Tumenin katolik din görevlisi ,Viyanalı rahip Ruzek, can çekişen askerlere yardımcı olmak için mayın tarlasına girmişti ...
Mayın temizleme müfrezesini beklemek istememiş...
_"Tanrıyı bekletemem " demişti.
Sonra tek başına yola çıkmıştı .Ölenlerle can çekisenler arasında üç ağır yaralı bulmuştu .
Bunların canlarının kurtarılması, kendilerine uygulayacak tedavinin cabukluguna bağlıydı.
Bunun üzerine sırtında her seferinde bir yaralı olduğu halde rahip mayın tarlasindaki korkunç yolculuğunu üç gidiş ,üç de geliş olmak üzere altı kez yapmıştı. ..
Oradaki bazı piyadeler ,isa peygamberin teberiye gölünün dalgaları üzerindeki yürüyüşünü görür gibi oldular ..sırtındaki ağır yükle adım adım ilerliyor, her an ayağını bir ölüm aygıtının üzerine basma tehlikesiyle karşılaşıyordu. ..ama hiç biri patlamadı.
General Schmidt, Teğmen Köhne'ye bir şeyler fısıldadı. Sonar yüksek sesle Schütte'ye ve radyo cuya:
“Buradan hiç kurtulma şansımız yok. Siz ikiniz kaçmaya bakın. Ben Rusları kendi üzerimize çekmek ve ateş ederek sizi korumak için Teğmen Köhne ile birlikte burada kalacağım,” dedi. General Gustav Schmidt'in yakasında meşe yaprakları vardı. Elliüç yaşındaki bu subay, yıllardır kendi arabasını süren askerin neler düşündüğünü anladı. Gülümsedi ve yalancıktan sert bir sesle: “Haydi! Koşun çocuklar! Emrediyorum!”
Himmler'in adamı olan Çiçero Ankara'da İngiltere Büyükelçisi Sir Hugh Knatchbull-Hugessen'in kasasında sakladığı en gizli belgelerin resimlerini çekmiş ve bunları Himmler'in yetkili temsilcisine satmıştır.
1942 yazından başlayarak Birleşik Devletler Ruslara 432.000 taşıt aracı vermişlerdi. Dolayısiyle Stalin'in Kursk'ta kazandığı zaferde Amerika Birleşik Devletleri'nin büyük payı vardır.