"Orduma
Arslanlarım,
Bugün, Türklere şan ve şeref, İngilizlere ise kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semâsında şehitlerimizin ruhları sevinç içinde uçarken, ben de hepinizin pâk alınlarından öpüyor ve hepinizi tebrik ediyorum."
Osmanlı'da 1880'liler kuşağı diye bir kuşak var. Atatürk'ün de mensubu olduğu bu kuşak çok ilginç zamanlar yaşamış, büyük işler başarmış, büyük hatalar yapmış, büyük hayaller kurmuş, büyük hüsranlar görmüş bir kuşaktır. bir imparatorluğun çöküşüne şahit olurken yeni bir devletin kuruluşunu da görmüşlerdir. İşte Halil Kut Paşa da bu isimlerden birisidir.
Balkan Dağlarında çete takibi yapmış, Trablusgarp'a gönüllü gitmiş, Irak'ta, Kafkasya'da harp etmiş, çok önemli bir komutandır. Enver Paşa'nın ondan iki yaş küçük amcasıdır. Kut'ül Amare Zaferi'nin başmimarıdır. Milli Mücadelenin Rusya ayağının en önemli isimlerinden birisidir. Filmlere, romanlara konu olacak kadar önemli bir hayatı vardır. İşte bu kitap bu ilginç ve değerli şahsiyeti anlatıyor.
Halil Kut PaşaMehmet Emin Dinç · Kronik Kitap Yayınevi · 201869 okunma
Halil Paşa tarih serüveninde neden fenomen hale gelmemiş açıkçası anlamıyorum. Bunun birden çok sebebi olabilir. Halil Paşa, bildiğimiz üzere Enver Paşanın bir kaç yaş büyük amcası. Biz onu Kut'ül Amare ile tanısak da bir çok cephede bulunmuş Osmanlının belli başlı son kahramanlarındandır. Eserde, Kut kalesine sığınan İngilizlere gelen yardımı önleyen ve gemiyle beraber erzakları ordu bünyesine katan, gemiye ise 'kendi gelen' ismini :) veren Muzaffer komutan olarak karşımıza çıkmakta. Ayrıca milli mücadele de Ruslardan elde ettiği tonlarca altın ve istihbaratları Atatürk'e göndermiştir. Bu bakımdan Milli Mücadeleye de katkısı fazladır. ..
Halil Kut PaşaMehmet Emin Dinç · Kronik Kitap Yayınevi · 201869 okunma
75 senelik şerefli hayatının 18 senesini savaşlarda, her türlü siyasi mücadelelerde, kalan yıllarını ise yine içinde yanan vatan aşkı ile geçiren muzaffer kumandan Halil Kut Paşa…
Kitabın dilinden başlayacak olursak elbette ciddi bir eser olduğundan su gibi akıp gitmediğini söyleyebiliriz. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Talat Paşa, Enver Paşa, Karabekir Paşa nasıl biliniyor ve okunuyorsa Halil Kut Paşa’nın da o denli görünür ve bilinir olmasının önemini kavramak açısından kesinlikle okunmaya değer bir eser.
Tüm ömrünü Türk milletine vakfetmiş şerefli bir askerin çektiği zorluklar, kazandığı zaferler ve parlak bir stratejik zeka sayfaları çevirdikçe sizleri karşılayacak. Şüphesiz en üzücü kısım ise yıllarını mücadeleye vermiş bir insanın tedbir için kendi ülkesinden sürgün kararı… Neyseki bu üzücü vakıa tatlıya bağlanıyor ve Ankara Hükümeti ile arasında yeniden tesis edilen karşılıklı güven ve dostluk bağları ile noktalanıyor… Paşa son yıllarını belki kırgınlığından belki de hastalıklarından olsa gerek, sakin ve kısmen gözlerden uzak geçirmeyi tercih ediyor. 1957 senesinde gözlerini hayata yumuyor.
“Yakın tarihin en büyük olaylarının içinde bulunan ve büyük başarılar kazanan Halil Paşa, tarihin objektif değerlendirmesi içinde hak ettiği yeri alamamış bir şahsiyet durumundadır. En temel ansiklopedilerde kendisine bile yer verilmemesi, ona revâ görülmemesi gereken bir muâmele olmuştur.” (syf. 171)