Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fevziye Abdullah Tansel

Fevziye Abdullah TanselKurtuluş Savaşı'nda Kadın Askerlerimiz yazarı
Yazar
Derleyen
7.7/10
3 Kişi
39
Okunma
6
Beğeni
2.535
Görüntülenme

Fevziye Abdullah Tansel Sözleri ve Alıntıları

Fevziye Abdullah Tansel sözleri ve alıntılarını, Fevziye Abdullah Tansel kitap alıntılarını, Fevziye Abdullah Tansel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şehit düşen kahraman kadınımızın bohçasindan çıkan ağıdı.
Amir, me 'mûr elemeyerek Hep bîr ipe bağladılar Bekir-oğlu Dede Ağ (a) 'yı Demir ile dağladılar Sekiz gâvur bir gelince Osman 'ımı şaşırttılar Baban çete-başı diye Hac (i) Ahmed'i pişirdiler
Sayfa 68
Hanımlar! "Bu kadar acıdan sonra, bu kadar ayrılıktan sonra, yan yana çektiğimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluş günleri geldi. Siz, bu kurtuluş günlerim bize kazandıran aziz şehitlerin, gazilerin anaları, arkadaşları, kızkardeşleri! Artık sevinin, sevinmek hakkınızdır, bayram edin, en bü­yük bayrama erdiniz; büyük bayramınız mübarek olsun! "Anadolu Kadınları! "Bu gaza diyarında bin seneden beri, ateş ve cenk yer­lerine oğullarını koşturan Anadolu kadınları, bin senedir oğulları daima uzak yerlerde ölen, yetiştirdikleri oğullann mezarlan nerededir bilinmeyen Anadolu kadmlan! Kurtu­luş günleri, kavuşma günleri geldi; sevinin, bayram edin!
Reklam
Zamanın Asenaları [Kara Fatma]
Kara Fatma Erzurumlu bir Osmanlı kadı­- nıdır. Düşman ordusu Erzurum'u kuşattığı zaman Kara Fatma Kadın, Aziziyye Tabyası'ndaki Osmanlı askeriyle beraberdi. Askere su, yiyecek getiren, askerin yaralılarını omuzunda taşıyan, yaralarını saran bir Osmanlı anası idi. "Hücum ile, zorla Osmanlı elinden tabya alınmaz olduğunu anlayan düşman hile yoluna sapmış ve gece yarısı, askerimizin koğuşu yakınına bir nefer sokarak tüfek atıp koğuşun lambasını söndürmüş ve askerimizi sabaha kadar, birbirini düşman zannıyla birbirine kırdırdıktan sonra, gelip rahatça tabyayı zaptetmiştir; fakat bu acıya dayanamayan, öç almak derdine düşen Fatma analığımız hemen Erzurum'a dönmüş, orada boş bulabildiği çoluk-çocuk, ihtiyar Osmanlılar'ı başına toplamış.. Tüfek yokmuş; evlerinden balta, satır aldırmış. Topladığı bu bir avuç Osmanlı'yı önüne katarak Aziziyye Tabyası'na hücum etmiş. Düşmanın gülle, kurşun yağmurlan Fatma Kadın'a yüz çevirtmemiş ve girdiği tabyada doğmadık düşman komamış. Tabyayı ceset yığını altında tekrar zapt ile şehitlerin intikamı­nı almış bir dişi arslandı"; "Dişisi böyle olan Osmanlılar'ın erkeği nasıl olur? Arslan olur, Arslan!"; "Erzurum'daki Şehitler Mezarlığı'nda yalnız erkek gönüllüler mi var? Hayır, nice kadın fedailerle karışıktır."
Sayfa 20
Kırım Savaşı
Bir Kürt kızı, nişanlısının arkasına düşerek, gönüllü nefer yazılmış, Kars'a kadar gelmiş. Bir taburun tıranpeteciliğinde bulunduğu halde şehit olmuştu.
Sayfa 10
Reklam
Çepçevre kuşanmıştı düşmanlarla Türk Yurdu, Türk erkleri her yerde düşmana karşı durdu: Bir ordu Tuna’daydı, bir ordu Kafkasya’da, Yani hem Avrupa’da doğuştuk, hem Asya’da... Düşmanların sayısı bizden üstündü on kat, Bizim yiğitliğimiz yüz kat üstündü fakat!
Sayfa 28 - Nafiz Çamlıbel
Kağnısının başında duran bir ihtiyar nineye yaklaşmış ve sormuştum: 'Nine, üşüyor musun?'. Şu cevabı vermişti: 'Hayır oğul, üşümüyorum. Düşman, topraklarımıza bastığı günden beri içim yanıyor!'. "Bu kahraman Türk anasının elini öperken göz pınarlarımda yaşlar tanelenmişti".
Sayfa 96
“Eşini kaybeden Türk kadını bana, 'Kumandan Bey, Hacı İshak şehit oldu; fakat Türk milleti yaşayacaktır' diyordu. Bu ilahî ses hâlâ kulaklarımda çınlamaktadır.”
Sayfa 73
Reklam
Türk'ün süngüsü yaman şeydir, ona kimse mukavemet edemez.
Sayfa 54 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu ve keresteyi getiren, mahsulatını pazara götürerek paraya kalp eden, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber hayvanı ile, kağnısı ile, kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, çamur demeyip, sıcak demeyip Cephe'nin mü­himmatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi efkar, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur; binaenaleyh büyük ruhlu, büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyyen taziz ve takdis edelim!"
Sayfa 104 - Pdf
Nene Hâtun
“Bazan ne kadar benzemiyor kendine insan Erkek acaba kimdir? Eğer sen de kadınsan. Ruhun adı olmaz: Ne kadınsın, ne de kızsın; Bir dane değilsin Nene Hatun, sayısızsın. Evladı ölüm dersi alırken anasından Hep anneler akmış Meriç’inden, Tuna’sından. Yurdunda şehit ülkesi vardır analardan, Kaç bin kişisin, git, onu sor Dumlupınar'dan. Tarihi yapanlar, bağıran fırtınalardır; Bazan da fakat sesleri çıkmaz analardır.”
Sayfa 18 - mithat cemil
"Cihan Harbinden beri ardı arası gelmeyen bir cenk için, ağzından bir şikayet sözü çıkmadan, nesi varsa hepsi­ni veren Anadolu kadınları! Erkekleri kan ve ateş yerlerin­de savaşırken, uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru, günlerce haftalarca, çıplak ayakları, giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermilerini taşıyan Anadolu kadınları! Batıda, doğuda, kıblede, bütün cephelerin arkasında memleketi işleten, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensin, ey Anadolu kadını! Sırası gelince cephaneyi, yaralıyı taşımak sana yetmedi; silaha sen sarıldın, düşman önünde sen de nevbet bekledin, ateş­lere sen de girdin, sen de gaza ettin! 'Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı?' diyen sensin! Erke­ğinle beraber zafere erdirdiğin gazan mübarek olsun…”
Sayfa 101
Âkif makalelerinde de, Garb edebiyatından söz ederken dâima Şark eserlerinin kıymetinden de bahsetmektedir.
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.