M. Fatih Çakır Gönderileri
M. Fatih Çakır kitaplarını, M. Fatih Çakır sözleri ve alıntılarını, M. Fatih Çakır yazarlarını, M. Fatih Çakır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine de itiraf etmeliyim 18 aylıksanız, hayat gerçekten çok önemli! Hiçbir şey hatırlamasanız bile... :)) 
Cedric 1
^^ 
Ninni Pınarı
22:00 🐣 🌙
Dünya, hakiki evimizi mâmur edebileceğimiz bir imtihan yurdudur. Kimisi bu geçici diyarı kendine yurt bilip dünyaya sımsıkı sarılır. Kimisi de gözünü gönlünü asıl vatanına diker, içinde gizli bir hasret, ince bir korkuyla yolculuğa devam eder...
Sayfa 91Kitabı okudu
Türkçe ninnileri, otuz beş yıllık bir süreçte derleyerek ilk kez 1925 yılında yayımlayan Macar asıllı 
Ignac Kunos, konu hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır:
"Ninni, yalnızca evlat sevgisine dayanan ve dinlenmesinde sürekli bir sevginin varlığı hissedilen beyit hâlindeki şiir ve nâmelerdir.
Her Türk annesi, bunu hiç tâlim etmeden ezberler, okur ve kendi hissine göre besteler. Bir saat önceki nâmesini bir saat sonra değiştirebilir. Hemen her çocuk, ninni ile uyumuş ve büyümüştür."
Mavi Uçurtma/§emerkand YayınlarıKitabı okudu
Yeryüzünde hiçbir bağ, bir annenin bebeğiyle olan ilişkisi kadar kuvvetli değildir. Anne çocuğunu, gözünden dahi sakınarak büyütür; ailesine ve topluma karşı saygılı, ahlâklı ve erdemli bir birey olarak yetiştirmek için büyük çaba sarfeder. Bunun ilk adımlarını da, bebeğin erken dönemlerinde atar. Bu mühim zaman diliminde anne, içinden geldiğince seslenir yavrusuna. Çocuk, her ne kadar konuşamasa da, görünürde anlamıyor gözükse de annenin ninnileri, sesi ve nefesi, çocuğun mizacını şekillendirip yıllar sürecek önemli bir bağın temellerini atar. Çünkü anne, ninniyi olanca şefkati, merhameti ve sevgisiyle seslendirir. Bu sırada çıkan nefes ve ses, anne sütünün beden üzerindeki etkisi kadar çocuğun psikolojik yapısına etki eder.
Mavi Uçurtma/§emerkand YayınlarıKitabı okudu
gözlerini kapat ve birden açıp gökyüzüne bak. ilk defa görüyormuş gibi, dünya denen bu yere başka yerden gelmişsin gibi..
Sayfa 20
"Bir mümin diğer bir mümin için parçaları birbirine ke-
netlenen tuğlalar gibidir"1 hadis-i şerifini elbette işitmiş
sinizdir. Sahâbe-i kirâm arasındaki vahdet ve yardımlaşma cümlenizin mâlumudur. Bu din uluları, Allah'ın en sevgili kulları, Allah'ın huzuruna cemaatle durduk-
ları zaman, saflar âdeta, bilinen deyimle söyleyelim, sabun kalıbı halini alırdı. Safta o kadar sıkı dururlardı ki üzerlerindeki elbiseler daima omuz başlarından eskir-
di. O muazzam saflar tek parça bir sıradağ gibi kıyam eder, öyle rükûa varır, öyle secdeye kapanırdı. Vahdetin namazdaki bu tezahürü, namaz haricinde de böylece devam eder giderdi. O sayededir ki İslâm, Resûlullah
Efendimiz'in peygamberliğinden itibaren yirmi, otuz sene zarfında dünyayı kuşatmıştı.
İyiyi de kötüyü de yaratan Allah'tır. Ancak O, hiçbir kuluna zulmetmez.
Sayfa 89
Hak mezheplerin kaynağı aynıdır; fakat olayı ele alış biçimleri ve delilleri farklılık gösterdiği için görünüşte farklılık gösterirler.
Sayfa 76
O'nun anne ve babası olmaz, çünkü anne ve babayı yaratan O'dur. Çocukları olmaz, çünkü çocukları da yaratan O'dur. Karısı veya kocası olmaz, çünkü eşleri yaratan da O'dur. Allah Teâlâ yegâne yaratıcıdır ve kesinlikle acizlik ifade eden hiçbir sıfatı olmaz. Allah Teâlâ'nın bizlere bildirdiği bu sıfatına bizler "vahdaniyyet" diyoruz.
Sayfa 27
"Kalbimle bilerek ve inanarak, dilim ve gönlümle de seçerek (söylüyorum) Allah Teâlâ'dan başka ibadet edilecek hiçbir varlık yoktur ve O'ndan başka hiçbir şey ibadet edilmeye layık değildir. Eğer O'nu bilmiyorsan bulmak zorundasın. O'nun hiçbir benzeri yoktur. Varlığını ve birliğini kanıtlayan bütün kâmil sıfatlar yalnız O'nda mevcuttur. O'nun hiçbir noksan yönü yoktur. İsmi Allah'tır.(celle celâluhu)."
Mevlânâ Hâlid Zülcenâheyn
Sayfa 7
Kelimeler, Hz. Muhammed 'i ( sallallahu aleyhi vesellem) layıkıyla methetmede yetersiz kalır. Zira dil onu methedebilecek güce sahip değildir.Çünkü onun güzel seheri andıran mübarek simasını Duhâ sûresi, göğsünü İnşirâh sûresi, arkadaşlarını Feth sûresi tarif eder.
Sayfa 69Kitabı okudu
Dilerse bıçak kesmez, ateş yakmaz
Ateş, bir şey yakmak için sadece sebeptir. Zira yakan ateş değil, ateşe o gücü verendir. Şayet o gücü ateşe vermeseydi ateş yakamazdı. Bıçağın bir şeyi kesmesi de böyledir. Bıçak sivri olduğu için değil, onu bu işe sebep kılan yaratıcı böyle dilediği için kesicidir. Şayet dilemese dünyanın en keskin bıçakları incecik bir kılı dahi kesemez.
Sayfa 88Kitabı okudu
Bilginin zekatı onu davranışa dönüştürmektir.
Sayfa 19
Neyi, ne zaman, nasıl, ne için ve kimden öğrendiğimiz önemlidir.
Sayfa 16