“Halifeliğin kaldırılmasıyla Türkler, İslâm dünyasının merkezi olmaktan çıkmıştır. Türkiye İslâm'ın manevi önderliğini bırakıp, dünyevi bir hükümet kurup halifeyi sınır dışı edince Batılılaşmanın nimetlerine karşılık İslâm birliği ve desteğinden vazgeçti. Ne olursa olsun halifelik İslâm toplumunu birleştirici ve İslâm'ın geçmişi ile en güçlü bağı sayılmıştır.”
/Arnold J. Toynbee/
Asla unutma;öfke çok şiddetli bir rüzgar gibidir.Bir süre sonra muhakkak diner ama birçok ağaç dalını kırmıştır.Sahi rüzgarımızla ne kadar dal kırdık ?
Kendi inancından, kendi tarihinden utanan kişiyi, uydusu olduğu yabancı ülkenin kılık ve kıyafeti büyütmez, bilakis küçültür. Kendi inancına, tarihine sahip çıkan kişiyi de kendi milli kılık ve kıyafeti küçültmez, bilakis büyütür.
İngilizler, bir bölgeye hâkim olmak istediğinde aşağıda verdiğim hizmetçilerini sırasıyla kullanır:
1.Psikolog, sosyologlar ve tarihçiler
2.Haritacılar
3.Kışkırtıcı İngiliz ajanlar
4.İngiliz ordusu
5.İngiliz eğitimciler
6.Mankurtlar
İskender, işgal ettiği toprakları nasıl elinde tutacağını Aristo'ya sormuş ve yazdığı mektupta şöyle demiştir: “Ben bu kazandığım ülkeleri ne yapayım? Sultanları, padişahları, beyleri, ağaları, ülkenin ileri gelenlerini ne yapayım? Bunların tamamını kılıçtan mı geçireyim, yoksa hepsini toptan sürgüne mi göndereyim?”
Aristo'nun İskender'e cevabı şuydu: “Onları ne kılıçtan geçir, ne sürgün et. Çünkü kılıçtan geçirecek olursan, onların geride kalan nesilleri intikam arzusuyla yanıp tutuşur. Sürgüne gönderecek olursan, onlar yine bir yerde toplanıp senin başına bela olur. Şayet onlara devamlı hâkim olmak istiyorsan, onları küçük küçük beylikler; syayağ haline getir. Bununla da yetinme, münakaşa mevzularını aralarında yay. Bu münakaşalı mevzuları halletme. Onlar devamlı münakaşa ederken, birbirleriyle uğraşırken, sen aralarında hakem olursun, senin saltanatın ve hâkimiyetin devam eder.”
Yıllar sonra İngilizler, Aristo'nun İskender'e önerdiği bu stratejiyi sömürge ülkelerinde ve özellikle İslâm coğrafyasında uygulayacaklardı.
Kitap okumuyoruz. Sloganik, romantik şeyleri sevip onlara bağlanıyoruz. Hikâyeler ile ömür tüketiyoruz.
Okumayı ve araştırmayı sevmiyoruz. Bu yüzden tuzak ların farkına varmıyoruz ve bizi kolayca kuşatıp yok edebiliyorlar.
...Filistin’de İsrail’e karşı savaşan HAMAS terörist ilan ediliyordu. Ve bizim halkımızı buna inandırıyorlardı. Halkımız şunu iyi bilmeli: Madem ülkesini işgalcilere karşı savunmak için savaşan terörist ise o zaman Çanakkale, Sarıkamış’ta savaşan halkımızda terörist idi.
Thor, İskandinav mitolojisinde en güçlü tanrılardan biridir. Gücü, babası Odin tarafından teslim edilmiş iki sihirli nesneye dayanmaktadır. Bu nesnelerden biri Mjöllnir'dir. "Miyölnir" diye okunur. Mjöllnir, adının anlamı "parçalayıcı olan kocaman bir çekiç”tir.
Sermayeyi öngören kapitalizmin başlıca özelliği serbest, sınırsız, kayıtsız şartsız mutlak kazanç fikridir.
Mannan’a göre kapitalizmde bütün kuralların kökeninde
şu üç unsur yer almaktadır: Kazanç, rekabet, rasyonellik.
Çünkü insan psikolojik bir varlıktır. İnsanı değiştirmek, yönetmek, yönlendirmek ve etki altına almak isteniyorsa psikoloji ilminden muhakkak faydalanmak gerekir.