Mustafa Çalık sözleri ve alıntılarını, Mustafa Çalık kitap alıntılarını, Mustafa Çalık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bâb-ı Âlî’yi muhafazayla görevli muhafız bölüğü, dahiliye nazırı Reşid Bey’in haberi olmadan bir gün önce akşam üzeri yerinden alınmıştı. Bu işin hükümetten hatta harbiye nazırından gizli olarak Kurmay Albay Cemal Bey’in (Paşa)emriyle yapıldığı tahmin edilebilir.
Harbin değişik mevkilerinde görev yapan Rahmi Apak’a göre, savaşın kaybedilmesinin sebeplerinden biri, Türk ordusunun yarısından fazlasını teşkil eden redif birliklerinin düşük vasıflarıdır.
Silah sesleri üzerine hükümet toplantısına katılmak üzere Bâb-ı Âlî’de bulunan Nazım Paşa dışarı çıktığında Enver Bey’le (Paşa) karşılaştı: “ Sen, dedi; siyasetle uğraşmayacağına dair bana şahsi ve askeri namusun üzerine söz vermemiş miydin? Bana verdiğin söz bu muydu? Pezevenkler beni aldattınız!” Fazla konuşamadan tek kurşun yiyerek öldü. Bu kurşunun Enver veya Yakup Cemil tarafından atıldığı bugüne kadar münakaşalı kalmıştır.
Sayfa 21 - Bu kişinin Yakup Cemil olduğuna artık ciddi bir şüphe yoktur.Kitabı okuyor
İttihatçılar, Sultan Reşad’ın Hüseyin Hilmi Paşa’yı istemesine rağmen milyarder Mısırlı Prens Said Halim Paşa’yı sadrazam yaptılar. Ancak gerçek iktidar Tal’at , Enver, Cemal üçlüsüne geçti. İmparator askeri işlerde Enver’in, sivil mes’elelerde Tal’at’ın diktatörlüğü altına girdi.
Çatalca önlerinde Bulgarlar durdurulmuşlardı, Bulgarlar’la imzalanan mütarekenin feci ve akılalmaz maddesi, Bulgarlar’ın Edirne’den Türk ordusu içinden tren geçirerek Çatalca önlerindeki orduyu besleyebilecekleri, fakat aynı şeyi Edirne için Türklerin yapamayacağı ve şehrin açlığa mahkum olacağı hakkında hükmü idi.
"1999'da MHP milletvekili olsaydım, ne yapacak olduğumu iyi biliyorum: Önce yerimden kalkar, yüzlerce "kara bıyıklı"yı, 30 yaşındaki genç bir kadının üzerine saldırtan Ecevit'in elinden o mikrofonu alır ve onun dediklerinin 10 mislini ona iade ederdim; ardından da TBMM'yi sıradan bir devlet organı zanneden Ecevit'e, o Meclis'i Cumhuriyet'in kurmadığını, aksine Cumhuriyet'i o Meclis'in kurduğunu tane tane anlatır; Cumhuriyet'in de Ecevit'in devlet zannettiği şeyin de yine o Meclis'in eseri olduğunu, dünya alemin huzurunda, oradakilerin hepsinin yüzüne karşı bağıra bağıra söyler ve gider efendice Merve Kavakçı'nın yanına otururdum."