Öncelikle elimizdeki kitap bir savaş romanı değil arkadaşlar ..bir belgesel bu sebeple akıp giden sayfaları yok... aksine tarihler ,rakamlar ve adını bilmediğimiz dağlar ovalar ,nehirler var..savaşın bir nevi satranç tahtası olduğunu düşündürüyor okuyucuya ..doğru hamleyi yapan savaşı kazanır derken.. bazen kader ,tesadüf ya da ulvi mudahaleler ile savaş birden yön değiştiriyor. ..
Kursk her daim stalingrad muharebesinin gölgesinde kalmış olsa da canavar tankların birbirini yenmeye çalıştığı bir savaş olarak tarihe geçmiş ..
şöyle bir şey düşünüyorum. .
2700 mayını sadece sopa kullanarak (hiç birini patlatmadan ) sadece bir gecede çıkarabilen 10 komando ile bu gun karsilassak ne dusunurduk. .onlar kahramanmıdır? Evet kahramandır ..ama onlar Alman komandosudur ..Almanlar kötü adamlar ise ?kahraman kime denir?
Peki düşman senin şehrini ele geçirdiğinde hiç bir şeyden faydalanmasin diyerek ..kendi evlerini ,köylerini, köprülerini yakmak,yıkmak?(çorak toprak taktiği:tarihte pek çok kez kullanılmış )
ışte butun bunları dusunerek kapatıyorum her okuduğum savaşa dair kitabı. ...insanlar yeniden aynı deliligin pençesine dusmesinler diye dualar ederek kapatıyorum. ..barış şarkıları söyleyerek selamlıyorum tanımadığım binlerce genç ruhu....ben onların çavdar ile ayçiçek ile ektiği, dibinden mayın fiskirmayan tarlalarında dolaşıyorum. ..ta ki başka bir cephenin tozlu yollarına düşene kadar ....
Barışla kalın. ..
