Hans Kelsen Gönderileri
Hans Kelsen kitaplarını, Hans Kelsen sözleri ve alıntılarını, Hans Kelsen yazarlarını, Hans Kelsen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mutlak adalet, irrasyonel bir idealdir.
Geçmişin entelektüel tecrübesinden bir şey öğreneceksek, o da insan aklının yalnızca göreceli değerleri kavrayabileceğidir...
Birçok bireyin bir değer yargısı üzerinde mutabık olması, bu yargının doğru olduğunun, yani nesnel anlamda genel geçer olduğunun kanıtı değildir.
Beşerî uygarlık tarihinde, çoğu zaman genel kabul görmüş değer yargılarının yerini, (ona) az ya da çok zıt olan ve daha az genel kabul görmüş olmayan başka değer yargıları almıştır.
Hiçbir toplumsal düzen doğanın adaletsizliğini bütünüyle telafi edemez.
Ve gerçekten de doğayı adalet açısından yargılayacak olursak, doğanın (bu anlamda) adil olmadığını kabul etmemiz gerekecektir: biri sağlıklıyken diğeri hasta/sakat yaratılmış olabilir, bazıları zekiyken, diğerleri aptaldır.
Mutluluğumuz çoğu zaman hiçbir sosyal düzenin garanti edemeyeceği ihtiyaçların karşılanmasına bağlıdır.
"Halk birliğinin temeli olarak ileri sürülmek istenilen düşünce, duygu ve irade ortaklığı, menfaat dayanışması birer olgu değil, daha çok ulus ya da devlet ideolojisinin, artık hakkında eleştirinin bile mümkün olamayacağı kadar yaygın kabul görmüş bir kurgu sayesinde gerçeklik olarak ilan ettiği basit etik ya da siyasi postulatlardan başka şey değildir."
Hukuk ve Güç
Hukuk güçle özdeş değildir fakat onsuz da var olamaz.
Sayfa 75 - Nora Kitap, İstanbul, 2020Kitabı okudu
Temel Normun Değişkenliği
Hukukun ve hukukun kurduğu topluluğun özü en açık olarak, bunların varlığı tartışma konusu olduğu zaman gösterilebilir. Aynı şekilde, temel normun anlamı da bir hukuk sistemi, hukuki araçlarla değil devrimci araçlarla değiştirildiğinde ortaya çıkar. Devrimci bir grup, monarşinin yerine cumhuriyetçi bir hükümet biçimi getirmek amacıyla şiddete dayalı bir hükümet darbesi sahneye koyar. Başarılı olurlarsa eski sistem etkililiğini yitirir ve artık yeni sistem etkili hale gelir, çünkü sistemin geçerlilik iddiasında bulunduğu fiili insan davranışı artık eski sisteme değil, yeni sisteme tekabül etmektedir. Ve dolayısıyla da yeni sistem artık hukuk sistemi olarak görülür, yani yeni sistemi uygulayan eylemler hukuki eylemler olarak ve onu ihlal eden maddi olaylar da hukuka aykırı eylemler olarak kabul edilir. Yeni temel norm artık monarka hukuk yapma otoritesi veren temel norm değil, devrimle oluşturulmuş hükümete hukuk yapma otoritesi veren temel normdur. Eğer devrimciler kurdukları sistemin etkisiz kalması nedeniyle -normun muhataplarının fiili davranışı yeni sisteme tekabül etmediği için- başarısız olmuşsa devrimcilerin başlangıçtaki eylemi anayasa ihdas eden bir eylem olarak değil, vatan hainliği olarak; hukuk yapma olarak değil, hukuku ihlal etme olarak yorumlanacaktır. Ve bu yorum da geçerliliği monarka hukuk yaratma otoritesi veren temel normu önvarsayan eski sisteme dayanacaktır.
Sayfa 73 - Nora Kitap, İstanbul, 2020Kitabı okudu