Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Çalık

Mustafa ÇalıkMilli Kimlik Milliyet Milliyetçilik yazarı
Yazar
Derleyen
7.5/10
20 Kişi
69
Okunma
40
Beğeni
4.081
Görüntülenme

Mustafa Çalık Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Çalık sözleri ve alıntılarını, Mustafa Çalık kitap alıntılarını, Mustafa Çalık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanzimať la birlikte bu denge bürokrasi lehine bozulmuştur. Hükümranlık büyük ölçüde bürokrasiye geçmiştir. Öyle ki, son 5 padişahın hiç birisi alışıldık bir monarşik gelenek içinde taç giyip saltanat sürmüş sayılamaz, ya gelirken bürokrasi eliyle getirilmiş, ya giderken onun eliyle götürülmüştür.
Mevcut Anayasa ve Siyasî Partiler Kanunu yerinde durdukça demokratik bir işleyişin hiç bir garantisi olmayacağı daha başka nasıl anlaşılabilecektir. Bu siyasî hukuk düzeni içinde demokrasinin devamı, ancak bürokrasinin müsaadesine mazhar olmakla mümkündür. Demokrasi ne müsaadeye mazhariyet rejimidir, ne de lûtuf ve ihsanla ayakta kalabilir.
Reklam
Türkiye'nin sadece hasımları ile değil, komşu ve müttefikleri ile ilişkilerinin de anahtarı 'hüviyeť'inden çok 'şahsiyet'i olmalıdır. Tarihî, siyasî ve kültürel hüviyetimizi tükenmez bir sermaye gibi kullanarak ve hemen hemen sadece bundan medet umarak güç ve itibar elde edemeyiz; şahsiyet geliştirmenin lüzumunu da farketmeliyiz. Başımıza 'çuval' geçirilerek anlatılmak istenilen şeyin aslında 'ne' olduğunu bir kere daha ve ayrıca 'tavzih' ettirmeye çabalamak, hiç bir 'kazanç telâkkisiyle tenezzül edilebilecek bir tavır değildir. 'Dostluğa' muhtaç ve mecbur olduğunu hissettirmek, yeri geldiğinde aşağılanmayı ve her an gözden çıkarılabilmeyi peşinen kabul etmek değil midir?
21 Temmuz 1913
"Enver Bey'in başında bulunduğu birliklerin, Bulgarların boşaltmak zorunda kaldığı Edirne'yi geri alması."
29 Haziran 1913
" Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesinden 18 gün sonra, ikinci Balkan Harbi çıktı."
Bürokrasi, bürokratik hükümranlıktan öteye tuhaf bir 'hükümdarlık' modeline inkılab etmiştir. Devlet de memleket de düzen de hukuk da hukuk müesseseleri de onundur, o kurmuştur, o yapmıştır, onun istediklerini yapacaklardır. Kendi koyduğu hukuku bile işine gelmeyince tanımayan bir güce karşı yapılacak şey, onun kurallarını ona karşı savunmak değil, olabildiğince değiştirmektir.
Reklam
Türkiye'deki kavga budur. Oligarşik hükümranlığa dönüşmüş bürokratik yönetim geleneğimiz, zarureten ve zaten kullanmakta olduğu iktidarı yeterli görmemekte, gayri resmî hükümranlığından vazgeçmeye yanaşmamaktadır.
Amerika'ya en fazla sövenlerin, en fazla kafa tutanların; Amerika'dan en fazla korktuklarının, Amerika'ya en az direndiklerinin, Amerika gelince en erken ve en alçakça kaçtıklarının en mahçup şahidi Bağdat olmadı mı?
"Kim" olduğu mühim değil, kendi nefsine, "nefs-i emmare"sinin zaaflarına direnemeyen, kimseye direnemez.
...ama cumhuriyet'in 'idaresi' için de bürokrasi lâzımdı; lakin bürokrasi O'na kuzu gibi itaat etti; askeriyle siviliyle; zira arkasında, şahsî yeteneklerinin yanısıra 'büyük kırılma'nın, 'yeniden doğuş'un başedilmez karizmatik kudreti vardı. Onun ölümü ile birlikte yerine geçen 'anadan doğma bürokrat halefinin de yardımıyla bürokrasi hızla toparlandı. Öyle bir görünür-görünmez, örtülü-örtüsüz hükümranlık alanı tesis edildi ki, hâlâ kimse dokunamıyor. Bu, saltanat sürmekten, hükmetmekten daha ciddi bir tasası olmayan tam bir iki yüzlüler hükümranlığıdır.
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.