Gençteki enerjiye, heyecana, kıvraklığa, kabına sığmazlığa işaret için günümüzde sıklıkla kullanılan ama ön yargı içeren yaramaz, ergen, atarlı gibi kelimelerle delikanlı kelimesini yan yana koyduğumuzda elbette delikanlı kelimesinin asaleti ortaya çıkar. Tabii bu cümleme "İyi ama günümüzün gençleri" diye karşılık vererek iflah olmaz gençlik ön yargılarını seslendirecekler için kitabımın tamamını okumayı önermekten başka çarem yok. Belki bazı ön yargıların kırılmasına vesile olurum.
Gerçekten "zamane" mefhumunun içini dolduran ve onu yeni kuşaklarla eş değer hâle getiren yetişkinler, zamanelik sürecinden her şekilde muaf mıdır ya da bu değişimden korunaklı bir vadide mi yaşamaktadır?
Necip Fazıl Kısakürek meşhur Sakarya Türküsü şiirinde "İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya" diyor. Bu mısra bir yönüyle insanın fıtratını tarif ediyor. İnsan su gibidir; her ırmağın farklı debisi, akışı, kaynağı, sertliği, yumuşaklığı, rengi, kokusu, mineral yapısı vardır. Akışını kavrar ve özelliğine göre davranırsak su nimet olur, doğallığına ters davranırsak afet olur. İnsan su misali, gençler ise coşkulu su, yer yer sele dönmüş akarsu...