Éric Sadin “Yarının Aşkı”.. Kitaba dair bir iki şey söyleyip, nadiren yaptığım ama bu kitapta gerek duyduğumu yapıp, arka kapak yazısını da ek düşüyorum. Sizi bilmem, ben biraz da yaşımdan ötürü, bazı kelimeleri, kelime hazneme çok sonradan kattım. Misal, android, sanal, yapay zeka vs vs. Tüm bu tekno/andro halleri bir ucundan yakalamakla birlikte, konuya hakimiyetten bahis açılırsa, sınıfta kalırım. Modernleşme kisvesi altında, insan ilişkilerini minimum düzeyde yaşadığımız, telefonlarımıza bilgisayarlarımıza yürekten bağlı olduğumuz ben ve tüm çağdaşlarım için, tokat niteliğinde bir eser okudum. Bitirdiğim an, hemen yazarın adını girip Türkçeye çevrilmiş başka eseri var mı diye aradım. Evet yapay zeka ile ilgili kitaplar filmler ve çalışmalar var, işin etik kısmı başka bir nokta, insan bu çağın neresinde sorusu başka bir noktada, bunlara ek peki yapay zeka hissedebilirse? sorusu geliyor (bam).. Hissedebilirse o bunu nasıl değerlendirebilir?. Üslubu, kitabın doğal seyrindeki küçüçük ayrıntıları, hayatımızdan aşk çıktı, bitti mi? Miadını doldurdu mu? Sonrası böyle mi olacak gibi nice soruyu kendime sormama sebep oluşunu “çok sevdim”. İticiymiş gibi gelse de bu tekno-romantik halden çok etkilendim.Kısacık bir kitap içinizde, hissettirdiklerinin kaynağını yoklarsanız, kendinize enteresan sorular soracağız bir kitap . Gönül rahatlığıyla tavsiyemdir. Sevgim üzerinize olsun