Ahlak ilmiyle uğraşanlardan biri, ilim öğrenen, ilimle meşguliyeti seven ve bu yaşta ilim öğrendiği için utanan bir ihtiyara; “Ey pir-i fani! Ahir ömrünün, evvel ömründen efdal olmasından mı utanıyorsun? Halbuki cehalet özür olmadığı halde, küçüklük özürdür” dedi.Âlimler buyurdular ki: “İlmin kuvvetlendirmediği izzet, zillettir. Akılla teyit edilmeyen ilim sapıklıktır.” Hâl böyle olunca, her melik veya mevki sahibi, ilim öğrenmekten nasıl geri durabilir. Musa aleyhisselam, Şam’a, bütün Bahreyn ülkelerine, batının en ücra köşelerine, Hazret-i Hızır’ı bulmak, ondan bir şeyler öğrenmek için gitti. Onu bulduğu zaman da; “Sana, rüşt ve hidayetten bildiğini bana öğretmen için tâbi olabilir miyim?” dedi.