Özen Yula, Eskişehir'de doğdu. Lise eğitimini ABD'de Oregon'da tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek lisansını Ankara Üniversitesi Tiyatro Anabilim Dalı'nda tamamladı. Bir süre New York'ta bulundu.
Oyunları İngilizce, Almanca, Fransızca, Bulgarca, Fince, Lehçe, Japonca, Rusçaya çevrildi; turnelerle Almanya, Avusturya, İngiltere, Hollanda, Japonya, Mısır gibi ülkelerde sahnelendi.
Ay Tedirginliği ile sonuncu Bonn Bienali'nde ve Viyana'da 'kontext:Europa' Festivali'nde Türkiye'yi yazar olarak temsil etti. Gayri Resmi Hurrem Berlin'de Tiyatrom Topluluğu tarafından sahnelendi; Bulgaristan'da okuma tiyatrosu yapıldı. Aşk Evlerden Uzak Lehçeye çevrildi; Polonya'da Dialog dergisinde basıldı. Sahibinden Kiralık Sorbonne Üniversitesi'nde karşılaştırmalı çeviri olarak yapıldı. Bir hikayesi İngilizceye çevrildi; Kanada'daki Descant dergisinin Türkiye Özel Sayısı'nda basıldı. İki arkadaşı ile yazdığı Eksik Defter, Tuhaf Kitap İngilizce, Fransızca, Türkçe olarak basıldı; Lüksemburg'da satışa sunuldu.
Şimdi İstanbul ile Ankara'da yaşıyor. Serbest yazarlık ve tiyatro yönetmenliği yapıyor.
Yaşadığın devirde senin aklına, ruhuna, kalbine, vücuduna iyi gelen neyse senin hikâyen odur. Ötesi sadece rivayet. Hakikatin sensin.
Hiç unutma bunu!
Bir tek hayata eyvallah’ın olsun.
Geçtiğiniz yolları incitmeyin, dokunduğunuz ağacı, özleyeceğiniz insanı, içinizdeki sevme ihtimalini ve sonunda kendinizi, kalbinizi, içinizdeki eski sizi, çocukluğunuzu incitmeyin.
Belki bu da buradaki cennet için en doğru yol. 🌸
Birinin yola çıkma zamanı geldiyse yapılacak en iyi şey öpüp sırtını sıvazlamak ve göndermektir. Ne kadar severseniz o kadar rahat bırakın. Kendinizi de, onu da..
* Ne diyordu Özen Yula 'Gidenlerden kalanlara, kalanlardan gidenlere bir mektup bu kitap. Bir de unutmayı beceremeyenlere' tabii...
.
.
Alıntı..
°°Bir şeyi görmek için ona zaman ayırmak gerekir.
°°en zoru, bir sahnenin dışındakilerden olup, bulunduğun yerde ne yapacağını bilememekmiş..
BuğueviÖzen Yula · Yapı Kredi Yayınları · 200615 okunma
Her edebiyat tutkunu gibi benim de olmazsa olmazım öykülerdir. Çünkü öyküden öyküye zıplarken, her bir öyküde yaşayan kişiliklere hızlıca bürünerek “farklı hayatların fragmanları”na dalmak, onların duygularını sanki kendiminmiş gibi hissetmek, her birinde kendimden bir parça bulmak bana edebiyatın sonsuz derinliğini ve zenginliğini hatırlatmaktadır.
Üstüne üstlük bu öyküler çok farklı tarzdaysa, işte o zaman edebi şöleni doyasıya yaşamak en büyük ödül...
Ben bu ödülü Özen Yula sayesinde kısacık ama çok yüklü bir kitap ile edindim. Tuhaf görünen ama aslında gündelik ve sıradan insanların duygu ve kişiliklerini teker teker yaşadım. Daha asıl olan ise, şöyle bir durup düşündüğünüzde, tuhaf olan sadece karakterlerin isimleri; yaşananlar değil. Afitap ve Mehlika ile Şengül’ün pavyon yaşantıları, Dirahşan ile Mücap’ın hiç yaşanmayan konuşmaları, Nevvare’nin kendini boşluğa bırakışı ve düşene kadarki gördükleri ve yaşadıkları, Nisyan veya diğer adları ile Üftâde-Rengin’in bebeklikten başlayan kadersizliği, Türesin ve Tayyibe’nin konuşan bakışları ve kaderin ağlarındaki Tiraje’nin rüyası...
İsimler ne kadar tuhafsa, yaşananlar çok daha fazla hayatın içinden...
Teşekkürler Özen Yula...
Özen Yula'nın muzip kalemiyle sihirli bir dünyaya davet ettiği bir öykü kitabı. Küçük dünyaların sınırları aştığı, eğlenceli karakterleriyle kısa bir seyirlik.