Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jean-François Kervegan

Jean-François KerveganHegel ve Hegelcilik yazarı
Yazar
6.8/10
4 Kişi
24
Okunma
1
Beğeni
799
Görüntülenme

En Eski Jean-François Kervegan Gönderileri

En Eski Jean-François Kervegan kitaplarını, en eski Jean-François Kervegan sözleri ve alıntılarını, en eski Jean-François Kervegan yazarlarını, en eski Jean-François Kervegan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonuç olarak, Kojeve, insan soyunun kökeni ve gelişimi olarak kendi tarih görüşünü sergileme bağlamında Hegel’den yararlanmıştır
“Sistem fikri Kant felsefesinin temelini oluşturur: “Sistematik birim bilimde ortak bilgiyi bilime dönüştürür, yani bu basit bilgi yığınını bir sistem haline getirir.” Sistemi yığından ayıran nedir? Sistem içinde bilgiler bir “düşünce”ye göre örgütlenmiştir: “her şeyin amaç ve biçimi”ni belirleyen “rasyonel bir kavram”. Kant sonrası düşünürler bu tanıma sarılırlar ve onu felsefe yapmanın yeni bir kavramının temel direği gibi görürler. Onlar için sistematiklik sadece sergileme biçimiyle ilgili değildir, felsefenin kendi oluşturduğu temel karekterini ifade eder. Bu güçlü sistematiklik anlayışını Hegel’de buluruz. Hegel bütünü kavramayı (“bütün her şeydir”) bilme özgürlüğünün ölçüsü yapar: “mutlak bilimi esasen sistemdir”, çünkü “gerçek ancak bütünlük olarak vardır” ve farklılığının “gerekliliği” “bütünün özgürlüğü”nün ifadesidir.” s. 49-59
Reklam
Diyalektik
“… Mantık spekülatif olduğundan diyalektik unsurlar içerir. Ama şu da bir gerçektir ki, spekülatif, kendisini gerekliliği içinde oluşturan diyalektiğe bağlanır. Ayrıca, Mantık’ın son bölümünde diyalektik anın onları karşıtlaştıran ve spekülatif anda bağlayan iki anlam içerdiği belirtilir. Diyalektik her şeyden önce doğrudan olanın ilk olumsuzlamasıdır: onu reddeder ve bir önvarsayım olarak gerekli kıldığından muhafaza eder. Ama kendisiyle ilişkili olumsuzlama olarak olumsuzluk “kendiliğinden ortaya çıkan diyalektik”tir, dolayısıyla olumlu rasyonel bir güncelleştirmedir. Diyalektik olumsuzlamaya olumlu bir anlam kazandıran aracılığın (aracılaşmış olan aynı zamanda aracılaştırandır) bu bölünme durumunu gösterir. Diyalektik, kendisiyle gerçek, aracılı bir özdeşlik kuran karşıtlıktır; varlığı ve de söylemi harekete geçiren iç gerilimdir. Dolayısıyla, spekülatif görüşe ulaştırmayı sağlar ve bu görüşe göre olumlu olumsuz tarafından etkilenir, olumsuz ise “her gerçekte bulunan diyalektik ruhtur.”
Kavram
Kavram “özne”nin kendisi, kendi gelişmesinin içkin nedenidir, ama bu durumda sorun olan antropolojik özneden çok mantıksal öznedir(kavramın). Mantık’ta bu öznelliğin özgürlük, spontanlık, yaratıcılık içerdiği belirtilir.”
“Nesnel mantık ve öznel mantık ayrımı Varlık ve Öz ve de Kavram arasındaki ayrılığı belirtir. Buna karşılık, nesnel mantık “sadece eski metafizikin yerini alır”, öznel mantığın öncesi yoktur. Ya da, daha doğrusu, öncesi sadece “kavramın yaratılışıyla ilgili bir sergi” olan nesnel mantığın kendisidir. Kavramın bu ilksel bölünmesi Fenomenoloji’de bilinç ve objesinin karşıtlığı gibi ortaya çıkan unsurun temelidir. Dolayısıyla, nesnel mantık ve öznel mantık ayrımı, aşılması için tüm fenomenolojik güzergahın kat edilmesini gerektiren Mantık içinde bu “bilincin karşıtlığı”nın yeniden düzenlenmesidir. Ama Fenomenoloji’de bilincin ikiliği mutlak bilgiye ulaşılamadıkça yok edilmez bir karaktere sahipken, Mantık’ta kavram birliğinin baştan beri bir önvarsayımı vardır. Kavram açısından mantık bir bütündür ve heterojen blokların eklemlenmesi değildir. Varlık olarak kavram (nesnel mantık) mantığı ve kavram olarak kavram mantığı’na (öznel mantık) bölünür. Dolayısıyla, kendinde olarak, tüm Mantık bir kavram mantığıdır ve yarattığı tanımlamalar onun “dışarıdan başlayarak” sergilenmesidir. Ama bu sadece kavram açısından bir mantıksal sürecin yeniden okuması yapılmadığı sürece kendinde gerçektir. O tek (fikir olarak kavranan kavramın mantığı) olduğu için mantık ikili (nesnel ve öznel mantık) ve üçlüdür (varlık, öz, kavram). s. 82-83
Sanat
“Sanat felsefesi “güzel” teknikleri üstüne kurallar belirlemez, sanatı çeşitli dalları (mimarlık, heykel, resim, müzik, şiir) ve çeşitli gelişme evreleri (sembolik sanat, Doğu sanatı, klasik sanat, Yunan Roma sanatı; romantik sanat, Hıristiyan sanatı) içinde, mutlak tinin figürasyonu, mutlak kendinde tinin ve idealin sezgisi ve sunuluşu” olarak sunar.”
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Sanat
“Hegel, doğayı güzelin pradigması gibi gören basmakalıp düşünceyi reddeder; sanatın amacı “doğanın taklit edilmesi” değildir. (…) Sistem egemen estetiğe karşı bu içgüdüsel tepkiye spekülatif bir temel verir. Sanata doğayı taklit amacı yüklemek, ona tinsel olmayan bir pradigma vermektir. Bu ada layık tek şey olan sanatsal güzel “fikrin duyulur görünümüdür”. Bununla birlikte, doğa “öteki-varlığında fikirdir”; dolayısıyla, taklit edilecek bir model oluşturamaz. Sanat doğayı yansıttığında bile “tinsel olarak” yapar bunu: bu yansıtma kesinlikle doğanın bir kopyası (gerçekleştirilemeyen) değildir, onun transfigürasyonudur.”
Sayfa 117Kitabı okudu
“Söz konusu olanın dünyaya bir anlam vermek olmadığını, ondaki rasyonaliteyi tanımak olduğunu (sözgelimi hukukun ebedi kuralları içinde), kendinden çıkarak “aklın tin olduğunu” kendisinin bildiğini anladığında, gerçekten de, “tüm gerçeklik olma kesinliği doğruluğa yükselir ve bu gerçek, kendisinin, dünyasının ve kendisi olarak dünyanın bilincindedir.” s. 66-67
"Onu doğanın güzellikleri değil, insanlar, tarihsel olgular, tarih ilgilendirir."
Dost Kitabevi
“Herkes kendisine ait olan bu dünyada en iyi olmak ister ve olduğuna inanır. Sadece en iyi olan bu kendi dünyasını ötekilerden daha iyi açıklar." -
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Dost Kitabevi
55 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.