Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fevzi Yiğit

Fevzi Yiğitİbn Arabi Metafiziğinde İnsan yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
9.5/10
2 Kişi
13
Okunma
4
Beğeni
1.023
Görüntülenme

En Beğenilen Fevzi Yiğit Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Fevzi Yiğit sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Fevzi Yiğit kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rûh adını alması, beden için rab olması dolayısıyladır. Kalb adını alması, hakikatleri Hakk'tan alıp nefse aktaran bir aracı olarak, halden hale girmesi dolayısıyladır. Kelime adını alması, Rahmânî nefeste zuhuru açısındandır. Fuad adını alması, Yaratısından etkilenmesi; sadr adını alması, bedeni yönetmesi; rev adını alması ise Yaratıcısından korkması ve çekinmesi itibariyledir. Akıl adını alması, var ediciyi özel bir taayüne hasretmesi; nefs adını alması, nefse ilişmesi ve onu yönetmesi nedeniyleder. Ve nefs kendisinden sudur eden fiillere göre nebatî, hayvanî ve insanî nefs adını alır ki, insani nefs hepsine camidir.
Reklam
Dolayısıyla iki türlü insan vardır birincisi görünüşte suretin insan olandır ki bunlar hayvanlardan farksızdırlar. İkincisi ise yaratılış mana ve gayesine uygun insanlardır ki bunlar insanlık özüne sahiptir.
İnsan ya "hep"tir ya "hiç" ya da tersi. O halde hiç ve hep aynıdır, tek şeydir.
Sayfa 258 - ÖNSÖZ YAYINCILIKKitabı okudu
İnsan kendisini çevreleyen açıkça gördüğünü ve bildiğini zannettiği Dünya'yı tanımaktan dahi gafildir.
Sayfa 73 - ÖNSÖZ YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
"Ah bir görebilsem kendimde kendimi Kendim kendime geldiğimde, gizli ya da aleni Kendi kendime selam verdim ve selam aldım İşte böyle, benden yine bana benim iltifatım Muhakkak Ben'in varlığıyla fena buldum, geçtim benden Geçtim azılı düşmanlarımdan ve can dostlarımdan."
Titus Burckhardt, İslâm Tasavvuf Doktrinine Giriş adlı eserinde modern Batı'nın düşünsel hastalıklarını insanın fıtratında mevcut bir imkânın gelişmesine bağlar. Şöyle ki, düşünce kendi haline bırakılınca yapay, gayrı insani, niceliksel ve kendi içerisinde hapsolmuş şekilde soyutlamalar yapmaya başlar. Bu durumda insan varlığı ve varoluşu parçalar; kendisini doğaya yabancı ve hasım kılar. İlâhi akıldan yüz çevirdiği oranda evrendeki çoklu birliği kavrayamaz. Şu hâlde yaın analiz ve sentez seviyesinde yani rasyonel seviyede varlık ile bilmek birbirini tahrip eder ki bu da her türlü bölünme ve anlaşmazlığın sebebidir. Evrim teorisi gibi modernler teorilerin çoğu bu rasyonaliteden doğar.” Evrim teorisi madde ve suret gibi metafizik öğretilere sırtını döndüğü için büyük bir çıkmazın içerisindedir. Guenon'a göre madde, madde olması itibariyle yok edilemez, değişmez gizil bir güçtür. Madde insanın yetersizliği dolayısıyla değil mâhiyeti gereği anlaşılabilecek bir şey değildir. Eşya maddesiyle değil sureti vasıtasıyla bilinir.“ Bir bütünü parçalarından sadece birine indirgeyerek açıklamak aslında gerçek bir izah biçimi olmadığından hiçbir modern teori madde-suret öğretisinin yerini alamaz.”
Rastlantı ve tesadüfün bütünü oluşturması imkânsız ol. duğu gibi bütünün içerisinde öyle parçalar vardır ki bunlara rastlantının hükmetmesi daha da imkânsızdır. Bunların başında göz gelir. Bergson'a göre gözün evrimi mümkün değil. dir çünkü göz görürken ancak arazi değişimler yaşar. Bu ise niteliksel değişime sebep olmaz. Tesadüfler büyük ve önemli değişimlerin niteliksel ve ontolojik nedeni olarak gösterilemez. Çünkü niteliksel değişim görmeyen gözün görmesi ya da görme prensiplerinin değişimidir ki bunun zamanla biriken küçük değişimlerle oluşması imkânsızdır. Ayrıca gözdeki değişimler ile “bağlı olduğu merkezdeki değişimlerin” eş güdümlü olarak gerçekleşmesi tesadüfün imkânsızlık kat sayısını artırır.” Hâsılı, doğanın bilinçsizliği ve evrimin gayesiz oluşu hakkında söylenenler gerçekten şaşırtıcıdır. Çünkü doğanın seçiminden bahsediyorsak ve bunun bireyin hayatta kalmasını sağladığını söylüyorsak aklen burada birçok bilinçli seçim var demektir. Öte taraftan doğa yasaları nedenselliğe dayanması yönünden zorunluluğu içerirken fertlerin taşıdığı potansiyel, durum, hal, tavır ve koşullar yönünden ise olasılığı içerir. Öyleyse doğanın yatay yönde aktif dikey yönde pasif olduğu söylenebilir. Mevcutlar dikey yönde yani var kılma ve neden olma yönünden birbirlerinden derece farkıyla ayırt olunurlar. Yatay yönde ise mâhiyet dediğimiz özler oluşturur. Acaba hayvanlar arasındaki farklılık mâhiyet farkı mıdıf yoksa derece farkı mı?
İbn Miskeveyhe (6. 421/1030) göre metafizik hakikatler gizli, saklı ve tecrübe edilmez şeyler olduklarından dolayı de. ğil bizim eksikliğimizden dolayı tam olarak idrak edilemezler. Bizim onlara nazaran konumumuz yarasanın güneş karşısındaki konumu gibidir. Buna rağmen insan eşyanın hakikatine şu iki yoldan biriyle varabilir: duyular ve akıl. İnsan duyular ile bilgi edinmede diğer canlılarla ortaktır; dolayısıyla bu yolla hakikate ulaşılamaz. Akli idrak ise uzun ve kararlı riyazetlere katlanarak ve duyumlardan uzaklaşılarak ancak sağanabilir. Çünkü insan ne zaman akli bir manaya yönelse vehim, hislerden elde edilen süreti bu mananın yerine geçirmeye çalışır.
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.