duyulan içkin bir sevgi, aşk sayesinde Tanrı'ya kavuşacaktır.
Sayfa 84Kitabı okudu
Platon, insanın yapıp etmesini, meydana getirmesini asıl, öz olarak görmez. Bir şeyin aslını ve özünü yaratanın Tanrı olduğunu belirtir. Mesela, dülgerin, ressamın yaptığı bir şeyin gerçek olmadığını, gölge olduğunu, Tanrı'nın yaptığı şeyin ise asıl ve öz olduğunu betimler.
Sayfa 59Kitabı okudu
Platon'un Tanrı'sı, İyi ideası, yaratıcı bir Tanrı'dır, Demiurgos'tur. Platon yaratıcı Tanrı'dan söz ederken, Demiurgos'u sözlük anlamında kullanmakta, buna Usta da demekte ve ideleri de İşçi olarak nitelemektedir. O, ideaların da Tanrı kadar ezeli olduklarını, onları yaratan bir varlığın bulunmadığını söyler. Ona göre idealar kendi çaplarında düzenleyicidir. Fakat gerçek ve mutlak anlamda düzenleyen, yaratan İyi ideası Usta olan Tanrı'dır.
Sayfa 38Kitabı okudu
Platon'a göre hakikati ortaya çıkaran şey, İyi'ye dayanmış olan bilgidir. Hakikati ortaya koyamayan şey sadece sanıdan ibarettir. Doğru sanının bulunduğu yer, duyular dünyasıdır, yanilsamadir. Çünkü bu görülen evrende her şey durmadan akmakta, değişmekte, yanıltmakta ve duyular aldatıcı olduğu için gerçek hakikati verememektedirler. Hakikati ortaya koyan ise hiç değişmeyen idealardır ve ideaların bilgisi olan felsefi bilgidir.
Sayfa 28Kitabı okudu