İsmail Gaspıralı

İsmail Gaspıralı - Fikrî Eserleri yazarı
Yazar
8.7/10
61 Kişi
207
Okunma
114
Beğeni
6,4bin
Görüntülenme

En Yeni İsmail Gaspıralı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İsmail Gaspıralı sözleri ve alıntılarını, en yeni İsmail Gaspıralı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bundan böyle (bunun için) bir medeniyetin sayesinde insanlar, umumen ne derece rahat ve emin yaşarlar ise şu medeniyetin derecesi dahi ona nisbeten ileridedir Medeniyetin parlaklığını, büyük büyük köyler, kiliseler, kal'alar, fabrikalar ve rovelver toplar ile ölçenlerden değiliz; medeniyetin mikyası (ölçütü), umumun ondan istifadesidir. Diğer ölçü kabul edemiyorum.
Sayfa 162Kitabı okudu
İsmail Gaspıralı
Jübiledeki konuşmalardan Ali Mirza Bulgagof'un söyledikleri de dikkati çeker:”… On senelik hizmetten ne hasıl oldu? Okuyan yok idi, çok oldu; umumun fikir ve fehmi uyandı; ahali hayli yeni ve müfit meselelere aşina oldu; yeni usul mektepler açıldı; kaba ve pazar dili yerine edebî lisan işlene başladi ... Ali Mirza Bulgagof, İsmail Bey'in çabalarını, ideallerini gerçek manada anlamış ve onun 10 yıl içindeki başarılarını çok güzel ifade etmiştir.(32)
Reklam
İsmail Gaspıralı
Tercüman’da bu şekilde yazılmış sayılamayacak kadar çok yazı vardır. İsmail bey , bir yandan Rus muhiti ile mücadele ederken diğer yandan cahil, dar kafalı, zamanı anlamaktan âciz Müslümanların “tekfirlerine”, çirkin suçlama ve ithamlarına göğüs geriyor; genellikle yumuşak bir üslupla, rencide etmeden, ama düşüncelerinden de taviz vermeyerek onları, “modernleşme” için ikna etmeye çalışıyordu.
İsmail Gaspıralı
Modernleşmeyi mekteplerden, medreselerden başlatmaya karar vermiştir. Önce her yaştan insana okuma yazma öğretilecektir. Bu işe “savtî usul” adını verdiği fonetik metotla başlar. Öncelikle harflerin temsil ettiği sesler örneklerle açıklanacak, sonra bir-iki ünlü-ünsüz harfle yazılan basit heceli kelimeler öğretilecektir. Böylece basit, kısa cümlelerle kısa zamanda okuma-yazma öğretmek mümkün olacaktır. Bu usulü 1884’te Bahçesaray’da açtığı bir kursta kendisi bizzat dener ve başarı kazanır. Ardından sıra, bu tipte okullarda ders verecek öğretmenlerin eğitilmesine gelmiştir.
İnsaniyet kaim değildir yalnızca nan (ekmek) ile İnsaniyet müşerrefdir (şeref kazanmıştır) ruh ve can ile Hayvaniyet kaimdir aş ve içki ile İnsaniyet ayrılır hak ve hürriyet ile
Sayfa 221 - 2.BASIMKitabı okudu
Bu ve bu gibi zulümleri, inde'n-nas (halk katında) maruf (alışılmış hâl) ve haklı göstermek için nizamlar ve türlü itikatlar cari (kanunlar ve türlü inançlar yürürlükte) İdi. Noksanyet-i İnsaniyeden tevellüt eden (insanî kusurdan kaynaklanan) bu gibi zulümleri gök sahibine (Tanrı’ya), güneşe, kamere, ruh-i kebire (aya, en büyük ruha) ve bade Huda’ya (sonra Tanrı’ya) isnat ederler idi (dayandırırlardı). Güya İntizam-ı âlem (dünyanın düzeni) böyle icap ediyor imiş. Bir bay (zengin), beş fakir lâzım imiş. Halkın malı, canı, edebi, namusu; eli kılınçlı, beli oklu hükümdara ve her su boyunda yuva tutmuş eli tayaklı (sopalı) bey ve sipahiye (tımar sahibine, toprak ağasına), mahsus olduğu halklara daim (insanlara sürekli) telkin edilip Huda’nın muradı böyle olduğu, kâhinler tarafından göğe, yıldızlara bakılıp söylenmekte idi.(194)
Sayfa 194 - 2.BASIMKitabı okudu
Reklam
320 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.