Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mete K. Kaynar

Mete K. KaynarTürkiye'nin 1950'li Yılları yazarı
Yazar
Derleyen
8.8/10
27 Kişi
107
Okunma
11
Beğeni
2.781
Görüntülenme

Mete K. Kaynar Gönderileri

Mete K. Kaynar kitaplarını, Mete K. Kaynar sözleri ve alıntılarını, Mete K. Kaynar yazarlarını, Mete K. Kaynar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
487 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fikret Başkaya, benim entelektüel gelişimime, sol düşünceye revizyonist bir bakış açısıyla bakmama, alternatif tarihçiliği sayesinde resmi ideolojiyi sorgulamama vesile olmuş, bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en önemli entelektüellerdendir. Bugün maalesef benim jenerasyonumun ve sonradan gelen genç arkadaşların siyasi ideolojilerinin kısır bir
Türkiye'nin Lanetlisi: Bir Muhalif
Türkiye'nin Lanetlisi: Bir MuhalifMete K. Kaynar · İletişim Yayınları · 20214 okunma
Önemli olan husus şu; Marx'ın düşüncesi hızla bir dogmaya dönüştürülüyor. Marksizm de yabancılaştırılıyor, devrimci-eleştirel özünden arındırılıyor. Resmi ideoloji haline gelen bir şeyin devrimciliği kalır mı?
Sayfa 360 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Reklam
Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kapasitesini tehlikeye atmadan bugün ihtiyaçlarına cevap veren bir kalkınmadır.
Sayfa 339 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Okullarda verilen eğitim, ideolojik bağımlılığı ve yabancılaşmayı yeniden ve yeniden üretiyor.
Sayfa 283 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Kapitalizmde bir sınıfın zenginleşmesi, karşıt sınıfı yoksullaştırarak mümkün oluyor.
Sayfa 271 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Latin Amerika darbeleri Amerikan büyükelçiliklerinde planlanırdı. O yüzden halk arasında şöyle bir deyim vardır: "ABD'de darbe olmuyor, çünkü orada ABD elçiliği yok!"
Sayfa 249 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Reklam
Senin anayasanda ne yazıyor şu anda? "Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir," diyor, değil mi? Nerede bu laik, demokratik, sosyal hukuk devleti, Türkiye'nin neresinde? Bir bilen gören var mı? Aslında Türkiye'deki rejime demokratik, laik, sosyal hukuk devleti demek, kısa bir cümlede dört yalan söylemektir.
Sayfa 212 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Almanya gibi, modern felsefenin inşa edildiği; modernitenin, aydınlanmanın, aklın en yoğun tartışıldığı; Kant'ın, Leibniz'in, Hegel'in vs. yetiştiği bir ülkede de inanılmaz bir şekilde faşizm yaşanabildi.
Sayfa 210 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Mustafa Kemal'in işini kolaylaştıran, Bonapartist bir rejim kurmasını kolaylaştıran bir şey vardı: Mülk sahibi sınıflar güçsüzdü. İşte bir tarafta toprak ağaları, öte tarafta çelimsiz bir ticaret burjuvazisi var. Ortada bir sanayi burjuvazisi zaten yok. İşte o boşlukta Mustafa Kemal bundan yararlanarak Bonapartist rejimi dayatıyor.
Sayfa 197 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
İşçi sınıfının, yoksul ve az topraklı köylülerin vs. durumunda Kurtuluş Savaşı öncesine göre ne gibi değişiklikler oldu? Geleneksel mülk sahibi sınıflara hiç dokunuldu mu? Geniş emekçi sınıfların kaderi nasıl ve ne kadar değişti?
Sayfa 191 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Reklam
Milli Mücadele, tam olarak bir "devleti ayağa kaldırma mücadelesi"ydi. Elbette devleti, bağımsızlığı korumak önemsiz değildir; ama bu işi yapanlar yine kutsal devletin sahipleriydi. Ortada antiemperyalist bir bilinç ve mücadele yoktu. O tür niyetleri olanlar da etkisizleştirildi. Eğer gerçekten öyle bir hareket olsaydı, Mustafa Suphi ve on dört yoldaşı hunharca, utanmazsa katledilir miydi?
Sayfa 190 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Bana sorarsan asıl sömürgecilik nedir diye, "bilincin sömürgeleşmesi" derim. Aslında "ideolojik yabancılaşma" bilincin körleşmesi demek. Realiteden kopmak, ayağın yere basmıyor oluşu demek. Bu daha baştan tahlil yapma, anlama, bilince çıkarma yeteneğinin zaafa uğraması demek. Kendi gerçekliğine başkalarının gözüyle bakmak demek.
Sayfa 171 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra, Bektaşiliğin devletle bağı koparılacak, Bektaşilik tasfiye edilecek, onun yerine adım adım Nakşilik geçecek. Oraya cetveli koyup Fettullah Gülen'e kadar bir çizgi çekebiliriz belki de.
Sayfa 164 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
Tüm iktidarlar, tüm egemenlik sistemleri her zaman bir şanlı geçmişe ihtiyaç duyarlar. Çoğunlukla şanlı geçmiş dedikleri de bir efsanedir; geriye doğru peydahlanmış ideolojik bir kurgudur. Öyle bir geçmişin mutlaka yaşanmış olması gerekmez.
Sayfa 147 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
68 Baharı'nın sorun ettiği iki şeyden biri kapitalizm, diğeri de Sovyet sisteminin eleştirisiydi. Fakat şöyle bir şey var; insanlar 1968'i bir öğrenci hareketi olarak biliyor. Bu doğru değil. 68 Baharı'nda on milyon işçi bir ay grev yaptı. Kapitalizm tarihinde böyle bir şey yok. Fabrikalar işçiler tarafından işgal edilmişti.
Sayfa 96 - İletişim Yayınları, Röportaj; Mete Kaan KaynarKitabı okudu
334 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.