Faruk Kazan

Arapça Morfoloji (Sarf Bilgisi) yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
198
Görüntülenme

Öne Çıkan Faruk Kazan Gönderileri

Öne Çıkan Faruk Kazan kitaplarını, öne çıkan Faruk Kazan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Faruk Kazan yazarlarını, öne çıkan Faruk Kazan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah’ın kelamı, ses ve harf türlerinden değildir. Bilakis Allah’ın zâtına kaim ezeli bir sıfattır. Allah, bu sıfatla emreder, nehiy eder, haber verir. Bunun dışında ibare, yazı veya işaret ile delalet eder. Allah bunlara Arapça tabir ettiğinde Kur’an’dır. Süryanice olunca İncîl’dir, İbranice olunca da Tevrât olur. Farklılık anlam üzerine değil de
Hayy sıfatı, bütün vücûdî sıfatların temelidir. Bu nedenle “Hayy” yedi sıfatın imamı kabul ediliyor. Çünkü ilim, irâde, kudret gibi sıfatlar “Hayy” sıfatı tasavvur edildikten sonra ancak düşünülebiliyor. Her varlığa Allah’tan kendisine kabiliyetine göre “Hayy”dan nasip verilmiştir. “Hayy” sıfatından nasiplenen varlık mizacı itidale yakın ise bu sıfatların hepsi veya çoğu insanlarda olduğu gibi açığa çıkar. Ama cemâdât ve nebâtât gibi varlıklarda mizaçları mutedil değilse “Hayy” sıfatı gizleniyor.628
Reklam
Allah’ın sıfatı olan kelam, kendisinin istediği kişiye ilminin sırlarını ifade etmesi ve aktarması dışında bir şey değildir. Kur’an gibi harf ve kelimelerden oluşan ve inen kitaplar da Allah’ın kelamıdır. Ancak bu kitaplar ifade ve aktarmanın bazı suretlerindendirler. İlim, irâde ve kudret vasıtasıyla misal âleminde657 yani gaip ve şehadet âlemlerini cem’ eden berzah âleminde bazı misali surî mecallerden kendisine layık olduğu üzere açığa çıkmıştır.
İnsanoğlu, hakkın ve halkın suretlerini kendinde toplayan bir varlık olduğundan içi hakla bezenmiştir, dışı da yarattıkların özellikleriyle donatılmıştır. Nitekim Allah’ın bütün sıfatları O’nun zâtında tezahür etmiştir. Örneğin insan Allah’ın “alîm”, “semî’”, “basîr”, “mütekellim”, “mürid”, “hay” ve “kadîr” gibi sıfatlarına sahiptir. Bunların yanında âlemin hakikatleri de insanda içkindir, yani hayvanî, nebatî ve cansız varlıkların özellikleri onda mündemiçtir. Zâten insanoğlu Allah’ın sıfatlarının yansıdığı ayna olmasaydı Allah meleklere ona secde etmelerini emretmezdi. Dolayısıyla genelde âlemin yaratılışı, özelde insanın yaratılışının altında Allah’ın kendi sıfatlarını gösterme amacı yatmaktadır.344
Yine mutasavvıflara göre Allah, mutlak zâtı gereği bütün varlıklar ile zâtî bir beraberliği ve hepsini kuşatan bir bilgisi vardır. Bu nedenle ne dünyada ne de göklerde zerre kadar da olsa hiçbir şey O’nun bilgisinden kaçamaz. 60
Allah iki şekilde varlıklarda tecelli etmiştir. Biri batıni, diğeri zahiri. Kendini hem celal hem cemal olarak nitelendirmiştir. Bizi de iki karşılıklı sıfatlara sahip varlıklar olarak icat etmiştir. Bu iki sıfatı diğer varlıklarda da yaratmıştır. Ama en belirgin bir şekilde bir arada topladığı varlık insandır. Çünkü insanda iki suret var edilmiştir. Hak sureti ve âlem sureti işte iki elden kast edilen Allah’ın bu iki suretinin tecellisidir.
Reklam
Câmî hem Ehl-i Sünnet itikadını anlatmaya devam ederken ehlibeyti sevmenin gerekliğini de1037 vurgu yapmaktadır. Ancak Şia gibi ifrata düşmemek gerektiğini vurgulayan Câmî, Din-i Muhammedî’yi Ehl-i Beyti ve ashabın himmet ve gayretleri sayesinde intizam bulduğunu bu sebeple onların adını hürmetsiz olarak zikredilmemesinden, daima onları tazim etme ve tümü hakkında iyi itikat besleme gereğinden1038 bahsetmektedir. Böylece hem Ehl-i Beyti hem de sahabeyi sevmenin gerekliğinden bahseden Câmî, sahabe arasında cereyan eden olaya da değinir ve meydana gelen bu olayda Hz. Ali’yi haklı Hz. Muaviye’yi haksız bulur. Ancak aralarında gerçekleşen husumet ile ilgili mutaassıp olunmaması, kimseye itiraz edilmemesi ve aralarında cereyan eden olayı Allah’a havale edilmesi gerektiğini1039 hususunda önemli durmaktadır. Çünkü Câmî’ye göre Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında meydana çıkan savaşta her ikisi de müçtehittiler. Biri yani Hz. Ali içtihadında isabet etmiştir. Hz. Muaviye hata yapmıştır.1040
Mollâ Câmî’nin genel olarak kadına bakış açısı olumsuzdur. Örneğin Salaman ve Absal adlı eserinde göre “kadın nedir?” sorunun yanıtını ararken şöyle der: Kadın, dince ve akılca eksik bir şeydir. Dünyada böyle eksik bir varlık yoktur. Eksik olduğu gibi nankör bir varlıktır. Çünkü ona yüz yıl altın ve gümüş verilse, tepeden tırnağa mücevheratla donatılsa, ipekli elbiseler giydirilip evi altın kaplarla bezense, inciden lâle kadar bütün değerli takılar takılsa, elbiseleri bu değerli madenlerle işletilip süslense de yine nankördür. Giyecek ve takılarla doymadığı gibi içecek ve yiyeceklerde doymamaktadır. Çünkü o susayınca mücevher bir kadehle ona Hızır kaynağından abı hayat dahi sunulsa ve padişahların yedikleri meyvelerden ona ikram edilse bir tartışma ve kavga sırasında tüm bu iyilikleri hiçe sayıp “A ruhumu mahveden ömrümü kısaltan adam! Senden hiçbir hayır görmedim,843 der. Yüzü saf bir levhaya benzese de o levha da vefaya ait bir sözcük yoktur. Bu sadece belli bir grup topluluk veya milletle sınırlı değildir. Bütün dünyada ondan gaddarlıktan başka bir şey gören olmamıştır. Çünkü kadın yıllarca eşinin boynuna sarılır fakat yüzünü çevirince onu unutuverir. Eşi yaşlanınca o kendine yarayacak daha güçlü daha genç birini aramaya koyulur.844
Allah’ın irâdesi olmasa dünyada kimseye ne bir zararın ne de bir faydanın olamayacağını bize öğütleyen Hz. Peygamber’in hadisinden696 iktibas eden Câmî, bu hadis çerçevesinde Allah’ın irâdesi olmayınca bir dikenin parmağa batmayacağını, meşieti bulunmayınca bir yaprağın kopamayacağını697 ifade eder. Buna şu örneği verir: Bütün dünya halkı, bir araya gelip dünyadan kıl ucu kadar bir şeyi eksiltmek istemeleri halinde hakkın irâdesi olmaksızın bir kıl ucunu eksiltmeleri mümkün değildir. Aynı şekilde bütün âlem, dünyaya bir zerre eklemek isteseler Hakkın irâdesi olmayınca âlemin arzusu fayda vermez, eklemeye muktedir olamazlar.698
İdrak ve aklın mefhumu olan her nitelik, Allah için geçersizdir.724 Teşbih ve tenzihte onun söylediklerine bağlı kalınması gerektiğine şu sözlerle dikkat çekmektedir. Kendini her ne sıfatla nitelemişse ona aykırı bir şekilde tanımlamaya gitme Her ne sıfattan kendini takdis etmişse onu ispatlamaya çalışarak kafa karıştırma. 725
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.