“Zamandan, öyle alelacele kaçıp giden zamandan korkuyorum. Kaçıyor mu dedim? Yok, kaçmıyor, uçmuyor da: Kayıveriyor, dağılıyor, ortadan kayboluyor, tıpkı kapalı avcundan kayıp giden kum taneleri gibi akıyor ve ardında tatsız bir boşluk duygusundan başka bir şey bırakmıyor.”
— Antonia Pozzi
Şu Bizim Kırılganlığımız s.38
…
“Ve altın kum taneleri tutuyorum avucumda
Ne kadar az! Ama nasıl da
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlere
Ben ağlarken, ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah Tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım acımasız dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz?”
Ne vakit bunaltsa bizi kalabalıklar,
“Bizi sessizlik içinde, gereksiz konuşmalardan, eskimiş ve anlamsızlığa batmış işlerden kurtaran yol arkadaşı olan yalnızlık vardır.”
"Ancak hayatta her şeyin dile getirilir, ifade edilebilir olmadığını bilmemiz gerekir.
Düşüncelerimizi, içimizdeki duygulanımları sadece sözcüklerle dile getirebileceğimiz yanılsamasına kapılmamalıyız."