Haşim Şahin Gönderileri
Haşim Şahin kitaplarını, Haşim Şahin sözleri ve alıntılarını, Haşim Şahin yazarlarını, Haşim Şahin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.1371 Çirmen Savaşı
Sırpların başını çektiği bu ittifak, 1371'de Çirmen'de I.Murad tarafından ağır bir mağlubiyete uğratıldı. Bölgede Osmanlı hakimiyetinin tam anlamıyla tesis edilmesi anlamına gelen bu zafer neticesinde Türkler, Balkanlar'ın efendisi haline gelmişler, Sırp ve Bulgarlar gibi Bizans Devletini'de vasal devlet statüsüyle vergiye bağlamışlardı.
Sayfa 93Kitabı okudu
İbnü'l-Arabi
İbnü'l-Arabi geliştirdiği vahdet-i vücud [varlıkta birlik, tek varlık] düşüncesiyle hem yaşadığı dönemde hem de günümüze kadar uzanan süreçte büyük yankı uyandırmış, müspet yahut menfi tepkilerle karşılaşmıştır.
Sayfa 60Kitabı okudu
Anadolu Selçukluları
Yapılan fetihlerin sonucunda Anadolu Selçuklu Devleti, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından, 1075 tarihinde fethedilen İznik şehrinin 1076 yılında başkent ilan edilmesiyle resmen tarih sahnesine çıkmış oldu. Bu tarihi 1078 yılı olarak kabul eden tarihçiler de vardır.
Sayfa 54Kitabı okudu
Yesevi modern araştırmacılar tarafından Türkistan sufiliğinin kurucusu olarak kabul edilmektedir.
Sayfa 45Kitabı okudu
Peki başka yerden öpseydi neye malik olurdu hocam
Şeyh, Sencer'i yanağından öpünce, oğluna derhal hangi yanağından öptüğünü sormuş, oğlunun cevabından sonra da ''bir yanağından öptüğü için yeryüzünün yarısına malik olacaksın, eğer iki yanağından öpseydi hepsine malik olurdun.''
Sayfa 37Kitabı okudu
Hunların akınlarına şahit olan Urfa Psikoposu Efraim, gelenlerin '' Yec'üc ve Mecüc süvarileri olduklarını, aslan gibi kükrediklerini, atlarının sırtında fırtına gibi uçtuklarını ve karşılarında hiç kimsenin duramayacağını'' söylüyordu.
Müslümanlık denildiği zaman bugüne kadar ibadetlere sadece şeklen yoğunlaşmış, günlük yaşantısını İslam’ın yüzeysel bir algısı üzerinden düzenleyen ve dünyada ne olup bittiğiyle ilgilenmeyen bir toplum akla geliyor. Biz kesimimiz ise, sanki dünyadaki değişimlerin önlerine getirdiği iktisadi, toplumsal, siyasal ve kültürel problemlerden habersiz, kabuğuna çekilmiş, kamusal alanda görünür olması istenmeyen bir kitle temenni ediyor. Sanki onların eskiden olduğu gibi hayatlarını cami ile evleri arasında geçirmesi, iktisadi, siyasal, toplumsal, kültürel hayata katılmaları ve talepkâr olmamaları bekleniyor. Talekâr olmaları ve kamusal hayata katılarak görünür hale gelmelerinin Cumhuriyet’i, rejimi tehlikeye sokacağı varsayılıyor. Bu yeni dindar muhafazakar kesimin sadece giderek zenginleşen, ciplere binen, başörtüsü takan, ama cahil bir kitle olduğu varsayılıyor. Klasik elit kesimimizde, onların zenginleşmesinden ve eski bildik toplumsal ve iktisadi seviyesi düşük, sessiz, dindar kesimin giderek değişmeye başlamasından rahatsız olan bir tavır gözlemliyorum.
Sayfa 464Kitabı okudu
