Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kemalüddin İbnü'l-Adim

Kemalüddin İbnü'l-AdimBiyografilerle Selçuklular Tarihi yazarı
Yazar
8.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
340
Görüntülenme

Kemalüddin İbnü'l-Adim Gönderileri

Kemalüddin İbnü'l-Adim kitaplarını, Kemalüddin İbnü'l-Adim sözleri ve alıntılarını, Kemalüddin İbnü'l-Adim yazarlarını, Kemalüddin İbnü'l-Adim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hekim Takiyyüddin Ebu Bekr'in şiiri
Hükümdarların izlerine bak, ondaki güzellik seni hayrete düşürür. Göçedenlerden sonraki izlerde, lisan-ı hal konuşur. Köşkler yaptılar ve (içlerinde) uzun uzun yaşatıldılar, (bazan) toplandılar ve ayrıldılar. Zamanla, orası vahşileşti ve onlar sanki, hiç yaratılmamışlar gibi çekip gittiler.
Ben, Ebu'l-Hasen Ali b. Mürşid b. Ali b. Mukallid b. Munkiz'in kendi el yazısıyla yazılmış olan Tarih'inin 485 (1092) yılı olayları arasında şunları okudum : "Nizamülmülk öldürüldü; bu öldürme olayı ile Hazine mütevellisi Tâcül-mülk suçlandı. "Tâcül-mülk, karısıyla birlikte yatağa girip yatıncaya değin sultandan ayrılmaz ve ondan hiç korkup çekinmezdi. "Tâcülmülk, hoş ve güzel ak saçlı, beyaz kaşlı bir ihtiyar idi. Babam, bana 'Vallahi Tacü'l-mülk, tıpkı dedene benzerdi' derdi. Tanrı, onlara rahmet eylesin. "Sultan Melikşah öldüğü zaman Hace-i Buzurg'un 7 bin köle kadınla evli olan 7 bin erkek kölesi toplanıp: Efendimiz Nizamülmülk, kesinlikle Tacü'l-mülk'ün emriyle öldürüldü, çünkü o, bir Batıni idi. O, Batınilere emretti, onlar da onu öldürdüler' dediler ve derhal Tâcülmülk'e saldırıp öldürdüler, cesedini, her biri, kemik ve et olmak üzere, parça parça ettiler, sonra onları bir araya getirip derisine koydular. Bunları bana, sözlerine güvenilir kimseler söyledi".
Reklam
Alp-Arslan'ın çocukken avda bir yaşlıyı öldürmesi
'Adudu'd-devle lakablı Alp-Arslan b. Davud çocuk iken ava çıkmıştı. O, yolda zayıf bir ihtiyar gördü. İhtiyar, (topladığı) dikenleri başının üstüne yüklemiş, onları taşımaktan bir hayli acı ve ıztırap çekmiş ve iyice yorulmuştu. Alp-Arslan ona : "Ey ihtiyar", onun da "Buyur" demesi üzerine Alp-Arslan : "Bu düşkün ve yaşlı halinle çektiğin bu sıkıntı ve yorgunluktan seni kurtarmamı ister misin?" dedi. Alp-Arslan'ın kendisini bu sıkıntıdan kurtaracak bir şey yapacağını, ya da yardım edeceğini sanan diken taşıyan ihtiyar : "Peki, vallahi (isterim) Efendimiz" dedi. Bunun üzerine Alp-Arslan, ihtiyara bir ok atıp onu olduğu yerde öldürdü. Bu olay, Alp-Arslan'ın çocukluk ve cahillik çağlarında vuku bulmuş olup onu, bu işi yapmaya sevkeden şey, içindeki delikanlılık heyecanı idi. Esasen o, olgunluk çağında ve saltanat tahtına oturduğu zaman, sultanların en adili, ahlak bakımından en güzeli, cihat ve dine yardım hususlarında onların en İsteklisi idi.
Haleb'de, Ebu Ali el-Hasen b. İsmail el-Kaylavi, bana şunları haber verdi : "Mütalaa ettiğim bazı kitaplarda şunları okudum : 'Şerif Ebu Ya'la b. el-Hebbariyye, vezir Nizamülmülk'ten daima ödül alırdı. Bir defasında iki kıt'a şiir yazmış, birisiyle veziri övüp ödül almış, ötekisiyle de onu yermişti. O, şiirlerin
Ebu Haşim b. Ebu'l-Meali, Tacü'l-İslam Ebu Sa'd es-Sem'ani'nin kendisine haber verdiği şu rivayeti bize (İbnü'lAdim) bildirdi: "Nizamülmülk'ün en çok inanıp eğilim gösterdiği kimseler mutasavvıflar idi. Çünkü onlar, Nizamülmülk ile rüya ilimleri aracılığıyla ilişki kurarlardı. O da onları bu vesileyle huzuruna kabul eder, yakınlık gösterir, istek ve arzularını yerine getirir, borçlarını öder, onlara gelir ve kazanç sağlardı". Ebu Sa'des-Sem'ani, kendilerine güvenilir kimselerden birisinin şunları söylediğini hikaye ediyor: "Ben kendi kendime hesap ettim ve yazılan şeylerden öğrendim ki, Nizamülmülk'ün, beğenip takdir ettiği kimselerden birinin borçlarından çok kısa yıllar zarfında ödediği miktar, 80 bin sarı altına ulaşmıştır. Bunu hikaye eden kimse doğru söylemiştir".
Nizâmülmülk'ün mübarek hizmet nöbeti, uğurlu (Selçuklu) devleti mevcut olduğu halde, kendinin layık olduğu bir sonuca ulaştırdı, o da şehitlikten başka bir şey değildi. Tanrı'nın buyruğu ona, Ramazan ayında oruçlu iken şehit olmasını getirecek bir biçimde geldi : Bir gece o, İsfahan-Bağdad yolu üzerinde bıçaklandı ve 485 (1092) yılında Tanrı'nın rahmetine kavuştu. Onun ölümü, bereket ve haşmetinin sonu oldu; işler bozuldu, ülkenin huzuru kaçtı, alemin işleri karıştı, onun düzeni unutuldu; ölümü dolayısiyle ortaya çıkan fesat ve karışıklıkların izleri yıllar sonra bile silinmedi. Halbuki bu karışıklıkların böyle bu duruma geleceği umulmamakta idi. Tanrı, her şeyi daha iyi bilir.
Reklam
Tanrı, kendi sırrının iç yüzünü Nizamülmülk'ün devletinde gösterdi. Bunun sonucunda Tanrı, Nizamülmülk'e, iyi işler yapmayı, zulüm, şiddet, şüphe ve huzursuzluğu ortadan kaldırmayı, tebeasının işlerine iyi bakmayı, adalet ve insaf kurallarına göre tebeaya yapılacak muameleleri değerlendirmeyi, işleri kontrol altına almayı nasip eyledi. Böylece durum düzeldi; Divanlar en iyi biçimde düzenlendi ve ülkenin her tarafı adalet ve insaf eserleriyle süslendi. Nizamülmülk, yetkililerin en yetkilisi, yöneticilerin en adaletlisi olan bir yöneticidir. Ülke içinde yaşam düzene girdi, ticaret normalleşti, yollar kalabalıklaştı, fitne ve fesat ehli azaldı. Nizamülmülk, ihsanlar, ödüller ve bağışlar dağıtmaya, vakıf gelirleriyle medreseler, mescidler, ribatlar ve binalar onartıp takviye etmeye, en güzel, en nefis kitapları kapsayan kiıaplıklarla medreseleri süslemeye haşladı. Daha sonra her ilim alanı ile ilgili hoca ve öğrencileri, kalabilecekleri yerlere yerleştirdi. Onun bütün bu yaptıkları, memleket ve gelecek kuşaklar için birer güvence idi.
Nizamülmülk
Tuslu vezir Hasan b. Ali b. İshak b. el-Abbas Ebu Ali Nizamülmülk, alim, adil, şan ve şöhret Kabesi, cömertlik kaynağı, kerem ve fazilet madeni, yetkili, geçerli kalem sahibi, hüküm verici, adalet, emniyet, iyilik sahihi ve dindar olup sabırla düşünen, yumuşak ve vakar sahibi, bağışlayıcı, susmak suretiyle diline hakim bir kimse idi. Onun meclisi, hafızlar, fakihler, Müslüman imamları ve din büyükleri, iyilik ve hayır sahipleri ile şenlenirdi. O, birçok çeşitli memleketlerden gelen her insanın, kendisine yöneldiği bir Kabe gibiydi. Nizamülmülk, şehirlerde, medreseler yapılmasını emr ile herkesi ilim öğrenmeye teşvik ederdi. Kendisi pek çok hadis öğrendi ve bunları birçok memleketlerde yazdırıp okuttu. Pek çok hafız ve muhaddisler, meclisine gelip, kendisinden -yüksek makamı ve derecesi dolayısiyle-hadis dinleme hususunda arzu ve istek gösterdiler.
Ebu Haşim Abdülmuttalib b. el-Fazl, Ebu Sa'd Abdülkerim b. Ebu Bekr es-Sem'ani'den naklenKitabı okudu
Nizamülmülk'e ait olduğu söylenen şiirler;
Ey dostlarımız, zaman, sizin topluluğunuzu dağıtmasın; bendeki ayrılık hasretini de siz tatmayınız. Siz, benim hatırım için tek bir kişinin hasretini yüklendiniz, fakat bir tek kişi olan bana da, hepinizin hasretini yüklettiniz. --------------------------------------------------------------------------- Seksenden sonra kuvvet kalmaz, bu nedenle
Türkleri gören Arapların kaçması
Sabık, Haleb emiri olunca, Kilaboğulları kabilesi toplanıp kardeşi Vessab ile birleşerek Haleb'i Sabık'tan alması hususunda onu teşvik ettiler ve kendisine yardıma hazır olduklarını bildirdiler. Sabık bunu haber alınca bin Türk atlısının emiri olan Ahmed Şah'ı yardıma çağırdı ve durumu onunla müzakere etti. Bunun üzerine Ahmed Şah,
Sermin'li Mansur b. Temim b. ez-ZenkelKitabı okudu
Reklam
Ahmed Şah et-Türki
O, cesur ve kendisine itaat edilen (boyun eğilen) bir kimse olup Franklara karşı mücadelede başarılı ve iyi bir durumda idi. Ahmed Şah, daha önce, 8 Muharrem 460 (18 Kasım 1067)'da Rumlu Ermanus'un kızkardeşinin oğlu Mihail'in istila ve işgaline uğrayan Menbiç'i, Nasr b. Maltmud b . Nasr b. Salih'in Haleb hakimi bulunduğu sıralarda, 10 Safer 468 (24 Eylül 1075) Pazar günü geri aldı.
Halife el-Kaim emriyle hatiplere, minberlerde Alp Arslan için okutulan dua
...Ey İslam cemaatı, doğru bir niyet, dürüst bir azim ve Tanrı'dan korkan temiz kalplerle ve ihlas bahçelerinden kısmet alan inançlarla onun (Alp - Arslan) için Tanrı'ya yalvarıp yakarınız. Onun, şerefli olarak düşmanlarını yok etmesi ve sancağını yükseltip zaferlerin en son derecesine ve amacına nail olması hususunda Tanrı'ya dua ve niyazda bulununuz!.
Sultan, Irak yoluyla memleketine döndü, oradan da Rum hükümdarını karşılamak üzere Armeniyye'ye yöneldi. Bu yürüyüş sırasında sultan, kendisine ayak uydurabilenlerle birlikte süratle hareket ederek Armeniyye'ye erişti ve kendisiyle birlikte gelen 13 bin askeri teftiş ettikten sonra Ahlat yakınlarındaki yörelerde Rum hükümdarını savaş için karşıladı. Her iki tarafın askerleri Cuma günü saflar halinde dizildiler. Sultan, namaz vaktini, İslam minberlerinde Müslümanlann haşarısı için yapılacak duaları ve bunların Tanrı katında kabul (saatını) beklemek üzere, savaşa girişmeyip geri durdu. Nihayet öğle (Cuma) namazını kıldıktan sonra savaşa girişti. Ulu Tanrı sultanı, Rum askerlerine karşı galip getirdi ve her zaman olduğu gibi, iyi bir şekilde onu, zafere ulaştırmak suretiyle, küfür ve isyan edenlere karşı kudretli kıldı. Rum askerleri tamamen yağma edildi ve hükümdarları tutsak alındı. Sultan, yanında doğanı ve av köpeği olduğu halde, huzuruna getirttiği Rum hükümdarına izzet, ikram, lütf ve ihsanlarda bulundu, hil'at giydirdi ve çok iyi davrandı. (Daha sonra) onu, ülkesine ve hükümdarlığına iade etmek üzere, kendi ordusundan bir kıt'a askerle yola çıkarttı. Fakat (Bizans'ta) durum, hükümdarın aleyhine döndü; (bu yüzden) istediği şeyi (hükümdarlığı) elde etmesi mümkün olmadı. Onun gözlerine mil çekildiği ve bir süre sonra da öldüğü söylendi. İslamiyetin doğuşundan beri böyle bir zafer cereyan etmediği gibi, bundan önce de, Rumlara ait bir hükümdar (lslamlar tarafından) tutsak alınmamıştı.
Alp-Arslan
Alp-Arslan, 463 (1071/70) yılında Haleb'e gelip kuşattı. Şehirde Mahmud b. Nasr b. Mirdas bulunuyordu. Sultan, Mahmud, annesi Seyyide ile birlikte huzuruna çıkıncaya değin kuşatmayı sürdürdü. Sonunda lütfedip Haleb'i ona bağışladı. Alp-Arslan (savaş için) lstanbul'dan hareket eden kral Diyucanes'le karşılayıp onunla savaştı ve onu, tutsak aldıktan sonra merhamete gelip salıverdi. O, Hazar ve Abhazlar üzerine gazaya çıkarak, hiç bir sultanın elde edemediği başarılar kazandı. Alp-Arslan adil, azametli ve herkesin' itaat ettiği bir hükümdar idi.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.