Bedenleri ve yüzleri birer cinsel organdan ibaret sanki. Ne pahasına olursa olsun saklanması gereken bir cinsel organ. Bir zamanlar, doğar doğmaz gömülüyorlardı. Kara çarşaflar, tesettürler, başörtüleri, her türlü kumaş bugün onları kefenlemeyi sürdürüyor.
Oysa ben, herkesin gözünde bir hiç olduğuma öyle sıkı inanmıştım ki! Altüst olur muydum acaba? Sevgi belirtilerine tanık olsaydım sevmeyi öğrenebilir miydim? Yoksa başlarına karşı kör olacak kadar kendi içime mi kapanmıştım? Bilmiyorum...
“Var olma bilinci, tek başına, her türlü nüfuzdan arınmış, her türlü bellekten uzak. Sonra, yavaş yavaş, yerler varlıklarını duyuruyor, etrafımı sarıp beni şimdiki zamana teslim ediyorlar.”