Nefes olarak anılan ölümsüzlükle lanetlenmiş şahsiyet, mitler, efsanelere konu olmuş, kitaplara, edebi eserlere girmiş. İyi veya kötü farklı farklı anlatımları ile karşılaşıyor. Bu kitapta da bir kısmının kalemi ile daha önce tanışmış olduğum 14 yazardan 14 çarpıcı öykü NEFES öyküsü yer alıyor.
Her bir öyküyü beğenerek okudum ve öykü olmasına kısa olmasına rağmen beni içerisine aldı. Hani bazen anlatılırken yok artık deriz, masal bunlar deriz inanmayız ya işte bu kitaptaki öyküler öylesine inandırıcı ve gerçekçi geldi ki bana, doğrudur, olmuştur dedim. Polisiye türü okumayı sevdiğim için de ayrıca çok hoşuna gitti öyküler. İçeriklerinde polisiye kurgulara rastlamak da ayrıca güzeldi.
Her biri roman kıymetinde öykülerdi. Kitapta farklı yazarların yazılarının olması okurken kopma yapar mı diye düşündüm ilk etapta ama sanki hepsi bir bütünün parçasıymış gibi ahenk oluşturdular zihnimde.
Farklı coğrafyalarda, farklı tarihlerde gelişen nefes ni kaleme alarak biz okurlarına sunan her bir yazara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Güzel bir okuma deneyimi oldu benim için.
Fantastik ile gerçeklik arasında başarılı geçişler yapan bu kitabı meraklısına, korkanına, herkeskere tavsiye ediyorum
Yazarlar:
Mehmet Berk Yaltırık
Saygın Ersin
Ozancan Demirışık
İsmail Güzelsoy
Afşin Kum
Meryem Gültabak
Funda Özlem Şeran
Emirhan Burak Aydın
Deniz Erbulak
Ayfer Kafkas
Murat Başekim
Ekin Açıkgöz
Hikmet Hükümenoğlu
Gökcan Şahin
Bütün bunların bana öğrettiği en sarsılmaz bilgi, yalnızlığının farkına varan birinin asla yalnız kalmayacağıydı. Biri çıkıp gelmezse tabii! Yalnızlık kıskanç bir yoldaştır.
Bilgelik, senin zannettiğin gibi, her şeyin bilgisine ulaşmak deği, her şeyi unutabilmekle mümkündür. Kendi bilgeliğiimle alay etmeyi öğrendim ve hayatı ciddiye almamayı başardım sonunda. Uzun bir hayat yaşamak, yaşamamak demektir.
Efsaneler dilden dile dolaşır, yazılı olanları bile zamanla farklı bakış açıları ile değişime uğrar. Kitabın girizgâh kısmında da belirtildiği gibi: "Efsaneler böyledir ne de olsa; bir bakmışsınız birinin söylediğini bir başkası yalanlamış..."
Kitapta; ondört usta yazarın kaleminden; asırlar önce Kam Ana Kambur tarafından ismi konulmuş,
Bir rivayete göre MS 580'lerde Göktürk Devletinde bir gözü yeşil bir gözü toprak renginde olan, sırtında kocaman ağaç suretinde doğum lekesi olan ölümsüz biri doğar ve Kam Ana Kambur ona Nefes adını verir.
O, zamanın içinde bir görünüp bir kayboldu, medeniyetlerin kuruluşuna ve yıkılışına tanık oldu, tarihe karıştı, tabiat yasalarına aykırı
"İnsan uzun zamandır bilmediği şeyleri hiç bilmemesi gerektiğine dair bir yanılsamaya düşer. Bilmek korkutur. Senin bilmediğini bir başkasından duymak ise rahatsız edicidir."
( Erguvan Hayaleti - Ayfer KAFKAS)
“Nefes” adıyla anılan ölümsüz bir varlığın (şahsiyetin ) rivayetleriyle selamlıyorum sizi.
Asırlar boyunca kimi yazılı kimi sözlü kaynaklarla bahsedilen günümüze de değişe dönüşe ulaşan birbirinden esrarengiz hikayelerle.
Kimdir bu Nefes? Gerçekten aramızda yaşamakta mıdır? Yoksa pireyi deve yapan zamanın mübalağası ile efsaneştirilmiş midir?
"Bazı sırları bilmemek seni daha güçlü kılar. Çünkü sırları çözmek dönüşsüz bir yoldur. Bir daha o cevabı görmezden gelemezsin. Bilmemenin çaresi vardır ama bilmek ölümcül bir günahtır, bunu biliyorsun zaten."
(Bir Şarkıya Saklı - İsmail GÜZELSOY)