Yazı bir kalp yarasıdır.
Deştikçe kanar. Dokundukça yanar. Dağladıkça büyür. Aradıkça habisleşir. Buldukça ölümcül bir girdaba dönüşür. Tedavisi yoktur. Acısını üreten bir yalnızlıktır yazı. Ateşîn bir parçalanmasıdır.
Her sosyolojik cümlenin başına "Yüzde 99'u Müslüman olan..." ibaresinin yerleştirildiği bir ülkede, benim ülkemde, hem de benim ülkemin manevi başkentinde, Allah'ın evine giren insanların ayakkabılarına musallat olan Müslümanlar bulunabiliyordu.