Hıfzı Veldet Velidedeoğlu

İlk Meclis yazarı
Yazar
7.9/10
17 Kişi
85
Okunma
19
Beğeni
3.602
Görüntülenme

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Sözleri ve Alıntıları

Hıfzı Veldet Velidedeoğlu sözleri ve alıntılarını, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu kitap alıntılarını, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demokrasi, her vatandaşın, her istediği köşede işporta kurması veya gecekondu yapması, caddelerde dilediği yerden geçip yürümesi, ormanlarda dilediği gibi tasarruf etmesi, imamların kutsal cami kürsülerini politika pazarı durumuna getirmesi, tek kelime ile, yasalara ve yasaklara yan çizilmesi ve bütün bu davranışların görmezlikten gelinmesi demek değildir.
Sayfa 155 - sinan yayınları 1974Kitabı okudu
"neden bu haldeyiz" sorusunun temel cevabı
CHP, hiçbir ön hazırlık yapmadan ve DP'nin - 1945'teki kuruluşundan beri sürdürdüğü politika ile halka arkadan arkaya verdiği din tavizlerinin etkisini hiç düşünmeden, 16 yıl önce, yani 1930'da, Atatürk'ün Serbest Fırka denemesinde karşılaştığı sonuçları da göz önünde bulundurmadan, en geniş demokrasi ortamında tek dereceli seçimin içine çivileme atlayıvermişti. Bu ülkede Atatürk'ün başaramadığını İnönü gerçekleştirmek ve demokrasiyi yerleştirmek istiyordu. O dönemin, köylerde eskiden beri yerleşmiş feodal ve yarı feodal ve kentlerde yeni yeni palazlanmaya başlamış sermaye ortamında, halk yığınlarının gitgide taassup ve irtica doğrultusuna sürükleneceği, «Aynı sebepler aynı neticeleri doğurur» yasasının işleyeceği düşünülmemişti. Açıkça söylenmemekle birlikte, belki de, «Atatürkçü ordu ayakta iken ülkede irticanın hiçbir zaman kıpırdanamayacağı» düşünülüyordu. Oysa, irtica sadece kimi şeyh veya seyyitlerin, yeşil bayrak açarak, birtakım cahil halk yığınlarının önüne düşüp isyan çıkarması demek değildi. İrtica tohumu önce kafalarda, zihinlerde yerleşip yeşerir ve bu durum dünyayı sadece «din ve ibadet» gözlüğü ile gören, kafası yıkanmış, insanlar yığınının küçük yaştan başlayarak yetişmesine, üreme sine ve çoğalmasına ortam hazırlardı. Bu ortam hazırlandıktan sonra, onu hazırlayan çevre ve partiler için artık gerisi kolaydı. Bu ortam içinde iktidara gelecek bir partinin «evvelallah» uzun süre bir daha iktidardan düşmesi söz konusu olamazdı.
Sayfa 64
Reklam
Türkiye öyle bir ülke oldu ki, Atatürk'ten beri iktidara gelen her politika kuşağı, geriye doğru yönelen yarışta bir öncekine "taş" çıkartıyor. "Ekmeğini taştan çıkaran" halka ise "Bağrına taş basmak" işi kalıyor, her dönemde.
Sayfa 59 - Kırmızı KediKitabı okudu
Saygıyla anıyoruz..
Atatürk’ü değil, Türkiye’de Atatürkçülüğü unutturmalı ki onun adı havada kalsın ve kendi gizli emelleri bir gün bu yöntemle gerçekleşsin. Bence Atatürk’e karşı olanların en tehlikelileri bunlardır. Çünkü sinsidirler, izledikleri yöntem. Atatürk’ü güya benimseyerek Atatürkçülüğü yozlaştırmak unutturmak yöntemidir. Onlar Ulusal Kurtuluş Savaşının Başkomutanı Mustafa Kemal’e “evet”; Büyük Zaferden sonra Türk siyasal ve sosyal devrimini gerçekleştiren Atatürk’e “hayır” derler..
Türkiyemizin başta gelen toplumsal dertlerinden biri de, bürokratik yapıda, yani kamu görevlerinde bir işe «yetenekli eleman bulmak olmayıp, iş arayan veya işsiz kalan, ya da bulunduğu işi beğenmeyen kişiye, hatır, gönül, siyasal nüfuz, hattâ kimi zaman baskı kullanarak «herhangi bir iş bulmak» alışkanlığıdır. Osmanlı döneminde - bilindiği gibi - para ile satılan «mevki ve mansıp»lar şimdi bir tavsiye mektubu, bir telefon konuşması ile hatırlı kişilere, ya da arkası olanlara dağıtılmakta, «Bu adam, bu işin üstesinden gelebilir mi, görevde yararlı olabilir mi» noktasını kimse düşünmemektedir. Bence geri kalmışlığımızın en önemli nedenlerinden biri de budur.. Yeteneksiz kişiler iş başına geçtikçe, yetenekliler göze batar, kıskanılır, yeteneksizler onu kendi gelecekleri için bir tehlike olarak görmeye başlarlar ve bir gün, akla hayale gelmedik tezvir, tertip ve iftiralarla onun ayağını kaydırırlar. Kamu görevlerinde, hattâ siyasal kadrolarda (Séléction négative) yani, eski deyimle, «menfi istifa»>, yeni deyimle, olumsuz ayıklama» denilen oluşum budur işte. Kötülerin iyileri ayıklaması ve saf dışı bırakması demektir bu. Tıpkı ayrık otunun kendi yanında yararlı bitki yaşatmaması gibi bir şey.
Sayfa 224
Saygıyla anıyoruz..
Atatürk’ü değil, Türkiye’de Atatürkçülüğü unutturmalı ki onun adı havada kalsın ve kendi gizli emelleri bir gün bu yöntemle gerçekleşsin. Bence Atatürk’e karşı olanların en tehlikelileri bunlardır. Çünkü sinsidirler, izledikleri yöntem. Atatürk’ü güya benimseyerek Atatürkçülüğü yozlaştırmak unutturmak yöntemidir.
Reklam
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.