Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Özsoy

Sünnetullah yazarı
Yazar
Çevirmen
8.3/10
39 Kişi
124
Okunma
16
Beğeni
4.372
Görüntülenme

Ömer Özsoy Gönderileri

Ömer Özsoy kitaplarını, Ömer Özsoy sözleri ve alıntılarını, Ömer Özsoy yazarlarını, Ömer Özsoy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an'la aramızdaki, onun nüzul dönemiyle çağdaş olmayışımızdan kaynaklanan mesafe, bu gerçeğin görmezden gelinmesiyle kapatılamayacak, dolayısıyla, Kur'an'ın bize hitap etmesi asla mümkün olmayacaktır. Zira bizim Kur'an karşısındaki konumumuz, özne-nesne ilişkiisi bağlamında Kur'an'ın özgün hitap çevresinin konumundan farklıdır. Onlar Kur'an'la iki yönlü bir ilişki içerisinde idiler. Kur'an onların idrak ve vicdanlarına hitap eden bir söz olarak, onların algılamalarına knu iken, onlar da Kur'an'ın üzerine söz söylediği, yorumladığı ve değerlendirmede bulunduğu nesneler dünyasına aittirler. Bugün ise bu ilişki ye yönlü yürü(tül)mek durumundadır. Zira artık Kur'an her yeni durumu ele almamakta, yorumlamamakta ve onun hakkında değerlendirmede bulunmamaktadır.
Bireysel veya toplumsal hayatımızı tanzim ederken Kur'an'ın rehberliğine başvurabilmenin, başka bir ifade ile, onun mesajını yeniden tarihe mal edebilmenin temel koşulu, onun yukarıda temas edilen tarihsel konumunun, yani elimizde bir metin olarak duran Kur'an'ın, indiği tarih ve coğrafya ile yakın ilişkisinin, buna mukabil bizimle arasındaki zamansal ve kültürel mesafenin farkında olmaktır.
Reklam
Kur'an belli bir tarih diliminde ve o dönem içindeki gelişmelere bağlı olarak nazil olmuştur. Bunun, Kur'an'ın ifade özellikleri açısından anlamı, Kur'an'ın lafzi düzeyde nüzul dönemindeki olay ve sorunlarla ilgilenmiş ve nüzul döneminin kelime ve kavram dağarcığı zemininde konuşmuş olmasıdır. Bu nedenle, onun, nüzul döneminden sonraki gelişmelerle doğrudan ilgilenmiş olması beklenmemelidir.
Cumhuriyet'in uluslaşma projesinin baştan beri izlediği din politikası, akademik ilahiyatçılığn gelenek karşısındaki eleştirel tutumu ve Arap dünyasının ve İran'ın reformcu İslamcı yazarlarından yapılan çeviriler, çağın ruhuna uygun olarak Türkiye dindarlığına selefi karakterli ve öze dönüşçü bir söylem kazandırdı. Bu yeni fikri atmosfer, Türki dini düşüncesinde "öz"ü yani Kur'an'ı keşfetme, hayatı ve eşyayı Kur'an perspektifinden yeniden anlamlandırma ve Kur'an'ın kavram ve düşünce dünyasını yeniden ele alma ihtiyacını körükledi. Bu etkenlerin tamamı, zımnen "geleneğin" Müslümanlara ayak bağı olduğu ve "ilerleme"nin Kur'an'a dönüşle gerçekleşeceği şeklindeki modernist perspektifle birleşiyordu. Telifleri 1980 sonrasına tekabül eden "Kur'an'da..." veya "Kur'an'a Göre..." başlıklı yayımların, genellikle, araştırma konusu yapılan kavram veya fenomenin Kur'an'da ne anlama geldiğini değil, geleneksel kabullerin "dayattığı" anlama gelmediğini ortaya koymayı hedeflediği rahatlıkla söylenebilir.
Türkiye'de çağdaş Kuran çalışmaları üzernide belirleyici rol oynayan, dini düşünce tarihinin en kayda değer tartışma gündemlerinden birisi, 1970'li yıllarla tarihlendirebileceğimiz "İslam ve reform" sorunsalıdır. Geleneksel eğitim kurumları dışında İslami ilimler eğitimi almış ilk Cumhuriyet nesli, Afgani ve Abduh'un
256 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.