Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kazım Albayrak

0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
178
Görüntülenme

Kazım Albayrak Gönderileri

Kazım Albayrak kitaplarını, Kazım Albayrak sözleri ve alıntılarını, Kazım Albayrak yazarlarını, Kazım Albayrak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Her kültürü köklerine kadar gidip keşfederdi"
Anlaşılmaktan çok haz alırdı. Ruhuna tutulan aynaya şiddetle özlem duyan biriydi. Onun yalnızlığı destansıydı. Sigara ve çay tiryakiliğini de bu açıdan görmek lazım. Basit bir tiryakilik değil. Sohbetlerde Kuzey Amerika yerlilerinden, Güney Amerika'nın melez ırkından, Japonlardan vs. misaller verirdi. Her kültürü köklerine kadar gidip keşfederdi. Öyle ki Amerika yerlisinin veya Çin çiftçisinin davranışının sebebini izah ederdi. "Yapanı yaptırandan gelici bir tecrit bünyesi"ne sahip olmasından olsa gerek. Bu yüzden tüm insanlara hitap edecek bir dil ve diyalektik geliştirmişti. Yine bu yüzden her çeşit insanın İbda fikriyatında kendinden bir parça bulması mümkündür. Ona göre insanın her derdinin ideolojik bir yönü var demektir. Onunla ilgilenmek ve çözmek gerekir.
Sayfa 55 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
İslâmcı hareketi temellendiren, hedeflendiren, istikametlendiren BD-İBDA'dır.
Sayfa 53 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"O(Mirzabeyoğlu), bir iman şovalyesi idi."
İçime BD-İBDA ateşini düşüren o zata ne kadar teşekkür etsem azdır. Hayatıma anlam ve bereket kattı. Müsbet ne yapmış isem Kumandan'dan aldığım paya borçluyum. Siyasî duruş, ahlâkî duruş, estetik duruş yanında, iştigal saham olan dinî ilimlerde de onun tefekkürî yönlendirmesi (İBDA fikriyatı) altın değerinde idi. Hele hele Üstad'ı nasıl seveceğimizi, Büyük Doğu fikriyatının ne mânaya geldiğini Salih Mirzabeyoğlu'ndan öğrendik. Salih Mirzabeyoğlu bize sadece kendini lanse etse, onun fikrî, ilmî, ahlâkî vs. çapı kendisine inanmamız için yeterli idi. Ancak o hiçbir zaman bencil davranmadı, bize Üstad'ı anlattı, açıkladı, hakikatini meydan yerine dikti. Üstad'ı gerçekten seven bir ferdin Salih Mirzabeyoğlu'nu sevmemesi, ondan istifade etmemesi düşünülemez. Ancak sevgi saf olacak, ön yargılar, kaprisler karışmayacak. Salih Mirzabeyoğlu'nun Üstad sevgisinden öte Allah ve Resulü sevgisi saf, temiz ve pazarlıksız idi, Üstad'ı da bunun için seviyordu zaten. Onda hiçbir bencillik edası yok idi, 7/24 davasıyla oturup davasıyla kalkan bir iman ve aşk adamı idi. Onu yakînen tanıyan Mevlüt Koç ağabeyin tesbitiyle, "O, bir iman şövalyesi idi."
Sayfa 52 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
İslam Enstitüsü Boykotları
İslam Enstitüsündeki boykotların asıl mânası da rejim tarafından kendisine biçilen pasifizm gömleğini yırtmasıydı. GÖLGE kadrosu ile birlikte bu boykotların her safhasında aktif olarak bulundum. Yurt sathına da yayılan İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü boykotları ve ondan doğan eylemlere birlikte liderlik ettiğim arkadaşım Hüsnü Kılıç, aynı zamanda GÖLGE kadrosundandı ve benim Salih Mirzabeyoğlu ile tanışmama vesile oldu.
Sayfa 50 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Adam tanımak surat tanımak değildir!
Her tanışmanın o kişiyi "tanıma" mânasına gelmediği gibi bir kişinin davasını ve mânasını bilmek, onu fizikî tanımaktan daha önemlidir. Üstad'ın ve Kumandan'ın da işaret ettiği üzere, "Adam tanımak, surat tanımak değildir." Bu kısa hatırlatmayı şunun için yapıyorum ki benim için Kumandan Mirzabeyoğlu'nu fiziken tanıma ile ruhen tanıma diye aralarında bir sene de olsa iki ayrı safhanın mevcut bulunduğudur.
Sayfa 49 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Mukaddesatçı Gençliğin Zuhuru
İmam-Hatip'ten 1975'ten mezun olduğumda siyasî ortam çok hareketliydi. Necip Fazıl'ın konferanslarına gider, MTTB'nin faaliyetlerine katılırdım. Komünistler ülkeyi bütün güçleriyle Moskova'nın kuyrukçuluğuna çekmeye çalışırken, Ülkücüler ise onlara tepki olarak haklı iken neticede Batıcı-kemalist rejimin kuyrukçuluğuna soyunmuştular. Bu iki yol da bize göre değildi. Mukaddesatçı gençliğin "Akıncı" ismiyle zuhurunu öğreniyorum ve Koca Mustafa Paşa ve Samatya semtlerinde akrabadan gençlerle birlikte her yeri Akıncıların sloganları ile donatıyoruz. "Tek Yol İslâm!", "Çağımız Buhranda, Kurtuluş İslâm'da!" vs. Yakınımızda olan Antalya Yurdu ile de yakın temas halindeyiz. GÖLGE'yi uzaktan takip ettiğimizi ve onun militan çizgisinden etkilendiğimizi söyleyebilirim.
Sayfa 49 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kâzım Albayrak Ağabey ve lise arkadaşları
O dönemde İstanbul İmam-Hatip'te son sınıfta öğrenci Hızır Sarı vardı. 1971 Dünya Güreş Şampiyonasında greko- romen dalında ikinci olmuştu. Onunla ne kadar gururlanmıştık, unutamam! Bizden iki sınıf önde olan Tayyip Erdoğan'ı da hatırlıyorum.
Sayfa 46 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Mahmud Efendi Hazretleri ve Kâzım Albayrak Ağabey
Aile çevrem Mahmud Efendi'ye yakın ancak onunla temasım ve ziyaretlerim 1991 yılında Taraf döneminde İrancı ve mezhepsiz taife ile kavgalarımız esnasında olmuş ve onun yakın desteğini almıştım.
Sayfa 46 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Kumandan Diyor Ki...
Üstad'dan aldığı celal sıfatıyla ve onun ideali olan aksiyoncu gençliği yoğurmak için Kumandan'ın çok emeği olmuş, Büyük İslâm stratejisini ortaya koymuştur. Bir gün şöyle bir misal verdiğini hatırlıyorum. Mealen aktarıyorum: "Hata yapmayan insan yoktur. Ben de hata yaparım. Ancak lider demek en az hata yapan demektir. Bundan dolayı başınızdakine tâbi olmanız daha doğru bir yoldur." Ayrıca şunu söylerdi: "Bugün size şunları yapmanızı söylüyorum, iş işten geçtikten sonra bana gelip, "Haklıydınız!" demenizi istemiyorum!" Bu duruma düştüğümü maalesef söylemeliyim... Yani lider istikametten sapmadıktan sonra bize bağlılık düşer. Ayıp arayan ise kendi ayıbına düşer. Kumandan gibi bir kahramanı bırakıp ortada ibiş ibiş dolaşanlardan da ibret almalı, nisbetimizi koruduğumuz için Allah'a şükretmeliyiz.
Sayfa 45 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
Mirzabeyoğlu'nu dertlendiren hadise...
Gölge Dergisi'nin çıkışında Mirzabeyoğlu ile birlikte olan onun kadim dostu Mevlüt Koç şöyle diyor: "Üniversiteye giderken de hep İslâmî kesimin hâli pürmelalinin acısını içinde duyarak gidiyordu. Sol revaçta idi, ülkücüler de örgütlenmişti. İslâmcı kesim de hâlâ bıyığının teliyle, pantolonunun paçasıyla falan uğraşıyordu! Müslümanların bu hâline; rahatsızlık verecek derecede rahat olmalarına üzülüyordu. Onlar adına utanıyordu! Tüm bu olumsuzlukların bir birikimi olsa gerek; İslâmî kesimin içinde bulunduğu pejmürdelikten duyduğu rahatsızlık, belki de Gölge Dergisi'nin çıkarılma sebeplerinden bir tanesidir... O dönemki İslâmî kesimin durumundan rahatsızlık duyuyordu Mirzabeyoğlu. Hem muhafazakâr ama muhafaza etmeyi bilmemelerinden hem de kendi iptidaî anlayışını İslâm ahlâkıyla özdeşleştirmelerinden ciddi biçimde rahatsızlık duyuyordu. Yani ne karşı olduğu şeyi tanıyor ne taraf olduğu fikri..."
Sayfa 42 - Kökler YayınlarıKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.