Öne Çıkan Mehmet Alkan kitaplarını, öne çıkan Mehmet Alkan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Mehmet Alkan yazarlarını, öne çıkan Mehmet Alkan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Darbe sonrası bir gecede KHK’larla mesleğinden, işinden edilenlere biz KHK’lı diyoruz. Darbe mağduru KHK’lı hakim olarak ben buna ilaveten bu durumda olanlara, darbe mağduru anlamında “darbeder” diyorum. Aslında darbe gerçekleşmedi, başarısız bir girişim olarak kaldı. Fakat sanki darbe gerçekleşmiş gibi 2747 hakim (daha sonra 4600) OHAL ilan edilmeden, henüz darbe girişimi devam ederken mesleğinden çıkarıldı ve derdest edilip tutuklandı. Akabinde Ohal ilan edildi ve 130 bin kamu çalışanı mesleğinden çıkarıldı. 560 bin kişi terörist olarak fişlendi. 2 milyon kişi terörist şüphesi altında itham edildi. 110 bin kişi tutuklandı. Darbe girişimi başarısız oldu ama sanki başarılı olmuş gibi ülkenin en yetişmiş insanları mesleğinden çıkarılıp hapse atıldı. Ben buna “ülkenin beyin kanaması” diyorum. “Ohal Darbesi” adlı Mehmet Alkan’ın bu kitabı darbenin başarısızlığına rağmen ilan edilen Ohal’in darbe sonuçları gibi sonuç doğuran etkilerini somut bilgi ve verilerle anlatıyor.
Onu ilk defa askeri üniformasıyla TV’de bir şehit cenazesinde Türk bayrağına sarılı naaşın başında “Ali’m” diye feryat ettiğinde gördüm. Bir arkadaşım fiziksel olarak bana benzetmişti. Aslında benzemiyorduk. Ama kaderimizin ve karakterlerimizin benzediğini, ikimizinde KHK’lar ile mesleklerimizden çıkarıldığımızda ve Ekim 2021 Antalya kitap fuarında tanıştığımızda anladım. Çok benziyorduk. Hem de bir çok yönden. Haksızlığa en üst perdeden haykırışımız neredeyse aynıydı. “Çiğ gerçekçiliğimiz” tıpatıptı. Bunu kendisine de söyledim. “Ali’m” adlı bu kitabı, şehit olan kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’dan almakta adını. Kitabın adı ve başlangıcı şehit yüzbaşının biyografisi sanmamıza neden oluyor. Ancak kitap otobiyografi özelliğini daha çok taşımakta. Bununla birlikte daha çok da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’deki KHK hukuksuzluğunu çok ayrıntılı anlatarak çok yakın döneme ışık tutmakta. O kadar ki; Yılmaz Özdil’in sözleriyle “öylesine gerçek, öylesine duru, öylesine namuslu yazılmış ki.” Evet öylesine namuslu yazılmış ki!
Bir hakimi tamamıyla bağımsız yapan bir düzenleme yoktur ama hakimi bağımsız hale getiren yüreğidir. Yürekli değilse kitaplarda, kanunlarda yazan bağımsızlık lafları bir işe yaramaz.