Faruk Kazan

Arapça Morfoloji (Sarf Bilgisi) yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
209
Görüntülenme

En Eski Faruk Kazan Gönderileri

En Eski Faruk Kazan kitaplarını, en eski Faruk Kazan sözleri ve alıntılarını, en eski Faruk Kazan yazarlarını, en eski Faruk Kazan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah’ın kelamı, ses ve harf türlerinden değildir. Bilakis Allah’ın zâtına kaim ezeli bir sıfattır. Allah, bu sıfatla emreder, nehiy eder, haber verir. Bunun dışında ibare, yazı veya işaret ile delalet eder. Allah bunlara Arapça tabir ettiğinde Kur’an’dır. Süryanice olunca İncîl’dir, İbranice olunca da Tevrât olur. Farklılık anlam üzerine değil de
Câmî’ye göre de “Bir” sayısı bütün sayıların aslıdır. Ne kadar sayı varsa hepsi “bir” sayısından türetilmiştir. Bu “bir” sayısı hepsinde tecelli etmiştir. Örneğin iki sayısı iki tane “bir” den oluşmakta üç sayısı üç tane “bir” den meydana gelmektedir…. İşte bunun gibi bütün varlıklarda mutlak varlığın payı vardır.270 Bazı özellikler “bir” sayısında görülmediği için “bir”den diğer sayılar türetilmiştir. Örneğin iki çift sayısı haddi zâtında “bir” olmasına rağmen “bir”in kendisinde anlaşılamamaktadır. Bu nedenle ondan diğer sayılar çoğaltılmıştır. Bu nedenle bütün sayıları aslında “bir” sayısının değişik tecellilerinden ibarettir. Sayılar olmadan “bir” sayısının hükümleri açığa çıkmaz. Böylece bir sayısı farklı sayılarda farklı bir şekilde görünmektedir.271
Reklam
Deniz, mutlak su olarak vardır. Belirginleşince dalga olur, köpük olur; yukarı çıkınca buhar olur; buhar sıkıştığında bulut olur, bulutlar sıkışınca yağmur olur, yağmurlar yoğunlaşınca seller olur; seller de tekrar denize dökülür. İşte hakikatte sadece deniz vardı, diğerleri onun değişik halleridirler.273
Mollâ Câmî bu ifadeleri şöyle yorumlamaktadır: “Allah’ın sıfatlarından bazıları lütfî bazıları ise kahrîdir. Yani karşıt olan sıfatlara sahiptir ve hepsi de aktiftirler. Bu tür karşıt sıfatlar arasında asla boşluk olmaz. Mümkün hakikatlerinden bir hakikat, bir vasıta ile varlığa gelmeye hazır olduğunda Allah, ona rahmetiyle muamele eder ve varlıktan ona feyiz verir. Bu varlık, hakikatin eser ve hükümlerini giyinmek vasıtasıyla özel bir belirginleşme ve bu belirginleşmeye göre tecelli eder, varlık bulur. Sonra hakiki ehadiyet sıfatının kahrıyla -ki bu sıfat belirginleşmeyi ve görünürdeki çokluğun ortadan kaldırmasını gerektirir- bu taayyünden sıyrılır. Bu sıyrılma esnasında rahman sıfatının rahmetiyle yok olan varlığa benzer ama başka bir varlığı belirginleştirir. Böylece bu devam eder. Dolayısıyla bu iki varlık tek bir tecelli ile değil iki farklı tecelli ile varlığa gelip gitmektedir. Dolayısıyla âlemin tümü varlığa gelip gitmektedir. Ama bu gidip gelmeler öyle ardışık ve birbirine benzer ki bunların sabit kaldığı zannedilir.”301
Mollâ Câmî âlemi bölümleri olan bir kitaba benzetir. İnsanı da bu kitabın içindekileri olarak görür. Allah, ruhlar âlemi ile cisimler âlemi arasında misal âlemi yarattığı gibi insanın bedeni ile ruhu arasında da hayvanî bir nefis yaratmıştır. Bu anlamda insan, ebedi ve geçici âlemleri kendinde barındıran tek varlıktır. Çünkü sadece insanda ruh ve beden arasında bir hayvanî nefsin var olduğunu, bu nedenle ömrün bu dünyada az öbür dünyada çok olduğunu ifade eder.342
İnsanoğlu, hakkın ve halkın suretlerini kendinde toplayan bir varlık olduğundan içi hakla bezenmiştir, dışı da yarattıkların özellikleriyle donatılmıştır. Nitekim Allah’ın bütün sıfatları O’nun zâtında tezahür etmiştir. Örneğin insan Allah’ın “alîm”, “semî’”, “basîr”, “mütekellim”, “mürid”, “hay” ve “kadîr” gibi sıfatlarına sahiptir. Bunların yanında âlemin hakikatleri de insanda içkindir, yani hayvanî, nebatî ve cansız varlıkların özellikleri onda mündemiçtir. Zâten insanoğlu Allah’ın sıfatlarının yansıdığı ayna olmasaydı Allah meleklere ona secde etmelerini emretmezdi. Dolayısıyla genelde âlemin yaratılışı, özelde insanın yaratılışının altında Allah’ın kendi sıfatlarını gösterme amacı yatmaktadır.344
Reklam
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.