Anlaşılması, anlatılması en zor kelimelerdendir. Dilimize Arapçadan girmiştir. Kelimenin köküne dair iki iddia var. Birincisi üns/ünsiyet yani alışmak, evcilleşmek, uyum sağlamak. İkincisi nisyan, yani unutmak. İki köke göre de insan kelimesinin anlamı manidar. Neye alışan ya da neyi unutandır insan?
Mavi; suya ait, su rengi demek. Kelime Arapça ‘ma’ “su” kelimesinden geliyor. Mai, dilimizde mavi olmuştur.
Farsçada ise âbî denir. Ab, su demek. Âbî; suya ait, su rengi…
Orta Asya’da suyun yerini gök almıştır. Bu yüzden eski Türkçede mavi yerine “gök” kullanılırdı.
Şimdi Gazze ve halkı haritadan silinmeden sesimizi yükseltmek zorundayız. Çünkü yarına sadece katliama sessizce eşlik etmenin utancı kalır.
twitter.com/idizerhan/statu...
‘Umarsız; umursamaz değil, çâresiz demektir. Eski Türkçedeki um- "beklemek, yalvararak istemek" sözcüğünden evrilmiştir. Ummak ve umut da aynı kökten.
Umar - çâre
Umarsız - çâresiz.’
Erhan İdiz ;
Bedava; aslında “rüzgârın getirdiği” demek. Farsça bād “rüzgâr” ve āvardan “getirmek” sözcüklerinden oluşuyor. Karşılıksız bir şeyi vurgulamak için çok güçlü bir benzetme.
Karşılıksız olanı önemsemeli miyiz, ya rüzgar getirdiği gibi götürürse?
Sarı saçlarıyla gönlümüze giren, uğruna şarkılar yazılan kadındır. Gerçi şair yıllar sonra, “Ne saçları sarıydı ne adı Mihriban” demiştir fakat adı her anıldığında lambadaki alev titremiştir. Mihriban; hoşsohbet, yumuşak huylu, sevgi dolu demektir. Farsça mihr “sevgi” ve bân “gözeten” kelimelerinden oluşur.
Sevmektir.
Arapça habba “sevdi” kökünden gelen muhabbet, çok kullandığımız ama anlamını pek az bildiğimiz bir sözcüktür. Muhabbet, dostluktur.
Ahbap da buradan gelir.
Sevgili anlamındaki habip de aynı köktendir.
Muhabbet, aynı zamanda insanın sevdiğiyle karşılıklı yaptığı konuşmadır. Diğerleri, yalnızca laflama...