Murat Ekşi kitaplarını, Murat Ekşi sözleri ve alıntılarını, Murat Ekşi yazarlarını, Murat Ekşi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Her halimize şükretmeyi ne zaman öğrenecektik? Nankörlük etmeyi ne zaman bırakacaktık? Dert dediğimiz şeyleri nimet sayan insanların olduğunu ne zaman idrak edecektik?”
Kayra Şafak, oldukça beğendiğim, güçlü, kararlı ve kendine güvenen bir karakterdi. Hikayesinin ilk sayfalarından itibaren ne yapacağını biliyordu. Lakin bu kitapta ilk kez Kayra'nın yalpaladığına şahit olduk. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere tam bir kötü şöhret tarafından vuruldu. Kayra'nın hiçbir şey yapmadığı hâlde çöküşünü okumak, tuhaf bir deneyimdi benim için. Ne yapacağını bilmez bir şekilde kaçan Kayra'yı okumak, onun çaresizliğini tüm kitap boyunca hissetmek beklediğim bir şey değildi. Hiç değilse bir saldırı bekliyordum ondan. Ama öyle bıkkındı ki... Tek mutlu olduğu zamanlar Ahsen ile konuştuğu zamanlardı. Onlar da çok kısa sürdü. Kitap boyunca bir depresiflik, tükenmişlik kovaladı durdu bizi.
Kitabın sonlarına doğru iki bomba patladı arka arkaya. Yalan yok, bu bombalar biraz havada kalmış ve aceleye gelmiş gibi hissettirdi. Kayra'nın hâlâ içinden çıkamadığı duygusal boşluk burda da kendini belli etti. Bu halde bir Kayra'yı okumak pek hoşuma gitmedi ama onun da bir insan olduğunu hatırlattı bana. Gözümde yenilmez bir yazılımcıydı çünkü o. İlk kitabı okuduğum zaman ilham kaynağım olmuştu ve kafamda farklı yerlere konumlandırmıştım.
Kayra Şafak, girdiği yolun sonunun nereye gideceğini tahmin edebiliyordu. Ama bu yolun, son sayfada okuduğumuz gerçek kadar onu sarsabileceğinden habersizdi.
Şöhretin bedelleri olur. Kimi zaman bu bedel şöhretin ta kendisidir.