Erdal Demirkıran
kataloglar da kitap ararken üsta dı gördüm yeni kitap gelmicek galiba duruldu 2030 da az kaldı siverekli filozof sessizliğe gömüldü onun gibi bende meydan okuyorum Nobel edebiyat ödülünü Alicam 2030 ✅
Dersler ve dertler sebebiyle çok kısıtlı bir zamanda okumaları yapmış olduğum için bu görseli sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Vallahi Yasin Sûresi gibi bir okuma ayıydı (bilvesile sizde mealini okumuş olun 😁) dini, bilimsel, tarihi, gönle dokunan cinsten bir okuma planıydı, hamd olsun. Daha nice güzel, verimli, bol kitaplı aylar var olsun inşAllah :)
İnsan uyanmalarını sayarak yaşar hayatını.
Herkes başkalarının belirlediği takvimlere göre tüketir kendisine verilen “ömür” denilen bu tek kullanımlık eğlenceyi.
Fare her zaman şikayetçidir kediden. Kedi ona bir şey yapsa da yapmasa da.
Kedinin varlığı bile tek başına yeter farenin canını sıkmaya.
Şu halde, güçlü olanın sevilmemesinden daha doğal bir şey yoktur. Ancak herkes güçlünün yerinde olmak ister buna rağmen.
Mesela kurt kuzuyu boğarken herkes kuzuyu tutar da sorsan kuzu olmak istemez kimse kurt varken.
Bir adam vardı….
Birini tanıdı ve tanıdığı ondan vermek istemediği bir şeyini aldı, karşılığında hiçbir şey vermedi; ADAM ONDAN NEFRET ETTİ.
Birini tanıdı ve tanıdığı ona hiçbir şey vermedi, hiçbir şey de almadı; ADAM ONU SADECE SEVMEDİ.
Bir başkasını tanıdı ve tanıdığı ona istediği bir şey verdi, karşılığında sadece bir şey aldı; ADAM ONU SEVDİ.
Sonra bir başkasını tanıdı ve tanıdığı ona istediği çok şeyi verdi, karşılığında çok şey aldı. ADAM ONA TUTULDU.
Sonra başka bir şey tanıdı ve tanıdığı ona istediği her şeyi verdi, karşılığında hiçbir şey almadı; ADAM ONA TAPTI.
O halde;
Vereni seviyorsan, çok verene tutuluyorsan, karşılıksız verene tapman tek seçenektir.
İnsanlar ikiye ayrılırlar: Tembeller ve çalışkanlar.
Tembeller kendi içinde ikiye ayrılmazlar, aslında ayrılmak isteseler de tembelliklerinden ayrılmazlar.
Derken meydan boş kalır ve çalışkanlar ikiye ayrılırlar: Aşkla çalışanlar ve diğerleri.
Dedim ya;
Ya aşkla çalışır ‘en’ lerden olursun ya da diğerlerine karışıp kaybolursun…
Ne yazık ki!
En yakın olduğun kişiye hem de tam burun burunayken sırtını döndüğün vakit, o aynı kişi en uzağındaki insana dönüşür birden.
Ve az önce 4 cm olan aranızdaki mesafe bir anda dünyanın öbür ucuna uzanır.
Matematik yalan söyler böyle zamanlarda,
Zira 4 cm değil 40.000 küsür km’dir artık aranızdaki o mesafe.
Dünyayı, krakerini bölüşmekten çekinmeyen çocuklar yönetseydi sınırlar olmazdı şimdi. Bir ülkeden bir başka ülkeye geçerken vize mize sormazdı kimse diğerine.