Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhsin Muhammed Salih

Muhsin Muhammed SalihFilistin Meselesinin Değişmez Gerçekleri yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
29
Okunma
0
Beğeni
856
Görüntülenme

En Yeni Muhsin Muhammed Salih Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Muhsin Muhammed Salih sözleri ve alıntılarını, en yeni Muhsin Muhammed Salih kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
40- Filistin'de siyonist yahudi projenin bozguna uğrayıp geri gitmesi yalnızca mümkün olan bir durum değildir. Aksine o kesin bir hakikattir. Çünkü bu beşeri ve Rabbani bir hakikattir. Önünden de arkasından da bâtılın kendisine erişmediği Kur'an-ı Kerim'in dile getirdiği bir hakikattir. Ayrıca bu nebevi bir müjdedir. Bunu bize günahtan, hatadan korunmuş, hevasından asla konuşmayan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bildirmiştir. Diğer taraftan Yüce Allah'ın kâinata egemen olan yasaları ve tarihin deneyimleri bize zulmün sürekli olmadığını ve musibetin bir gün gelip haddi aşanın, haksızlık yapanın bizzat kendisini bulacağını, arayanı bulunan bir hakkın asla kaybolmadığını, ümmetin Rabbine dönüp de birliğini gerçekleştireceği, aziz ve güçlü olmanın araçlarını yeniden kazanacağı zaman Allah'ın izniyle zaferin nasip olacağını ve Filistin'in özgürlüğe kavuşacağını ortaya koymaktadır.
Sayfa 62
◆39- İslâm dünyasının kalbi olan Filistin'de siyonist yapının varlığı ve onun 200 atom bombası başta olmak üzere oldukça geniş kapsamlı tahrip gücü yüksek silahları toplayıp yığması, Amerika'nın ve batının ona sınırsız destek vermesi söz konusu olduğu sürece, dünya barışının bozulup, 3. Dünya savaşının çıkmasına sebep olacak bir kıvılcım gibidir. Müslümanlar bir gün elbette güçlenmenin araçlarına sahip olacaklardır. Onlar da bir gün diğerleri gibi tahrip gücü yüksek silahları elde edeceklerdir. Ama asla topraklarından vazgeçmeyecek, kalplerinin ortasında kendilerini güçsüzleştirecek, birliklerini darmadağın edecek bir varlığın bulunmasını da kabul etmeyeceklerdir. Daha önce başkalarını söküp attıkları gibi onu da söküp atmak için çalışacaklardır. İşte o zaman büyük güçler Filistin halkına karşı işledikleri zulmün ve tarihin hareketinin aksine yol alan böyle bir varlığı ortaya çıkarmakla işlemiş oldukları günahın farkında olacak, onun savaşların, yıkımın ve musibetlerin artışından başka bir sonuç vermeyeceğinin, bunun sonuçlarının ise sadece bölgede yaşayanlara yansımakla kalmayıp aksine bütün insanlığı etkileyecek özelliklere sahip olduğunu bileceklerdir. İşte bu korkunç anlar gelmeden önce Filistinlilerin topraklarına ve haklarına kavuşmaları bütün dünya için en hayırlı yoldur.
Sayfa 61
Reklam
38- Yeryüzünde siyonist yahudi İsrail'in yükselişi tartışılmaz bir gerçektir.¹ Şüphesiz uluslararası karar ve etkinlik organlarında siyonist yahudi nüfuzu da açıkça görülen bir nüfuzdur. Gerek siyasal gerek medya alanında gerekse ekonomide, özellikle de ABD'de, bu böyledir. Biz bunu kesinlikle ırkçı etkilerle yahut antisemitizm
Sayfa 59
37- Şüphesiz Filistin meselesi büyük çapta insani boyutları olan bir meseledir. Çünkü bu mesele insan hakları savunucusu olduklarını ileri sürenlerin yüzüne mazlumun yükselttiği bir feryattır. Aynı zamanda yeni dünya düzeninin çifte standartlarının ve diğer kötülüklerinin üzerindeki perdeyi de kaldırıyor. İlerleme, bilgi, teknolojiyle övünen, hayvanların haklarını göz önünde bulundururken yedi milyondan fazla Filistinli mültecinin adeta helak olmak üzere çölde bırakılmasını kabul eden bir uygarlığın, ikiyüzlü uygulamalarının da ne kadar gülünç olduğunu ortaya koymaktadır. Bu uygarlık, Filistinli sığınmacıları öyle yok olmakla karşı karşıya bırakırken yeryüzünün çeşitli yerlerinden siyonist yahudi cemaatlerini çürük ve hiçbir değeri olmayan iddialara uygun olarak güya yerlerine yerleştirmektedir. Onların ortaya attığı bu çürük iddialar ise ne tarihin mantığıyla ne modern uygarlığın değerleriyle ne de uluslararası yasalarla bağdaşmaktadır. Dört bir yandan getirilen bu dağınık cemaatler dört bin yıldan beri bu topraklarda yaşayanların yerine yerleştirilmekte, sevgi ve barış toprakları olması gereken bu kutsal topraklarda kanlar dökmektedirler. Şüphesiz siyonist hareket ve bu hareketin Filistin'i işgali, bitmiş batıcı Avrupa'nın geleneksel sömürgeciliğinin arta kalan bir örneğini ifade etmektedir. Bunun er veya geç Filistin topraklarından izale edilmesi, kaldırılması gerekmektedir. Hiç şüphesiz Filistin'in özgürlüğe kavuşturulması görevi bir insanlık ve uygarlık görevidir. Yeryüzündeki bütün halkların buna katılması gerekir.
Sayfa 57
36- Özgürlüğü sağlama ve siyonist projeyi ortadan kaldırma programının dayanması gereken temel, İslâm olmalıdır. Çünkü Yüce Allah doğru kullarını zafere erdirmeyi, onlara yardım etmeyi vaadetmiştir. Ayrıca bu, İslâm ümmetinin akidesidir. Ümmetin hayrı ve kurtuluşu ona bağlıdır. Bunun yanı sıra büyük halk kitlelerini bu mücadeleye yönlendirip
Sayfa 55
35- Müslümanlar yahudilerle sırf yahudi oldukları için savaşmıyor. Çünkü Müslümanların kitap ehli ya da zimmet ehliyle ilişkilerinin esası adalet, iyilik ve İslâm yönetiminin himayesi altında bütün dinî hak ve özgürlüklerin ve kendilerine vatandaşlık haklarının eksiksiz verilmesi temeli üzere yükselir. Antisemitizm ise İslâm dünyasında değil Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Yahudiler Avrupa'da karşı karşıya kaldıkları her türlü baskıdan dini ve kavmi taassuptan yana İslâm dünyasına güven içerisinde sığınabiliyorlardı. Şüphesiz Müslümanlar, Filistin topraklarını gasp etmiş, bu topraklar üzerinde yaşayan halkı yurdundan çıkarmış, kutsal değerlerini çiğnemiş saldırgan siyonist yahudilerle savaşır. Müslümanlar dini ya da kavmiyeti ne olursa olsun topraklarını işgale kalkışan her bir kesim ya da cemaatle savaşacaktır.
Sayfa 54
Reklam
34- İslâm, selam (barış) dinidir. Allah'ın bir adı da Es-Selam'dır. Müslümanların kendi arala- rındaki selamlaşma sözleri de es-selam'dır. Cennet de Dâru's-selam'dır. İslâm'da başkalarıyla ilişkinin esası da dini hoşgörü, karşılıklı tanışma, barış içinde birlikte yaşama ve en güzel yol olan karşılıklı diyalog esasları üzerine kuruludur. Buna bağlı olarak İslâm 'terör'e ve suçsuzların öldürülmesine karşıdır. Aynı zamanda İslâm hakkın, adaletin ve özgürlüğün dinidir. Bu dine uyan Müslümanlar başkalarına zulmetmeyi kabul etmedikleri gibi kendilerine zulmedilmesini de kabul etmezler. Onlar dinleri hususunda küçülmeyi kabul etmezler. Şan ve şereflerini, topraklarını, kutsallarını savunmak için değerli ve üstün tuttukları her şeyi cömertçe feda ederler. Filistin'de herhangi bir 'barış'ın Filistinlilere zulüm, onların haklarını gasp, onları topraklarından çıkarma temeli üzerinde güçlenmesi imkânsızdır. İsterse güçlü gasıp düşman, geçici bir 'barışçı çözüm'e kadar götürülen, zayıf görülmüş ve bırakılmış bir halka şartlarını dayatmış olsun. Ama bu kesinlikle geçicidir ve asla gerçek barışa ulaştıramaz. Filistin'i özgürlüğe kavuşturmak için cihad etmek şerefli herkesin kalbinde bir görev, bir onur ve bir zafer nişanıdır. Kelimelerle, 'terör' ve 'barış' terimleriyle, oynayan Batılı ve siyonist medyanın bunca azgınlıklarının da hiçbir itibarı, kıymeti yoktur
Sayfa 53
33- Hiş şüphesiz vatan sevgisi, vatan topraklarını, halkını ve kutsallarını savunmak şer'i bir görev ve insani bir haktır. Bir helâlı haram bir haramı da helal kılmadıkça ve başkalarının haklarına zarar vermedikçe vatani duygular, kişinin kendi kavmini, aşiretini sevmesi tabii bir yaklaşımdır. Elbetteki ister vatanla ilgili ister Arap menşeli ister İslâmi isterse insani olsun Filistin'in çalışma alanları, hepsi birbirini tamamlayan, birbiriyle ahenkli alanlardır ve bunların birbirleriyle çatışmaması gerekir. Diğer taraftan toplumun hastalıklarının tedavi edilmesi, uygar gelişmenin gerçekleşmesi, yeryüzünde İslâm devletinin iktidara gelmesi, Arap-İslâm birliğinin gerçekleşmesi ve Filistin'in özgürleşmesi için çalışmak da birbirini tamamlayan çaba ve gayretlerdir. Birbirlerine hizmet ederler ve birbirleriyle çatışmadan yahut çelişmeden yan yana yürümeleri de mümkündür.
Sayfa 52
32- Filistin Müslümanlarının maruz kaldığı zulüm, baskı ve yurtlarından çıkarılma işleminin aynısına Filistin hristiyanları da maruz kalmışlardır. Onlar da İngilizlerin Filistin'i işgal etmelerinin başladığı zamandan itibaren Filistin ulusal hareketine katılmış ve siyonist proje karşısında ulusal birlik, beraberlik ve dayanışmanın güzel örneklerini ortaya koyarak sözleriyle, kalemleriyle, silahlarıyla Filistin'in Araplığını savunmaya katılmış, uygarlıklarıyla buranın kimliğine, dinine ve kültürüne bağlı olduklarını açıkça ifade etmişlerdir.
Sayfa 51
31- Hamas'ın 2006 yılı başlarında Filistin yasama meclisi seçimlerini büyük başarıyla kazanması, Filistinlilerin İslâmî harekete ve direniş çizgisine güveninin arttığının bir işaretiydi. Bu sonuç, aynı zamanda Fetih hareketinin karşı karşıya olduğu dağılma, yıpranma ve yolsuzluk sorunlarının da bir yansımasıydı. Filistin meselesini uzlaşmacı
Sayfa 49
Reklam
30- 29 Eylül 2000 tarihinde kıvılcımı çakılan El-Aksa İntifadası Filistin halkının topraklarındaki hakkına sımsıkı sarıldığını, Arap ve geniş anlamda İslâm halklarının Filistin intifadasıyla etkileşim içinde olduğunu vurguladığı gibi meselenin İslâmi boyutunu da pekiştirmişti. Diğer taraftan siyonistlerin saldırganlıklarının ve sözde barışçı
Sayfa 47
29- Özellikle haklardan vazgeçme üzerine yükselen Oslo (Gazze-Eriha) Anlaşması'na ve işleri uzlaşmacı yollarla düzeltme projesine Filistinli, Arap ve İslâmi çevrelerden oldukça güçlü itirazlar yöneltildi. Bu itirazların en belirgin noktaları şunlardır: a- Güvenilir İslâm âlimleri siyonist yönetimle bu şekilde barışçıl bir çözümün, buna davet
Sayfa 43
28- FKÖ önderliği bu Gazze-Eriha Anlaş- ması neticesinde İsrail'in var olma hakkını ve Filistin topraklarının %77'sini işgal edip mülkiyetine geçirmesinin yasallığını itiraf edip kabul etmiş ve ayrıca silahlı direnişi ve intifadayı durduracağı taahhüdünde bulunmuştur. Aynı şekilde örgüt liderliği Filistin'in tümünü özgürleştirmeye ve siyonist yapıyı ortadan kaldırmaya çağıran bütün madde ve fıkraları da örgüt anayasasından çıkarma teminatını verdi. Bu ittifakla FKÖ hem kendisinin hem hedeflerinin hem de örgüt anayasasının üstüne bir çizgi çekmiş oldu. Örgüt liderliği buna karşılık İsrail'in kendisini Filistin halkının temsilcisi kabul etmesi ve ona Gazze bölgesi ve Batı Yaka'nın bazı yerlerinde oldukça sınırlı özerk bir yönetim hakkı vermesi imkânı elde ediyordu. Diğer temel meselelerin ise beş yıl içerisinde çözüme kavuşturulması isteniyordu.
Sayfa 42
27- FKÖ'nün artık gittikçe zayıflayan yapısı içinde siyonist yönetimle barışçıl yollarla işleri düzeltmeyi destekleyen akım genişlemeye başladı. Nihayet Kasım 1988 ortalarında -sürgün-de- ilan edilen Filistin Devleti, Birleşmiş Milletler'in Filistin'i Araplarla yahudiler arasında paylaştırmayı ön gören 181 numaralı kararını kabul ettiklerini açıkladı. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 242 numaralı Kasım 1967 tarihli ve Filistin meselesini bir sığınmacılar meselesi olarak kabul edip barışçıl yollarla çözmeye çağıran kararını da itiraf etti. Ekim 1991'de FKŌ ve Arap devletleri Madrid'de siyonist yönetimle doğrudan barış görüşmelerine katıldılar. Yaklaşık iki sene boyunca örgütün resmi heyeti siyonist yönetimle bir anlaşmaya ulaşma imkânı bulamadı. Aralık 1992'de başlayan çeşitli gizli görüşmeler dışında hiçbir açılım ve diyalog kanalı ortaya çıkmadı. Söz konusu gizli görüşmeler ise Oslo ya da daha önce Gazze-Eriha Anlaşması diye bilinen ve önce örgütle siyonist yönetim arasında Norveç Oslo'da kabul edilen sonra 13 Eylül 1993'de Washington'da imzalanan bir anlaşmayla sonuçlandı.
Sayfa 41
26- Aralık 1987 - Eylül 1993 döneminde mübarek intifada, Filistin'in içinde hareketin dizginlerini eline aldı. İslâmi akım Filistin direnişinde temel bir unsuru teşkil edecek şekilde güçlü olarak öne çıktı. Özellikle de intifadanın başlangıcıyla birlikte harekete geçtiğini duyuran İslâmi Direniş Hareketi (Hamas) yoluyla bunu ilan etti. İntifada Arap dünyasında, İslâm âleminde ve uluslararası düzeyde Filistin meselesi konusunda duyarlılığı yeniden canlandırdı ve bu meseleye ilgiyi artırdı. Ama egemen şartlar ve Filistin ile Arap önderlerinin fikri yaklaşımları, intifadanın daha da alevlenerek özgürleşme yolunda daha fazla genişlemesine fırsat tanımadı. Aksine intifadayı, gasıp siyonist yönetimle işleri düzeltmeye yönelmek maksadıyla hızlı bir şekilde siyasetlerini devreye sokmak için istismar etmeye kalkıştılar.
Sayfa 40
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.