1707'de Somersetshire'de doğdu. Babası general, kız kardeşi Sarah da kendisi gibi yazardı. Yoksul düşen soylu bir aileden geliyordu. Soylu ailelerin okulu bilinen Eton'da okudu. Sonra'da yunan ve Latin Edebiyatını okumak üzere Leyden'e gitti. Leyden'de okuduğu sırada ailesinin parasal durumu iyice bozulduğundan, Fielding eğitimini yarıda bırakıp, İngiltere'ye dönmek zorunda kaldı. Tiyatroya sansür koyan yasa 1737'de yürürlüğe girdikten sonra, sadece tiyatro oyunu yazarak ailesini geçindiremeyeceğini anlayan Fielding, otuz yaşından sonra başladığı hukuk öğrenimini iki buçuk yılda bitirdi. 1740'da baroya girdi ve on yıl içinde Londra'nın en saygı gören yargıçlarından biri oldu.
Bir yandan yargıç olarak, bir yandan da yazar olarak yoğun çalışmaları, kırkına doğru sağlık durumunun bozulmasına, artık ancak koltuk değnekleriyle yürüyebilecek hale gelmesine neden oldu. Daha sıcak bir iklimde biraz iyileşebileceği umuduyla, 1754 yılında Lizbon'a götürüldü ve iki ay sonra da orada öldü.
Evlilikte mutluluk sağlayan tek şey sevgidir. Başka amaçlarla yapılan tüm evlilikler cinayettir bence. Bedenin hırsları ya da para uğruna bu kutsal bağa kıymak, korkunç bir kötülüktür. Ancak güzel bir bedeni ya da büyük bir serveti elde etmek amacıyla yapılan evlilikler için başka bir şey söylemenin yolu var mı hiç?
Başta Laurence Sterne, William M. Thackeray ve Charles Dickens olmak üzere, klasik İngiliz edebiyatı yazarlarını etkilemiş Henry Fielding’in başyapıtı kabul edilen romanı Tom Jones. Eser, kurgunun işlenişi ve karakterlerin oluşturulmasıyla ilk gerçekçi roman kabul ediliyor. Sanırım Tom Jones için İngiliz edebiyatının Don Quijote’u diyebiliriz. Tom Jones, pikaresk bir roman. Gayrimeşru bir çocuk olarak dünyaya gelen baş karakterin, bir soylu tarafından yetiştirilmesi, erdemli bir insan olma yolunda gelişimi ve aşk hayatı anlatılıyor. Bu açıdan bildungsroman özelliklerini de taşıyan eserde Fielding, soylu sınıfı, dönemin geleneklerini ve özellikle evlilik anlayışını sert bir şekilde eleştirirken, erdemli insan olmak için bilgi ya da dinin gerekliliğini ya da yeterliliğini sorguluyor. Oldukça akıcı ve keyifli bir eser. İkinci ciltte eserin biraz uzatıldığını düşünsem de genel olarak çok severek okudum. Mina Urgan’ın su gibi akan çevirisi yine muazzamdı. Klasiklerden hoşlanan herkese muhakkak tavsiye ederim.
Tom Jones 1.CiltHenry Fielding · İletişim Yayınları · 1990162 okunma
Hizmet ettiği evin beyi vefat edince, kendisine ilgi duyan ev sahibesinin ilgisine cevap vermediği için evden kovulan erdem sahibi bir gencin hikayesi.
Hizmet ettiği evden bir iftira ile kovulunca sevgilisinin yanına gitmek ister tam bu sırada da sevgilisi kendisini ziyarete gelmektedir. Yolda karşılaşırlar ve çok sevdikleri rahibin köyüne nikah kıymak için gittikleri zaman başından geçenler.
Yolculukları Arabesk filmini aratmıyor, yolda başlarına gelmiyen kalmıyor. Hatta bir ara sevgilisi ile kardeş bile oldukları idea ediliyor. Sonunda mutlu son oluyor.
Eserde asıl anlatılmak istenen erdem sahibi dürüst insanların hayatta asla kaybetmedikleri ve kaderin hep onlardan yana olduğu. Ayrıca romanın yazıldığı çağı düşünecek olursak o yolların ingilteresi hakkında da bize bilgi veriyor. Arabesk filmi gözümün önüne geldi hep okurken. Şener Şen, Müjde Ar'ın unutulmaz filmi.
Kader YoluHenry Fielding · Halk El Sanatları ve Neşriyatı · 0249 okunma
Başta Laurence Sterne, William M. Thackeray ve Charles Dickens olmak üzere, klasik İngiliz edebiyatı yazarlarını etkilemiş Henry Fielding’in başyapıtı kabul edilen romanı Tom Jones. Eser, kurgunun işlenişi ve karakterlerin oluşturulmasıyla ilk gerçekçi roman kabul ediliyor. Sanırım Tom Jones için İngiliz edebiyatının Don Quijote’u diyebiliriz. Tom Jones, pikaresk bir roman. Gayrimeşru bir çocuk olarak dünyaya gelen baş karakterin, bir soylu tarafından yetiştirilmesi, erdemli bir insan olma yolunda gelişimi ve aşk hayatı anlatılıyor. Bu açıdan bildungsroman özelliklerini de taşıyan eserde Fielding, soylu sınıfı, dönemin geleneklerini ve özellikle evlilik anlayışını sert bir şekilde eleştirirken, erdemli insan olmak için bilgi ya da dinin gerekliliğini ya da yeterliliğini sorguluyor. Oldukça akıcı ve keyifli bir eser. İkinci ciltte eserin biraz uzatıldığını düşünsem de genel olarak çok severek okudum. Mina Urgan’ın su gibi akan çevirisi yine muazzamdı. Klasiklerden hoşlanan herkese muhakkak tavsiye ederim.
Tom Jones 2. CiltHenry Fielding · İletişim Yayınları · 199044 okunma