Daha fazlasını yapamasak da, belki her birimiz bir parça bilgi parıltısı yakalayabilirsek, insanlığın gerçek hakkındaki rüyasına mütevazi ve yetersiz olan bir şeyler katabiliriz. Karanlığımız içinde görünen evreni şekillendiren büyük planın belirsiz ışıkları, bize parça parça gösterilen, bu küçük mumlar sayesinde olacaktır. Bilimin öyle güzelliklere sahip olduğuna ve ruhani bir gücünün, bir gün dünyayı, şeytanlardan, cahillikten, fakirlikten, hastalıklardan, savaşlardan ve ıstıraplardan kurtaracağını düşünenlerdenim.
Gerçeğin belirgin ışığını arayın, belirgin yeni yollar arayın, insanlığın görüş alanı çok uzak olmasa bile. İlahi adalet bizi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacak. Her çağın kendi rüyası vardır. O halde dünün rüyalarını bir kenara bırakın. Bilginin meşalesini alın, geleceğin sarayını inşa edin...
“Ne olacağım? “ diye yazmıştı. “Kendime tamamen hakim olabildiğim anlar nadir; genelde bir kısmım uyuyor. Zavallı ruhum , çok mu zayıfsın ki vücudumu kontrol edemiyorsun? Ah, fikirlerim , ne kadar da önemsizsiniz! Beni bu tekdüzelikten çekip çıkarması için en çok hayal gücüme güvenmeliyim ama onun da ölmüş olmasından çok korkuyorum.”