Michelle Obama'nın özellikle kadınlara ilham veren hikayesini, siyahi olmanın getirdiği zorluklarla başa çıkma mücadelesini ve çocuklarını olabildiğince kendinden emin, ayakları yere basan ama aynı zamanda özgürlüklerini de doyasıya yaşayabilecek şekilde yetiştirme çabasını büyük bir keyifle okudum. Sorumluluklarımızın, annelik içgüdülerimizin birbirine ne kadar benzer olduğunu yeniden hatırlattı bu kitap bana. Başkalarına yeni kapılar açmamızı ve birbirimizi içeri davet etmemizi öneriyor Michelle Obama, ancak bu şekilde önyargılarımızdan kurtulabileceğimizi belirtiyor. Bu kitabı okumaya başlamadan önce tam da yaptığım gibi. Kalın bir kitap olmasına rağmen, akıcı ve merak uyandıran anlatımı sayesinde bir çırpıda bitirdiğim bir kitap oldu, belgeselini de merak ediyorum. Beyaz sarayda yaşamanın nasıl bir his olduğunu, seçim kampanyalarının stresli dönemlerini ve her annenin içinde çocuğuna daha iyi bir hayat sunabilme telaşını kitabı okurken ben de içimde hissettim. Sosyal sorumluluk projelerinin önemini hatırlatması açısından da değerliydi bence. Benim için okuması keyifli bir kitaptı, tavsiye ederim.