Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Öner Ünalan

Öner ÜnalanDarwin Ne Yaptı? yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
16 Kişi
50
Okunma
8
Beğeni
1.751
Görüntülenme

Öner Ünalan Sözleri ve Alıntıları

Öner Ünalan sözleri ve alıntılarını, Öner Ünalan kitap alıntılarını, Öner Ünalan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nuh Tufanı efsanesi
Mezopotamya’daki kazılarda rastlanan kil katmanları, ülkenin büyük taşkınlara uğradığını göstermiştir. Charles Leonard Wooley (1880-1960) Ur’daki kazılarda, toprak yüzünden on iki metre derinde, yaklaşık iki buçuk metre kalınlığında bir kil katmanı bulur. İnsan elinden çıkmış hiçbir nesne izi taşımayan bu katman, çok büyük bir taşkının kalıntısıdır. Utnapiştim’in “Tufandan tanrılar bile korkup göğün en yüksek katına kaçtılar”94 diye anlattığı taşkın o olmalıdır. Anılan kil katmanı İ.Ö. yaklaşık 2800’e tarihlenmiştir. J. Ussher’a göre Nuh Tufanı İ.Ö. 2349’da olmuştur. Böylece Nuh Tufanı söylencesinin Mezopotamya’daki korkunç bir taşkından kaynaklandığı ortaya çıkar. Bu, besbelli çok can almış, yerel bir taşkındır. Yeryüzü büyük âfetler görmüşse de yerbilimin birbiçimlilik ilkesi yürürlükte kalmış ve Darwin’in dediği gibi “dünyayı tümüyle ıssız bırakmış hiçbir tufan olmamıştır.”95
Doğa durmadan değişimler yaratır; insanoğlu onları kendine elverişli yönde biriktirir.Bu anlamda, insanoğlunun kendine yararlı ırklar yarattığı söylenebilir.
Reklam
Karanlık mağaralarda yaşayan hayvanlar, mağaraların bulunduğu çevredeki hayvanlarla hısımdır. Mağara hayvanları karanlıkta yaşamaya uyarlanarak kuşaklar boyunca kullanmadıkları gözlerini yitirmişlerdir. Öte yandan, örneğin kör mağara böceklerinde gözler yitirildiği için çok kullanılan duyargalar ve dokunaçlar (palpuslar) irileşmiştir.
Darwin’in dediği gibi, “Aynı ırkta, birbirinin gerçekten tıpkısı olan iki birey yoktur.”
Görülüyor ki doğal seçme artık teori değildir, gözlenmiş ve varlığı deneylerle kanıtlanmış bir olgudur. Doğal seçme, bugünkü geliştirilmiş organik evrim teorisinin tabanıdır ve yaşambilimin birleştirici öğesidir.
İnsanın dik durmasında ve yürümesinde çok önemli bir dayanak olan ayak başparmağı, başlangıçta öbür parmaklara paralel değildir; ayaktan yana doğru bir açı yaparak çıkar; dörtellilerde bugün görülen durumdadır. İnsan embriyonu memeli embriyonlarıyla daha da çok benzeşir. “Örneğin yürek, başlangıçta, çarpan basit bir kap biçimindedir; çıkartı (sidik ve dışkı) bir dışkılıktan (...) boşaltılır; kuyruk kemiği (os coccyx)... bacaklardan daha öteye, gerçek bir kuyruk gibi uzanır.”67 Vb. Kısacası, insan kendisinin hemen aşağısında bulunan hayvanlar gibi belirir ve gelişiminin ilk basamakları onlarınkilerle aynıdır.
Reklam
Demek ki doğa insana değişimler sunar. İnsanoğlu onlardan işine gelenleri seçerek soyaçekimin koruyucu ve sürdürücü etkisinden yararlanıp biriktirir. Böylece kendi çıkarına ve gönlüne uygun yeni ırklar ve çeşitler yaratır! Doğada buna benzer bir düzen işliyor olamaz mı?
Yaratılış Dogması’nda türler üstüne söylenenler şöyle özetlenebilir: 1- Bütün türler üç gün sürmüş bir yaratmanın ürünüdür; 2- Her tür, öbürlerinden ayrı ve bugün nasılsa öyle yaratılmıştır; 3- İnsan bütün canlılardan apayrı (Tanrı’nın suretinde) yaratılmıştır; 4- Bugünkü türler, Nuh’la birlikte kurtulmuş belirli sayıdaki bireylerinin dölleridir. Görüldüğü gibi, Yaratılış Dogması’nda canlılar âlemi birbiriyle ilişkisiz, değişmez türler topluluğu sayılır; insan o âlemin dışında ve üstünde tutulur. Yaratılış Dogması “Yeryüzünde yaşam nasıl başladı?” sorusunu da yanıtlar: Yeryüzünde yaşam, Dogmada anlatıldığı gibi yaratılarak başlamıştır!
Yararlı organlar güdük sayılmaz. Kivinin küt kanatları gibi penguenin kanatları da uçmaya elverişli değildir. Ancak, penguenin kanatları yüzmeye uyarlanıp yüzgeç biçimini almıştır ve yararlıdır.
Darwin’in, Türlerin Kökeni kısa adıyla tanınan başyapıtı Londra’da, 24 Kasım 1859’da, 1250 nüsha yayımlanır. Kitapçılar önceden 1500 nüsha parası ödemişlerdir. Kitap yayımlandığı gün tükenir. Darwin’in sağlığında altı kez basılan Türlerin Kökeni’ndeki görüşlere saldırılar kitap yayımlanmadan önce başlayıp günümüze dek sürer...
Reklam
Darwin'in ilk organik evrim teorisi Monad Evrim Teorisidir. Bu teorinin taslağını 1837 Temmuzunda kısaca not etmiştir. Öylece kalmış olan bu teoriye göre, değişeduran dünyada koşullara uyarlanmış kalmak için türler de değişmek zorundadır. Yeryüzünde tür sayısı pek değişmeden kalıyorsa, yeni türler ortaya çıkınca eskiler tükenir. Monadlar (tek gözeli ilkel canlılar) çevrenin doğrudan etkilerinin sonucu olarak kendiliğinden, cansız maddeden doğarlar. Monadların ömürleri sınırlıdır. Bir monad ölünce, ondan gelmiş bütün monadlar ölür. Yeni gelen monadlara yer açmak için.
Aynı ırkta, birbirinin gerçekten tıpkısı olan iki birey yoktur. Darwin
Bilim, yazılması bitirilmiş bir kitap değildir ve asla öyle olmayacaktır. A. Einstein
Canlılar alemi, organik evrimin ürünüdür.Bütün canlılar ortak bir atadan geldikleri için soydaştır ve değişen oranlarda hısımdır.
Kur’an’da insanın yaratılışı için denir ki: “... insanı başlangıçta çamurdan yaratan... sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah’tır.” (Secde, 7-9).
220 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.