Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mazhar Müfit Kansu

Mazhar Müfit KansuErzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber yazarı
Yazar
9.3/10
24 Kişi
106
Okunma
15
Beğeni
2.798
Görüntülenme

En Beğenilen Mazhar Müfit Kansu Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Mazhar Müfit Kansu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Mazhar Müfit Kansu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu sırada emirber Ali odaya girdi, Paşa'ya hitaben : - Efendim yarına kömür yok, odun da yok! dedi. Paşa gülerek : - Bana ne söylüyorsun; Mazhar Müfit Bey'e müracaat et! cevabını verdi. Ali : - İki gündür söylüyorum, alınmasına emir vermiyor .. , dedi. Mustafa Kemal Paşa bana hitaben : - Yahu, niye emir vermiyorsun ? Bak, yarın kömür, odun yokmuş. Diyerek, Ali'ye döndü : - Yarın emir verir, haydi sen git, bize birer kahve pişir. Ali çıktıktan sonra Paşa : - Anladım, galiba yine para tükendi! dedi. Ben - Onun gibi bir şey, biraz kömürle bir iki araba odun almak çaresine bakarız. Kahveler geldi. İçtik. Ben - Hakikaten bu para meselesi ne olacak ? Dedim. Paşa da : - Kapa bu bahsi, şimdi yatacağız. Uykumuz kaçmasın, yarın görüşürüz... dedi. Ne görüşeceğiz? Paşa muvafakat etmiyor ! Para çaresi, bankalardan ödünç para almak ! Bahusus o zamanki rejiden ve bankalardan biraz ödünç para alınabilir idiyse de, Paşa, bankaları yağma ediyorlar, Celali eşkıyaları diye aleyhimizde propagandalara başlarlar, cümlesini düstur ittihaz ettiğinden, hiçbir taraftan, yani müessesatı maliyeden para alamıyorduk.
"Bir felaketin vukua gelmesinden(meydana gelmesinden) evvel onun müdafaa ve men'i(engellenmesi) esbabını(araçlarını) düşünmek lazım gelir, yoksa felaket vukua geldikten sonra yeis(üzüntü) ve tefehhümün(idrakin, farkına varmanın) hiç fayası yoktur. Çünkü testi kırılmıştır.
Sayfa 262 - Türk Tarih Kurumu.
Reklam
Tek tek her biri kendi ölçüsünde muazzam bir mesele olan ve haddi azamide enerji sarf mı isteyen bu meselelerle topyekun meşgul olmak, mücadele etmek; aksaklığa meydan vermemek, hedefe toplu gidebilmeyi temin eylemek, gerçekten çok çetindi ve bu işi yürütüp götürebilmek ancak Mustafa Kemal'in dev iradesine ve şefliğine bağlıydı.
"Zamanında hiç bir şeyi kaçırmamak ve zamansız hiç bir şeye uzaktan yakından tevessül etmemek" İmlediğimiz kısım Atatürk'ün en önemli başarı etkenleri arasında sayılmalıdır.
Paşa ayağa kalktı : "Siz, Rahip Frew'ya yalnız devlet mi para veriyor da bu teşkilatı yapıyor zannediyorsunuz? Ben Padişah'ın da buna yardımda bulunduğunu zannediyorum. Siz ne fikirdesiniz ?" dedi. Biz de, ihtimaldir, dedik ve sonra Paşa: "Dahası var. Bu rahip Frew, benim aldığım hususi malumata göre, hükümetin de en sevgilisi. Görüyorsunuz ya, bir papaz, hayatımızla, istikbalimizle, istiklalimizile nasıl oynuyor. O papaz, memleketinin Türkiye üzerinde nüfuz ve hakimiyetine çalışıyor. Ulemadan Sait Molla da Türkiye'nin hakimiyetini kaybederek İngiliz hakimiyeti altında girmesi için çalışıyor." diye çok öfkelendi.
Sayfa 480
“‘İşgal altında, düşman zırhlılarının topları Dolmabahçe Sarayı’nın önünde, mahalli içtimaa müteveccihken, mebusanın vazifei teşriiyelerini serbestçe nasıl ifa edeceklerini aklım almıyor. Daima Düvel-i İtilâfiyenin tehdidi altında bulunan bir meclis, serbest ve hür bir şekilde vatanın istihlâsı ve müdafaası hakkında nasıl düşündüğünü şöyler?...’”
Sayfa 105 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün Erzurum Kongresi Açılışının Son Bölümü
"...En son olarak niyazım şudur ki, cenabı vacibül âmal hazretleri, Habibi Ekrem hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve diyaneti celilei ahmediyenin ilâyevmilkıyame harisi kübrayı masun ve mukaddesatımızı düşünmekle mükellef olan heyetimizi muvaffak buyursun."
Sayfa 85 - Türk Tarih Kurumu Basımevi - Ankara, 4. Baskı - 1997Kitabı okudu
Cumhuriyetin Rejiminin ve İnkılapların Ortaya Çıkış Tarihi
Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra : "- Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermiceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin. Şartım bu ... ,, Dedi. Süreyya da, ben de : - Buna emin olabilirsiniz Paşam .. Dedik. Paşa, bundan sonra : - Öyle ise önce
Ve .. yine bir hakikat idi ki, o sıralarda Bitlis'te vali olmak karanlıkta veya Yemen çölünde yaşamaktan farklı değildi. Çünkü, resmi muhabereler dışında hiçbir yerden, hiçbir haber sızmıyor, gazeteler gelmiyor, sızan haberler de aslından çok değişik, asap bozucu, ruh ve dimağ yıpratıcı haberler oluyordu.
...Düşündükçe çıldırmamak kabil değildi.
Sayfa 11 - Türk Tarih Kurumu Basımevi - Ankara, 4. Baskı - 1997Kitabı okudu
265 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.