M. Salih Kumaş Sözleri ve Alıntıları
M. Salih Kumaş sözleri ve alıntılarını, M. Salih Kumaş kitap alıntılarını, M. Salih Kumaş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Girişte de belirttiğimiz üzere Batılılaşma süreci, Müslüman toplumların sahip oldukları kimlik ve zihniyetlerinin büyük oranda zayıflamasına neden olmuştur, Bir taraftan fıkhi düşüncenin dayandığı temel değer ve ilkelere aykırı fikirlerin yayılması diğer taraftan da fıkıh kurumunun yatay boyutunu teşkil eden ve İslami ilke ve değerleri taşıyan
Sayfa 232Kitabı okudu
Rüşvet toplumsal bir hastalıktır. Rüşvetin yaygınlaştığı yerlerde halkın birbirine ve devlete karşı besledikleri güven duygusu yok olur.
Sayfa 34Kitabı okudu
Fıkhın amele tahsis edilirken kaybettiği deruni boyutu şu şekilde ifade eder;
"Halbukı ilk asırda fıkıh kavramı, ahiret yolunu bilmek, nefsin afetlerinin inceliklerini ve amelleri ifsat eden şeyleri bilmek, dünyanın değersizliğini kavrama kuvveti, ahiret nimetlerine son derece muttali olmak ve Allah korkusunun kalbi kaplaması anlamlarında kullanılmaktaydı. Allah Teâlâ'nın şu sözü sana bunu ispatlar: "Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grup dinde (dini ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar."
Burada kendisiyle uyarı ve korkutma yapılacak şey işte bu fıkıhtır. Yoksa talak, ıtâk, liân ve selem konularının tariflerini bilmek değildir. Ki zaten bunlarla uyarı (inzâr) ve korkutma olmaz. Aksine devamlı bunlarla iştigal, günümüzde müşahede ettiğimiz gibi, kalbe kasvet verir ve ondan Allah korkusunu (haşyet) çıkarır.”
Gazzali
Sayfa 112Kitabı okudu
Dinler çoğunlukla soyut öğretiler şeklinde vücut bulsalar da toplumsal hayatta varlık gösterebilmek için maddi enstrümanlara ihtiyaç duyarlar. Dinlerin topluma bakan yüzleri çoğunlukla bu öğretileri temsil eden şahsiyetlerdir. Nitekim Hz. Âişe'nin ifadesiyle İslâm dini (Kur'ân) de Hz. Peygamber'in şahsiyetinde vücut bulmuştur.” Geçmişte “imam” olarak vasfedilen âlimler, sadece ilimde çığır açtıkları için değil, dinin anlaşılması ve yaşanması hususunda topluma önderlik yaptıkları için de böyle bilinmişlerdir. Toplumlar dinlerini öğrenirken ve yaşarken dini kaynaklardan ziyade şahıslara müracaat ederler.
Sayfa 60Kitabı okudu
Satılan malın kusur ve ayıplarını söylemek rızık ahlakının en temel ilkesi olan dürüstlüğün bir gereğidir
Sayfa 23Kitabı okudu
Kazancı bol da olsa mazlumların âhı, müslümanların gözyaşı olan bir gelirin bereketinin olmayacağını bilir.
Sayfa 45Kitabı okudu
Fıkhın zamanla amellerin şekli yönüne odaklanması, ibadet alanı da dahil, amellerde samimiyet ve itikadi/ahlaki boyutun fıkhi meselelerin dışında tutulmasına neden olmuştur. Mesela sistematik bir fürü-i fıkıh eserinde namazda huşu üzerinde neredeyse hiç durulmaması, namaz kılanın iç dünyasıyla alukalı olduğu düşünülebilecek ta'dil-i erkân veya amel-i kesir/kalil gibi meselelerin bile somut olguyla ilişkilendirilmesi bu yaklaşımın bir sonucudur.”
Günümüzde fikıh yerine kullanılan İslam hukuku kavramı da genel olarak itikad, ahlak hatta ibadet alanı dışarıda tutularak, kendi içinde tutarlı/sistematik kurallar bütünü olarak takdim edilmektedir. Bu yönüyle fıkıh, modern Batılı toplumlarda gelişen “hukuk” anlayışına oldukça benzerlik göstermektedir. Böylece fıkıh, birçok Müslüman ülkede yaşayan Müslümanlar için merkezinde devlet/toplum ve dolayısıyla cebir ve baskının olduğu hukuksal bir mahiyet kazanmıştır.
Fıkhi telakkideki bu değişimin/sığlaşmanın en olumsuz sonuçlarından biri de fıkhın zâhirle/maddi olgu ile yetinilebileceği yönündeki yaklaşımdır. Aşağıda ayrı bir başlıkta ele alacağımız bu konu, hukuksallaşmanın öncü adımlarından bıri olarak görülecek şekilde günümüzde fıkhın dünyeviliği tartışmaları çerçevesinde ele alınmaktadır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Güven bir toplumu "toplum" yapan, bir ve bütün haline getiren en önemli bağdır
Sayfa 2Kitabı okudu
Rızık ahlakı;dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görmektir
Sayfa 1Kitabı okudu
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır
Sayfa 10 - A'la, 16-17Kitabı okudu