Georges Duby Sözleri ve Alıntıları
Georges Duby sözleri ve alıntılarını, Georges Duby kitap alıntılarını, Georges Duby en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oğlanlar kadar kız çocukları da eğitmek, onlara adaleti, ölçülülüğü ve cesareti öğretmek sadece mümkün değil, gereklidir de. Bazıları, cesaretin sadece erkeklere uygun bir konu olduğunu söyleyebilir; fakat ben bu görüşe katılmıyorum. Kadınlar da erkekçe davranabilirler...
Bu “sorun” hâlâ varlığını koruyor.
Bir hakka sahip olmak ile o hakkı kullanmak birbirinden farklıdır. Kadınların kullanma yeterliliğine sahip olmadıkları haklara sahip olmaları, hukukun önemli bir kurnazlığıydı.
Sayfa 95Kitabı okudu
Kitapsızlık ruhen ve fiziken size zarar verir. :D
“Kitap kaynağım kuruduğu için bir süredir susuzluktan ölüyorum.”
Sayfa 146Kitabı okudu
Edmund Burke:
“Kadınlara bizim kadar hovarda olma hakkı veren” bir sistemin istediği “ahlaksız eşitlik”e sövüp saymaktaydı.
Sayfa 41Kitabı okudu
Kadınlar bazı başka ifade biçimlerinden neredeyse tamamen dışlandılar: Bilimden, daha büyük ölçüde tarihten ve her şeyden önce de felsefeden.
Sayfa 13Kitabı okudu
“Sapere aude”
Aydınlanmaya ulaşmak yetişkinliğe ulaşmaktan başka bir şey değildir. Yetişkinlik yaşı bir kişinin kendisini bir insan olarak tanımlayan doğal yeteneğini, anlama becerisini kullanmaya cüret ettiği yaştır. “Bilmeye cüret et” bir olgu değil, bir şiardır.
21. yüzyıldayız ya biz!! aloo kime diyorum?
Ne zaman bilgi ve iktidar söz konusu olsa, ne zaman tartışma
kenti yönetme rolünü üstlenen filozoflara dönse, kadınlar es geçi-
lir
Sayfa 94
Bir kocanın öğreticiliği, kültürlüleştirmeden çok karısı üzerinde denetim kurma meselesiydi.
Savaş kadınlara eşi görülmemiş bir özgürlük ve sorumluluk sundu. Daha önce ulaşılmaz olan uğraş alanlarında ülkelerine hizmet eden birçok kadın, yeni aletlerle ve teknolojilerle çalışmayı keyifli buldu. Savaş kadim duvarları yıktı ve birçok itibarlı mesleğin kapısını kadınlara açtı. 1914'te bütün Fransa'da sadece birkaç yüz kadın doktor ve birkaç düzine kadın avukat vardı. Fakat Maria Verone ile Jeanne Chauvin'e askeri mahkemelerde savunma avukatlığı yapma izni verildi ve ilk kadın öğrencilerini 1918'de kabul eden itibarlı Ecole Centrale de dahil, işletme ve mühendislik okullarına genç kadınlar kabul edildi. Kadın öğretmenler erkek okullarında öğretmen olarak açık kollarla karşılandılar ve cömertçe övüldüler. Öğretmenlik giderek ka
dın mesleği haline geldi ve bu durum kovulacaklarından korkan erkek öğretmenleri endişelendirdi.
Sayfa 47Kitabı okuyor
Güzel, iyi alışkanlıkları olan gençleri sevmek: İşte bana göre duyarlı ve iyi bir insana yakışan budur; ama bu amaçla kiralanmış bir erkekle ilişki kurmak, ancak vahşi ve geleneklerden göreneklerden habersiz, cahil birisinin yapacağı iştir. Ayrıca çıkar gözetmeden sevilmenin güzel bir şey olduğunu, parayla kendini satmanın da aşağılık bir şey olduğunu söylüyorum.
Sayfa 58Kitabı okuyor
Yüz, boyun, memeler ve eller pürüzsüz beyaz olmalı, stratejik yerlerde pembe tonlarla canlandırılmalıydı. Beyaz, temizlik, iffetlilik ve kadınlıkla bütünleştirilen renkti.
Şölen, Platon tarafından yazılmış bir eserdir.
Şölen’de, Sokrates'in onay verdiği aşk teorisi, bir kadının, bir rahibe olan Diotima'nın ifade ettiği teoridir. Bu teoriye göre, aşk sorunu dolaysız erotik arzu ve haz düzeyinden çıkarılıp “daha yüksek” bilgi arzusu düzeyine yerleştirilmiştir.
Filozoflar, teologlar, hukukçular, doktorlar, ahlakçılar ve eğitimciler kadınları tanımlama ve uygun davranışlarını tarif etme çabalarından bıkıp usanmadılar. Kadınlar, her şeyden önce sosyal konumları ve görevleriyle tanımlandı. Rousseau, Emile'in beşinci kitabında, kitaba adını veren kahramanı için kurguladığı kadın olan Sophie'yi
Gelin Alma Evliliği..
"Çocuk katili baba" teması, kadının kocasının ailesine bir mal olarak girdiği bir evlilik biçiminin kalıntılarıyla inşa edilmiş "ideolojik saray" olabilir mi?
Antik Yunanistan'da Evlilik
Soğuk kentler tarihi tepip kendi aile yapılarını korumaya ve yurttaşlığı toprak
sahipleriyle sınırlamaya çalıştılar. Sıcak kentler ise, kendilerini tarihte yaşayanlar olarak kavradılar. Ayrı-aile yapısından uzaklaştılar ve
yurttaşlığı sınırlamayı reddettiler. Soğuk kentlerde kentsel mülkiyete bağlı gelin, kendi şahsının ve payının efendisiydi; sıcak kentlerde ise toprağa değil, nakit çeyize bağlıydı ve kendi kocasının vesa yeti altında sürekli bir sabi muamelesi gördü. Biraz farklı ve belki
de daha kışkırtıcı bir biçimde koyarsak, kadınlar demokrasi icadının baş kurbanlarıydı...
Sayfa 250