Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Murat Küçük

Murat KüçükBedreddin yazarı
Yazar
Derleyen
8.7/10
4 Kişi
15
Okunma
0
Beğeni
1.546
Görüntülenme

Murat Küçük Sözleri ve Alıntıları

Murat Küçük sözleri ve alıntılarını, Murat Küçük kitap alıntılarını, Murat Küçük en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkes kendi tecrübesini benzersiz şekilde yaşar.
Reklam
Yaralı olarak yakalanan Börklüce'yi Ayasuluğ'a götürüp çok işkence ettiler. Müritleri gözü önünde tek tek katledildi ve onu da çarmıha gerip öldürdüler. Sonraki günlerde cansız bedenini köy köy dolaştırıp göstermişler ahaliye ki herkes Mustafa'nın ölümüne inanıp bu davadan vazgeçsin.
Ama bunca yazılıp çizilmiş olmasına rağmen Bedreddin hakkında hâlâ çok az șey biliyoruz. Nedeni gayet basit. Bütün bu çalışmalar torunu Hafiz Halil'in, Bizanslı tarihi Dukas'in, İbn Arabşah'ın anlattıkları ve sonraki yüzyıllarda yaşamış başka birkaç vakanüvisin çoğu olumsuz kısa değinmeleriyle yetinmek zorundadır. Kaynaklar birbiriyle çelişen ifadeler, dönemsel boşluklar ve soru işaretleriyle doludur.
1970'li yıllardan itibaren Şeyh Bedrettin sol düşüncenin Osmanlı tarihinde keşfettiği en güçlü tarihsel figür hâline gelir. Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Ahmet Kaya gibi sevilen sanatçılar tarafından müzikal dünyaya taşınır, tiyatro gruplarının sahneye uyarlanır, romana, şiire konu olur.
Dönemi için çığır açıcı nitelemesini hak eden çalışmalarının ortak özelliği, o güne dek şer'i mahkemelerde yargılama usulüne hakim olan taklid geleneğine açıkça karşı çıkmasıdır. Mezhep kurucusu din âlimlerinin içtihatlarına bakarak hüküm vermek yerine, kadıların kendi özgür içtihatlarini oluşturabileceğini savunduğu için büyük tepki çekmiştir.
Reklam
Tartışmayı yaşadığımız çağa aktaran en önemli yapıtsa hiç kuşkusuz Nazım Hikmet'in Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Destanı'dır. Ünlü şair, ilahiyat fakültesi öğretim üyesi Şerefeddin Yaltkaya'nın 1924'te yayımlanan eserini kastederek, bu destanı, Bedreddin'i medresenin kamış kaleminden, divitinden ve rıhından kurtarmak için kaleme aldığını özellikle vurgular. 1936'da Bursa hapishanesinde son derece sınırlı imkanlarla yazılan şiir, Osmanlı'dan devralınan tarih yazımına duyulan tepkinin ürünüdür ve bütün estetik gücüyle, köylülük ve tımar sistemi karşıtlığında gelişen isyanın sınıf değerlendirmesine odaklanır.
İdam edildiğinde henüz elli sekiz yaşındadır. Kaynaklar bu kısa ömründe otuzdan fazla eser kaleme aldığını belirtir. Eserlerinde isyana dair herhangi bir bilgi yoktur. Ancak isyan çağrısı içeren herhangi bir risalesi varsa bile böyle bir metnin, yenilgi sonrası yaşanan uzun takibat döneminde yok edildiği veya müritleri tarafından gizlendigi tahmin edilebilir.
Bir sanduka taşıma olayı daha:
CUMHURIYETIN KURULUŞUNDAN sonra varını yoğunu yüklenip Türkiye'ye gelen bir grup Batı Trakya mübadili, büyük bir saygı ve ihtimamla taşıdıkları kocaman bir sandık getirirler beraberlerinde. Kenarları paslı demirle çevrili sandığın içinde, evliya derecesinde hürmet ettikleri Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin'in kemikleri vardır. Muhtemelen müritlerinin soyundan geldiğini tahmin ettiğimiz Serezli Ferid Rasim Bey ve arkadaşları, sandığı İstanbul'da Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkililerine teslim ederler. Tarih 1924. Sandık önce Sultanahmet Camii'nde daha sonra Topkapı Sarayı'nın depolarında, imparatorluğun dört bir yanından yüzlerce yıl boyunca toplanıp getirilmiş değerli eşya arasında muhafaza edilir. Nihayet 1961'de 5-1840 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla gömülmesine izin çıkar ve 29 Kasım 1961 tarihinde Divanyolu'nda, Osmanlı Padişahı II. Mahmud Türbesi'nin bahçesine on kişilik küçük bir heyetin katıldığı sessiz sedasız bir törenle defnedilir.
Arşivlerde idam fermanı veya sicil kaydı bulunamadığından resmi idam sebebi de kesin olarak bilinmiyor.
Reklam
Bütün dinler özünde aynı demiş, doğru demiş.
Osmanlı kaynaklarında dile gelen suçlamalar arasında öne çıkan en önemli iddia, dinler karşısında eşitlikçi tutumuyla ilgilidir. Şeyh Bedreddin bütün dinlerin özünde aynı olduğunu, aralarında bu itibarla bir fark bulunmadığını savunmaktadır. Varidat'ta bu düşünceyi açıkça görmek mümkündür. Bu anlayış, dönemin din âlimleri tarafindan İslamiyete hakaret olarak yorumlanmış ve idamına giden yolda geri dönülmez bir noktaya getirmiştir onu.
Son olarak dervişleriyle birlikte güneye doğru hareket ettiği bilinmektedir. Gecelemek üzere kaldıkları köyde ani bir baskınla yakalanıp Serez'e getirilir. Sultan'ın önünde yargılanır ve 1416 yılının 18 Aralık günü idam edilir. Bakırcılar çarşısında darağacına asılı cesedi bir gün bir gece darağacında kaldıktan sonra müritleri tarafından indirilip çarşı içinde defnedilir.
Kimdir Şeyh Bedreddin?
Kimdir Şeyh Bedreddin? Onu Bakanlar Kurulu kararıyla padişah türbesine defnettirecek kadar önemli kılan nedir? Tevatür çok. Kimine göre iftirayla Sultan'ın gazabına uğrayıp suçsuz yere idam edilmiş büyük bir İslam âlimi, kimine göreyse ortaçağda komüncü fikirlere sahip bir köylü isyaninin önderi. Kimine göre halk kahramanı, kimine göre mülhit ve zındık. Varidat'a baktiğımızda mistik bir sufiyle karşılaşırken, diğer kitaplarına göz attığımızda rasyonel bir fikıh âlimi görüyoruz. Peki hangisi doğru bunların? Ya da hangi önerme ne dereceye kadar doğruluk payına sahip? Gerçek Bedreddin kim?
Varidat dışında bilinen eserlerinin çoğu fıkıh alanındadır ve bunlar yakın zamana kadar Cumhuriyet kuşakları için ulaşılabilir değildir.
Şeyh Bedreddin, kazaskerlik döneminde kadılar için başvuru kitabı olarak tasarladığı Camiu'l-Fusuleyn adlı eserini yazıp tamamlar. Bu kitap sonraki yüzyıllarda Osmanlı şer'i mahkemelerinde görülen ve çoğu bugünkü anlamda medeni kanun alanına giren davalarda vazgeçilmez bir başvuru kaynağı hâline gelecektir.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.