Nicolaus Copernicus Sözleri ve Alıntıları
Nicolaus Copernicus sözleri ve alıntılarını, Nicolaus Copernicus kitap alıntılarını, Nicolaus Copernicus en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...zira filozofunki, Tanrı tarafından insan aklına izin verildiği ölçüde her şeyde hakikati araştırmakla görevli bir çabadır.
İnsanın yeteneğini destekleyen pek çok değişik bilim ve sanat içinde, en güzel, en değerli konularla ilgili olanları son derece çekici ve üzerinde çalışmaya değer buluyorum.
Sayfa 21Kitabı okudu
“...gökyüzünün kendisi hakikatin tanığıdır.”
Sayfa 12 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"... gökyüzünün kendisi hakikatin tanığıdır."
... gökyüzünün kendisi hakikatin tanığıdır.
Sayfa 12Kitabı okudu
“İnsan yeteneğini destekleyen pek çok değişik bilim ve sanat içinde, en güzel, en değerli konularla ilgili olanları son derece çekici ve üzerinde en çok çalışmaya değer buluyorum. Evrendeki tanrısal dönüşlerle, gezegenlerin devinimleriyle, büyüklükleriyle, uzaklıklarıyla, öteki nesnelerin doğuş-batışlarıyla ve gökyüzünde görünenlerin nedenleriyle uğraşan ve sonra da biçimin tümünü açıklayan alanlar işte bu türden olanlar. Nitekim bütün güzel şeyleri içine alan gökyüzünden güzel ne var? Adların kendileri de bunu gösteriyor: gök (coelum) ve evren (mundus): birincisi arılık, zarafet, süs; beriki çok ince işlenen bir madeni çağrıştırıyor.* İhtişamından ötürü çoğu filozof ona görülebilen tanrı adını da verdi... O kuşkusuz soylu bilimlerin başı, özgür insana son derece yakışan, matematiğin hemen bütün dallarıyla desteklenen bir bilim.”
* munditia (mundus sözünden): zarafet, zarif yaşam biçimi; caelare (coelum): işlemek.
Sayfa 21 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gök Evren Üzerine Kopernik'in Bir Sözü
"İhtişamından ötürü çoğu filozof ona görülebilen tanrı adını da verdi."
Sayfa 21Kitabı okudu
İmdi evren sınırlı mı yoksa sınırsız mı, bu tartışmayı fizikçilere bırakıp şunu kesince belirleyelim: dönme noktaları içine kapanmış olan Yeryüzü küre biçimli bir yüzeyle sınırlanır. O halde sınırı bilinmeyen ve bilinemeyecek olan tüm evrenin kayıyor olması yerine, doğa gereği onun biçimine uygun bir Yeryüzü devinimini kabul etme cesaretini niçin göstermiyoruz ve gökyüzünde görülen günlük dönüşün aslında Yeryüzü devinimine bağlı olduğunu niçin ileri sürmüyoruz? Bu durum Vergilius'un Aeneas'ının söylediğiyle benzerlik taşıyor. Şöyle diyor Aeneas:
"Rıhtımdan ayrılıyoruz, ülkeler, kentler geri geri gidiyor."
Sayfa 38 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“...doğa sanattan ya da insan becerisine bağlı olan nesnelerden çok başka bir şeydir.”
Sayfa 34 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Evren öyle büyüktür ki, Dünya'nın Güneş'ten uzaklığı, diğer gezici yıldızlarla karşılaştırıldığında önemsiz değilse de; sabit yıldız kürelerininki yanında fark edilemez ölçüdedir"
Göksel Cisimlerin Hareketleri Düzenli, Daimi ve Daireseldir ya da Dairesel Hareketlerden Oluşur
Zaten havadaki rüzgar denizdeki dalgadan başka nedir ki?
Sayfa 36Kitabı okudu
GİRİŞLER 739 - GÖKSEL KURELERIN DEVINIMLERI ÜZERINE
1. Evrenin Küre Şeklinde Olması
Evvela evrenin küre şeklinde olduğunu kabul etmeliyiz. Bu, ya tüm şekiller içinde en kusursuzu, yapısında hiçbir noksanlık taşımayan, tam anlamıyla eksiksiz olan kürenin biçiminden; ya tüm şekiller içinde en uygununun küre olmasından ve doğal olarak her şeyi içine alıp muhafaza edebileceğinden; ya evrendeki bütün kütlelerin –Güneş'i, Ay'ı, gezegenleri ve yıldızları kastediyorum– tümüyle küre şeklinde olmasından; su damlalarında ve diğer akışkan maddelerde görüldüğü gibi kendi başlarına hareket etmek istediklerinde küreye dönüşmeye meyilli olmalarından ötürü böyledir. Böyle bir şeklin göksel cisimlere yakıştırılmış olmasından kimse kuşku duymaz.
“...Güneş‘in kendisinin evrenin merkezini oluşturduğu düşünülecektir. Gökcisimlerinin ona göre birbirlerini izledikleri düzenin oranı ve tüm evrenin uyumu bütün bunları gösteriyor. Yeter ki denildiği gibi, nesneye iki gözümüzle bakalım.”
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Dolayısıyla Yer, Empedokles ile Anaksimenes’in düşündüğü gibi düz değil; Leukippos’un dediği gibi davul biçiminde, Herakleitos’un dediği gibi kayık biçiminde de değil; öte yandan Demokritos’un ileri sürdüğü gibi oyuk, Anaksimandros’un düşündüğü gibi silindir biçiminde, Ksenophanes’in dediği gibi en içten sonsuz kazığa bağlı da değildir. Filozofların (Pthagorasçılar ve Aristoteles) ileri sürdüğü gibi tam yuvarlak bir biçimi vardır.”
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu