En Eski Mürsel Gündoğdu Gönderileri
En Eski Mürsel Gündoğdu kitaplarını, en eski Mürsel Gündoğdu sözleri ve alıntılarını, en eski Mürsel Gündoğdu yazarlarını, en eski Mürsel Gündoğdu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hüzün
Kalbimiz, bazen gözyaşlarıyla dolu olur.
Bazen de kır çiçekleriyle örülmüş bir köprüden geçiyormuşçasına içimizden sevinç huzmeleri dağılır tenha sokaklara.
Hüzün varsa gözlerimizde, sevinçlerimiz içimizin dehlizlerinde gizlenmiştir. Sevinçler meydana çıkınca hüznümüz sığınacak tarumar bir kuytu arar saklı bahçemizde. Mevsimler, göçmen kuşlar gibi gelir geçer hayatımızdan ancak gönlümüzün soğuması, mevsimin kışa evrilmesinden değil hayatın doludizgin yaşanmasındandır.
Sayfa 62Kitabı okudu
"Çok istediğin bir şey bir gün gelir, seni bulur. Onu aramaya çıkarsan sonsuza kadar kaybedersin ve onu elde etmek için ne kadar çırpınırsan o kadar çamura batar, boğulursun. Önümüzde sayısız yol vardır, gidilesi. Yüce Allah’ın inayeti olmazsa hangimiz bu karmakarışık sahrada yönümüzü bulabilir ve dahi yolumuzu seçebiliriz?”
Sayfa 73Kitabı okudu
Hazineler, harap yerlerde saklıdır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Gönül bazen çöl gibi ıssız olur, Leyla’sız, yani sevdasız. Bazen de gönül, sarp dağlar misali heyheylenip kollarını göğün yüreğine değdirmenin telaşına koyulur. Hayat dediğimiz şey, çöl dağlarından gül dağlarına yol aramanın kutlu çabasından başka nedir ki?
Sayfa 127Kitabı okudu
YÜKSEK FİKİRLER, yüce dağlar gibidir. Yüce dağlara aşina olmayanlar doruklardan her daim ürkmüştür. Oysa yüce fikirli olanların ömürleri büyük zirvelerin aşkıyla, özlemiyle yanıp tutuşarak geçmiştir. Zirvelerin yolları korkaklara, ürkeklere ve ideali olmayanlara her daim kapalıdır.
Sayfa 137Kitabı okudu
GÜNDÜZLER MANASINI yitirmişse yüreğimizde, onda hikmet aramak gerek.
Farkına bile varmadan bakışlarımız geceye saplanmıştır. Zira bizler, çoğu zaman karanlıkta unuturuz gözlerimizi.
Güneş kaybolur, ay küser ve aynalar paslanır gönlümüzün kuytularında. Katran gibi bulutlar üşüşür aydınlık yarınlarımızın gökyüzüne ve çatılarımız yıldızların şehrayininden mahrum kalır. Bir körebe oluruz hayatın sokaklarında dolaşan ve ışıktan gözleri yanan yarasalar gibi sığınırız karanlığın pütürlü göğsüne. Sonra bir yol belirir önümüzde ve çağırır bizi ipekten kollarına. Yolcu oluruz ve kaybettiğimiz rengi aramak için revan oluruz ıssız, sessiz patikalara.
Hayat, ayak izlerimizin çamura saplandığı yerden, ışığın rengini ve aydınlığın manasını aramak için çıkılan yolculuktan başka nedir ki?
Sayfa 203Kitabı okudu
Gemileri yakmıştım bir kere. “Şöhretin, şatafat ve bütün dünyalık arzuların uzağında yalnız Sana geleceğim, bir tek Seni seveceğim ve sadece Sana yöneleceğim” diye Rabbimle ahitleşmiştim.
Sayfa 6Kitabı okuyor
Hayat yolunun bir garip, bir muzdarip yolcusuydum şimdi. Gönlü kırık, bağrı yaralı bir kuş gibi gidiyordum arkama bakmadan. Çatlamış çölüme yağmurlar yağsın, solmuş gülüme goncalar açsın ve kararan ruhuma gündüzler ağsın diye dualar ederek gidiyordum.
Sayfa 8Kitabı okuyor
Ebusuud Efendi 'nin duası
Ey bütün yaratıkları esirgeyen Allahım
İşlerimizi düzelt
Ey Rabbimiz
Kusur ve eksiklerimizi lütfunla tamamla
Kalbimiz kaldı gaflet karanlığında
Seni anmanın nurunun ışığıyla gönüllerimizi aydınlat
Bizi ecel rüzgârı toprağa saldığı zaman
Kabirlerimizi cennet bahçelerinden bir bahçe eyle
Bu cihan bir köprüdür herkes gelip geçer
Ya Rab!
Geçişimizi selamet ve emniyetli kıl
Bütün insanlar emrinle kıyamet günü toplandığında
Cennet ehli ile olmayı bize nasip eyle.
Sayfa 184Kitabı okudu
