Bozuk bir elektronik beyin gibi, robotlar gibi mekanik ifadelerle herkes aynı dilin aynı kelimelerini o kadar değişik manada, o kadar hatalı kullandı ki ciddi bir memleket meselesinde anlaşmak asla mümkün olmadı.
Kişi arasına giren, kulak tırmalayan kelimelerden, hele bunların uydurmaca olanlarından hiç hoşlanmam. Tıpkı iki yazar arasındaki münakaşaya izinsiz karışıp cıyaklayan uydurma yazarcıklar gibi...
Gökhan Evliyaoğlu, Peyami Safa Beyin yanında yetişmiş şuur sahibi bir kimseydi. Bu küçük çaptaki eserde Peyami'nin güçlü sesinin aksini bulabilir miyim diye düşünmüştüm fakat pek de düşündüğüm gibi olmadı. Peyami'nin gölgesini aramak için mi okudum? Belki... Yine de makalelerdeki sarih anlatım tarzını beğendim diyebilirim.